3 Aralık 2023 Pazar

Destined With You [이 연애는 불가항력] (2023)


 Lee Hong Joo, belediyede çalışan bir memur kızımız. Çevre düzenlemesiyle ilgili bir bölümde, öyle çoğunlukla belediyenin yetki sahasındaki parklarla, bahçelerle, ormanlarla falan ilgili şeylere bakıyor. Aslında iyi, sevimli ve arkadaş canlısı ama işte biraz doğrucu falan olunca insanları kendine gıcık etmiş. Yalnız başına yemek yemek zorunda kalıyor, tek ailesi olan babasını da kaybettiği için hayatının hemen hemen her alanında yalnız. Çok üzgün.

Bir gün belediyenin alanındaki bir ormanda, metruk bir eski evde bir youtuber kaza geçirip, ölünce oranın yıkımı ve düzenlenmesi ile ilgili iş Lee Hong Joo kızımıza kalıyor. Arazinin sahibi de çok zengin, pek yakışıklı ve zeki ama soğuk (ay allahım gına geldi bu tiplerden ya neyse senaristlere gelmedi) avukat Jang Shin Yoo çıkmasın mı? Arazide bir de gömülü bir sandık, sandığın içinde de eski bir büyük kitabı buluyor avukatımız. Eskiden şaman olan ama şimdi bakımevinde alzheimerlı gibi takılan teyzeden de bu kitabın sahibinin memur kızımız olduğu bilgisini aldığı için takılıyor memur kızımızın peşine. Sahibi derken yani işte Hong Joo'nun ataları yazmış güya kitabı, o yüzden ona miras diyor teyze.

Ama avukat oğlumuzun da bir sorunu var. Ailesinin erkeklerini erken yaşta öldüren bir hastalık var. Esasında bu bir lanet. Jang ailesinin atalarından birini bir şaman lanetlemiş. Jang Shin Yoo'nun beyninde doktorların anlam veremediği ve tedavi edemediği bir şeyler var. Lanet işte yahu. Shin Yoo da acaba bu büyü kitabındaki büyülerle bu memur kız beni iyileştirebilir mi diye çabalıyor. Memur kızımız ise büyü kitabındaki büyülerle platonik aşık olduğu belediye başkanının yardımıcısını kendime aşık edebilir miyim diye bakıyor. Bu esnada tabi aşk büyüsünde yanlışlık oluyor ve avukat oğlumuz memur kızımıza aşık oluyor. İkisi de bu karışıklığı çözebilmek ve büyüyü tersine çevirebilmek için birlikte çabalamaya başlıyor.

Bu Nakhwa Nori festivallerini çok  severim ama bu sene her dizide - her bir tanesinde kullandılar

"Destined With You", orijinal adıyla "이 연애는 불가항력" (bu aşk imkansız olarak çevirebiliriz) 23 Ağustos - 12 Ekim 2023 arasında 16 bölüm olarak yayınlandı Güney Kore'nin jTBC kanalında (ve Netflix'te). Konusunu okuyunca çok da ilgimi çekmemişti. Başrollerdeki Jo Bo Ah ile Rowoon'u da daha önce hiçbir dizide izlememiştim. Sadece ilk bölümü yayınlanmıştı ve bakıp, bırakırım diye düşünerek açtım. Bir de zaten jTBC'nin dizileri - özellikle romantiklik tarafında yer alır gibi görünenleri - genelde daha durgun ve benim zevkime göre sıkıcı olma eğilimde diye düşünürüm. Ama ilk bölümde vuaaa neler oluyor dedim. Rowoon'un canlandırdığı avukat oğlumuzun boynundan yukarı sahibi olmayan kanlı bir el tırmanıyordu. Olmayan birileriyle konuşuyordu, gerilim ortamı sarıyordu. Karanlık ve gizem doluydu. Öteki yanda ise başrol kızımız da yine korku filmi gibi sahnelerdeydi ama komikti de. İlk bölüm beni hem cezbetti hem de keyif verdi. İyi bakalım değişik bir şey var galiba dedim. Devam ettim.

Memur kızımız

Ama değişik bir şey değilmiş. Hem de son zamanlarda izlediğim pek çok kdramanın sahip olduğu az buçuk otantikliğe ya da iyi yazılmış kadın karakterlere bile sahip değilmiş. Hikaye aslında ilgi çekici bir gizeme sahipti hakkını yemeyeyim. Yine geçmiş hayatlardaki olaylardan ötürü lanetler, aşklar falan vardı ama o nokta - genel çerçevede - iyi düşünülmüştü. Bu hikayenin işleyişi sarpa sardı, saçmaladı daha sonra. O geçmiş hayattaki karakterlerin bu hayata yerleştirilmesinde çok salak şeyler yapıldı sonra da. Yani senarist iyi bir şeyi bir yerden duymuş sanki, sonra üzerine saçmalamış da saçmalamış gibiydi. Başrol kadın karakterimiz, memur kızımız yani yazılabilecek en salak, en özsaygısız, en düşüncesiz, en gereksiz karakterlerden biriydi. Üstüne bir de Jo Bo Ah'nın böyle vik vik bir sesle, ağlamaklı gözlerini habire kocaman açarak, ağzını uzatarak oynamayı seçmesi bu karakteri resmen tüm diziyi bana işkence haline getirdi. Belediyedeki ofis ekibinin tüm dizi boyunca, gram ilerleme göstermemesi hele. Hani sinir bozucu ofis arkadaşları tüm senaryo boyunca olan olaylar, yaşanılanlarla birlikte sonunda az biraz da olsa değişir, gelişme gösterir ya, normalde "karakter" yazımı budur. Hah işte burada bu salaklar ilk bölümden son bölüme kadar sıfır gelişme gösterdi.

Evin çatısında piknik yapıyoruz

Güney Kore'de belediyede memur olunca böyle evlerde yaşayabiliyorsak oraya nakil olayım


Dizinin tek iyi yanı benim için ve izlemeye devam etmemin tek sebebi Rowoon'du. Normalde orada burada rastlıyordum, yüzü aşırı estetikli geldiğinden biraz sinirimi bozuyor bakamıyordum. Estetikli olmayabilir bilemiyorum ama öyle görünüyor. Yani estetiğe karşılığımdan değil, böyle rahatsız edici olanları var ya hani, bakarken o insana yanlış bir şeyler olmuş ve olmamalıymış gibi hissediyorum. Gözlerime habire parmak sokuluyormuş gibi. Normalde burnunuz yamuk doğmuş olabilirsiniz mesela ya da dudaklarınız kendiliğinden kocaman olabilir. Bu görüntüye bakmakla ilgili bir sorunum yok. Öyle doğduğunuz için o zaten bana doğal geliyor kendiliğinden. Ama karşımdaki şeyin o insanın kendi kendine seçerek yaptığı bir şey olduğunu ve kötü durduğunu anlayınca sinirim bozuluyor. OKBsi olan bir insanın yamuk bir saatle karşılıklı oturmaya zorlanması gibi bir şey bu işte öyle diyeyim (benim yok, sadece durumu anlatmaya çalışıyorum). Böyle birkaç oyuncu var benim için, Im Soo Hyang mesela. Kadının bırak dizilerde oynamayı, evden dışarı çıkmaması gerekiyor bence. O kadar kötü. Ve kimse de demiyor, kendisi de görmüyor. Onu o hale getiren doktorun yatacak yeri yok zaten (ki önceki burnu olabilecek en normal burun, insan gerçekten yumruklamak istiyor).


İşte Rowoon da o kadar olmasa da o bir değişik burnu ve ördek dudaklarıyla çok bakmaktan hazzetmediğim bir oyuncuydu. Ama bu dizide görüntüsünü atlayıp, oynayışına ve karakterine odaklanabildim ve çok eğlendim. Normal hayatında acayip komik ve eğlenceli bir insan olduğunu görünce de sebebini anladım. Tüm o gerçek Rowoon'u senaryonun kendine tanıdığı az buçuk alanda ortaya çıkarıp, sahneleri kendi başına yüklenip götürdü. Mantıksız ve salaklıkla dolu senaryo boyunca yüzümü güldürdü. Zaten bir 18 gün sonra da onu ikinci kere göreceğim bir başka dizisi yayınlanmaya başladı (şu anda devam eden The Matchmakers). O arada geçende bahsettiğim A Time Called You'da da bir bölümde göründü. Sanırım bu seneki kdrama kazancım Rowoon oldu böylece.

Gerçekten bir tane daha geçmiş hayatında aşıklardı ama sonra çoook kötü şeyler oldu senaryosu
görürsem Kore kültür bakanlığına balyozla dalmaya gideceğim

Neyse, dizi iyi değildi. Tüm bunlarla bunu söylemeye çalışmıştım aslında. Çok iyi ve değişik bir şeymiş gibi kendini kamufle ederek başlayıp, salaklığına doyulmayan, geçmiş hayatlardan gına getirten, artık böyle kadın karakter mi kaldı allasen be senarist diye ekrana kafa geçirmelik kocaman bir zaman kaybıydı. Jo Bo Ah öyle olmayabilir ama bir daha görürsem yolumu değiştireceğim o derece.

1 yorum:

  1. Bende hiç beğenmedim, tamamıyla zaman kaybı. Bunu da gayet güzel uzun uzadıya anlatmışsın :) ne diyelim ? Fikrine sağlık diyelim en iyisi. Outlander izlemişmiydin Esra ? Eğer ki izlemediysen naçizane izlemini tavsiye ederim. Çok güzel tarihi bir AŞK filmi. Hem burada yazarsın, bende üstüne romanını okumuş gibi olurum :p gerçi romanı da var ama :D olsun senden okurum. Yazarsan mutlu olurum ;)

    YanıtlaSil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...