kaynak: FancyDress |
Herhalde sene 2010 falan, emin değilim. O günlerde Tunalı'daki 6 katlı D&R'da dolanırken bir kitaba denk gelmiştim, Aşk ve Gurur ve Zombiler diye. Elime aldım bakmak için ama kahkahayı da koyverdim. Yani Jane'in kitaplarından, hayatından, etinden sütünden, suyunun suyundan yararlanmaya çalışmaları artık alıştığım bir durumdu ama böyle bir fikir de yeniydi hani. Ulan acaba mı demedim değil, acaba iyi midir fena değildir belki falan dedim. Ama azcık inceleyince anlaşılmıştı, bunu da bir kitap diye basmışlardı işte yapacak birşey yoktu. Çok da sallamadan geçtim gittim.
Ta ki geçen sene Douglas Booth'un instagramında haberlere rastlayana kadar. Yeminle şoka girdim ya. Hadi kendini bilmezin biri (Seth Grahame-Smith) yapmış bir delilik, hatta resmen bence kendini eğlendirmek için yazmış ama siz ne akla hizmet buna onca para döküp film yapıyorsunuz? Hayır o yapımcılar falanlar filanlar kitap çok manyak sattı eh filmi de kazandırır mı ki diye para hırsıyla kollarını sıvıyor da, bu oyuncular nasıl kabul ediyor böyle bir şeyin içinde yer almayı? Hayır hiçbiri de öyle eften püften, kenarda köşede kalmış, ev kredisinin son taksidinin zamanı geçmiş insanlar değil ki mecburiyetten girişsinle bu işe. Bir tanesi, son dönemde - belli ki arkası sağlam- her bir şeyde oynamaya başlayan Lily James. Bir diğeri iyi kötü de olsa habire kendine rol bulan Sam Riley. Öbürü kendini Ben-Hur olarak bile bulmuş olan Jack Huston. Charles Dance, Matt Smith (doktooooor! ah doktor!), Lena Headey ve benim de işlerini takip ettiğim Douglas Booth gibi oyuncular yani. Ay ben mi çok büyütüyorum bu insanları, çok mu ciddiye alıyorum acaba. Onlar da mı eğlenelim diyorlar mesela. Amaan iki güler eğleniriz sonra da hoop paramızı alırız mı diyorlar.
kaynak:ScreenRant |
Ne bileyim böyle saçma bir durum işte. Valla boşa giden 1 buçuk saatimi geri istiyorum. Hayır neden izlemeye devam ettim onu da bilmiyorum. Yani şöyle düşünün, herşey kitaptaki gibi birebir hatta cümleler falan. Ama arada zombiler çıkıyor. Jane'in o virgül manyağı cümlelerini ellerinde kılıç, zombi deşerken bir yandan da söylemeye çalışıyorlar tüm ciddiyetleriyle. Darcy'nin Elizabeth'e ilk teklifini mesela, Collins'in evindekini hani, birbirleriyle ölesiye dövüşürken yapıldığını hayal edin. Aa durun hayal etmenize gerek yok, aynen çekmişler. Ya var ya. Neyse.
kaynak:ArchitecturalDigest |
Gerçi Sam Riley'yi onca saçmalığın içinde bile izlerken demedim değil, şöyle esaslı bir uyarlamasında hiç de fena bir Darcy olmazmış ondan. Ya da Douglas Booth'tan gayet de olmuş olurdu Bingley. Elizabeth içinse ben oldum olası kimseyi yakıştıramadım, ona birşey diyemeyeceğim o yüzden. Herkes bir şekilde işini kotardı perdede de tvde de. Ama benim o satırları okurken aklımda canlanan şeye hiçbiri uyamadı.
Demem o ki böyle saçmalıkları hep yapıyorlar, yapacaklar da. Benim düştüğüm hataya düşmeyin. Sırf Jane'le ilgili ucundan kıyısından bir şey diye, bir bakayım demeyin.
IMDb'de Pride and Prejudice and Zombies