"Charlie & The Chocolate Factory" Roald Dahl'ın ilk kez 1964'te yayınlanan "Uslu bir çocuk olursan belki Şirinler'i bile görebilirsin" mantığıyla yazdığı, çocuklara akıllı uslu olmaları için bol bol mesaj verme kaygısındaki ve büyümek zorunda kalmış her çocuğun çocukluk hayallerini somutlaştırdığı neredeyse en ünlü kitabı. 1916 doğumlu Gallerli yazar, 1990 öldüğünde arkasında sadece çocuk kitapları değil, büyükler için fantastik romanlar, oyunlar, şiirler ve senaryolarına katkıda bulunduğu birçok film bırakmış. Bizim daha çok bildiğimiz Johnny Depp'in oynadığı 2005 tarihli Charlie&The Chocolate Factory filminin uyarlandığı kitabı içlerinden en çok bilineni. Bir de hatırlayan varsa 1996 tarihli Matilda filmi de yine onun aynı adlı kitabından.
Tamam biz Johnny'yi ve Tim Burton'ın sihrini dokundurduğu filmi biliyoruz ama 1971'de Dahl henüz hayattayken senaryosunu da bizzat yazdığı bir uyarlaması daha varmış kitabın. Daha ilgi çekici olduğunu mu düşünmüşler ne, o zamanki filmin adını kitapla aynı bırakmamış, Willy Wonka'ya mal etmişler ismi.
Bu versiyonda Charlie Bucket babasını kaybetmiş, annesi ve iki büyükbaba artı iki büyükannesi ile birlikte yaşayan fakir mi fakir bir çocuk. Annesi çamaşır yıkıyor, Charlie de gazete dağıtıcısı olarak üç beş kuruş getiriyor eve. Hikayenin gerisi hatırladığımız gibi. Altın biletler, çocuklar, fabrika, Willy Wonka, mutlu son. Ama arada bizim hatırladığımız versiyonla oldukça farklılıklar var. Tabi sene 1971 olduğu için, altın bilet sahtekarlığı bir Paraguaylı mafya babası tarafından yapılıyor mesela. Mike Teevee karakteri kovboy gibi giyinen, kovboy tabancası taşıyıp, çok fazla televizyon izleyen bir çocuk halinde gösteriliyor. Wonka'nın cam asansörüyle şehri yukarıdan seyrediyorlar sadece, 2005'teki gibi Charlie'nin evine sonradan gelmiyor yani.
Bu versiyonda henüz CGI teknolojisi falan da olmadığından herşey, her görüntü doğal. O kadar tuhaf geldi ki izlerken, bir yandan da bol bol takdir ettik. Düşünsenize tüm o anlatmak zorunda oldukları hayal dünyasını, çikolata fabrikası görüntülerini. Hepsini tek tek set çalışanlarının hazırladığını, herşeyin tek tek en ince ayrıntısına kadar elle yerleştirildiğini düşününce hakikaten akıl karı değilmiş gibi geliyor şimdiye göre.
Çocuk oyuncular bu versiyonda da döktürüyor. Ama Charlie Bucket'ın 1971 hali bende pek o Freddy Highmore'un uyandırdığı acıma, şefkat, köpek yavrusu duygularını oluşturmadı. Peter Ostrum'un Charlie'si sadece saf saf bakıyor gibi geldi bana. Gene Wilder'ın Wonka'sıysa Johnny'ninkinden oldukça farklı. Çok sakin ve normal görünüyor çoğu zaman. Sadece arada birden duygu değişikliği gösteriyor ama onlarda da çok ısrar etmiyor. Yani Johnny'nin altını doldurduğu kadar bir alt metne sahip görünmüyor Gene Wilder. Ama senaryonun güzelliği olarak, arada pek şahane cümleler ediyor sessizce, çaktırmadan (ki hemen hemen hepsi okkalı birer edebiyat eserinden aşırma). Bir de güzel şarkıları var tabi.
Oompa Lumpa'larsa evlere şenlik. Ayrı bir takdir konusu. 2005'te tek bir bilgisayar tıklamasıyla tek bir oyuncudan yüzlerce Oompa Lumpa yapılırken, 1971'de aynı gibi görünmeleri için boyanmış, giydirilmiş yüzlerce ayrı cüce oyuncuyla uğraşılmış. Cidden nerden nereye gelmişiz.
Ben filmleri sayarken izleyebileceğimiz indirdiklerimi, arkadaşım bunu seçtiğinde hatırlatmıştı, Gilmore Girls'de birinci sezonda Dean ve Rory çıkmaya başladıklarında, Dean'i evlerine ilk davet ettiklerinde izledikleri film buymuş. Biz de o duyguyla izledik, içimizde birer Lorelai, kendimizi o efektsiz renklere, boyanmış Oompa Lumpa'ların şarkılarına bıraktık.
Güzel oluyor, tavsiye ederim ;)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
eylülde
Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Joo Seo Yeon kızımız bir lisede beden eğitimi öğretmeni. Aynı lisede öğretmen olan Kim Mi Kyung'la tee ortaokul döneminden kankalar...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder