Maili açtığımdan beri geçen saatlerin nasıl olduğunu anlatamam, tarif edemem. Pottermore'un ekimde kapılarının açacak dünyasının beta versiyonuna daldığımdan andan beridir deli gibiyim. Refleks olmasa nefes bile almayacağım herhalde. İlk kitabı olduğu gibi yaşadım. Tabiki eksiklikleri çoktu, zayıf kaldığı yerler vardı teknolojinin ama olsun. Bu kadarı bile en azından şimdilik yetti. Privet Drive 4 numarayı dolaştım, hayvanat bahçesinde kaybolan cama dokundum, baykuş postasının mektuplarını yakalamaya çalıştım, kayaların üzerindeki kulübede Hagrid'le karşılaştım. Diagon Yolu'na gidip, Gringotts'taki Galleonlarımla birinci sınıflar için gereken okul malzemelerini aldım. Kazanım, iksir malzemelerim, kitaplarım tamamlanınca Ollivander'dan bir asa seçmeme, asamın beni seçmesine hak kazanmış oldum. 10 inchlik porsuk ağacından tek boynuzlu kılı çekirdekli oldukça esnek bir asam oldu. Binbir Çeşit Baykuş Dükkanı'ndan kendime bir cüce baykuş almayı da unutmadım. Sonra hepsiyle birlikte kendimi King's Cross'a Peron Dokuz Üç Çeyrek'e attım.
Hogwarts ekspresi yuva gibiydi. Ama Hogwarts'ın büyük holüne geldiğimde daha da yuvamda hissettim. Profesör McGonagall karşıladı, dosdoğru Seçmen Şapka'ya götürdü. Büyük Salon'da tabureye oturup, şapkanın sorularını en içinden geldiği şekilde yanıtladım. O da benim, kendime olan tüm güvensizliklerime rağmen, bir Rawenclaw olduğuma karar verdi. "Rawenclaw kısmetin belki, Oradakilerin hiç çıkmaz sesi, Mantıktır onlarca önemli olan, Öyle kurtulurlar tüm sorunlardan." Rawenclaw ortak salonunun olduğu kuleye çıktım. Diğerlerini buldum, benim gibi olanları. Arkadaş bile edindim. Tüm kaleyi keşfe çıktım, felsefe taşını korumak için altın anahtarı yakaladım, doğru iksirleri buldum ve satranç tahtasından geçtim. Sonunda taşı da kendimi de kurtardım ve arada iki başarısız iksir yapma girişimimle birkaç orta seviyeli sihir denemesinden sonra kendimi nihayet Ankara'daki odama döndürebildim.
İlk baştaki o sonsuz, bitmeyecekmiş gibi gülücükler saçtıran mutluluğum şimdi hüzne döndü. 13 yaş daha genç olup, Hogwarts'dan o kabul mektubumu getiren baykuşun penceremi tıklatmasını istiyorum. Gerçek olmasını istediğim Rawenclaw kızlar yatakhanesindeki yatağım. Birazdan kalkıp, uzanmak zorunda kalacağım yatak değil.
pottermore etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
pottermore etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
27 Ağustos 2011 Cumartesi
26 Ağustos 2011 Cuma
POTTERMORE'A GİRİYORUM HOBAAAA!!!
Baykuş postam tam bir saat önce girmiş penceremden, bekliyormuş usulca bir kenarda. Acayip mutluyum şu an, manyak derecede heyecanlıyım ve beklemeyin beni şimdi, biraz Diagon Yolu'na biraz King's Cross'a biraz Privet Drive'a biraz Hogsmeade'e bolca da Hogwarts'a bakınıp geleceğim ;)
31 Temmuz 2011 Pazar
Neden Bu Gerçek Olmadığı Anlamına Gelsin ki?
I Open at the Close by ~EmmilyTM on deviantART
Bu, Deviantart'taki Harry Potter gruplarından birindeki yarışmanın ikincisi olan resim. Aynı zamanda benim de birinci olması için oy vermiş olduğum resim:p Herneyse asıl NPR.org'da okuduğum ve hemen hemen her cümlesine katıldığım şu yazıyı göstermek istedim, ondan tüm bunlar:
Goodnight, Sweet Wizard: Letting Go Of A Cultural Touchstone
We work in your offices. We're on the road with you in the morning. Odds are you know one of us. And tonight, as you drift to sleep, we'll be standing outside movie theaters, dressed like cult members. We're Harry Potter fans, and forgive us if we look a bit tired tomorrow.
Friday is a special day for us — it's The End. When we walk out of one of the many midnight screenings of Harry Potter and the Deathly Hallows Part 2, things will be different. The books are already long gone, but then, there'll be no new movies either. We can re-read and re-watch — and oh, you better believe we will — but the feverish excitement that became a part of our daily lives for the last 13 years ain't coming back. And the strange thing?
We're feeling pretty good about that.
That's the funny part of coming to the end of a pop-culture behemoth — it doesn't have to be a painful breakup. Harry Potter will continue to be important to just about anyone under the age of 25, but starting tomorrow, it'll mean something new. With nothing to look forward to, fans have no choice but to look back and consider the seven books and eight movies as a whole. And for a lot of us, that means turning an eye towards childhood.
Unlike a Star Wars or a Lord of the Rings, Harry Potter always put the kids first. An entire generation — my generation — grew up alongside the characters. Sure, Luke Skywalker changed between A New Hope and Return of the Jedi, but not in a way that seemed familiar to the audience. Compare that to some of the ordinary problems faced in Potter's world: making friends at a new school, handling bullies, struggling to reveal your feelings to a crush. Harry wasn't the only one facing these issues — we were, too.
And that's why Harry Potter is different. It's not just a cultural touchstone for those of us on the verge of adulthood. It has been for the better part of our lives. Hell, I can plot most of my awkward teenage bumbles through the series.
November 2002: Against your parents' wishes, sneak out to the midnight showing of The Chamber of Secrets. Try smoking a cigarette, double over coughing. Spend next fifteen minutes begging mall cop to not call parents.
June 2003: Invite girl to bookstore release party for Order of the Phoenix. Blush in shame when she doesn't recognize you. Go anyway, with your mom waiting in the parking lot.
Mid-July 2005: Swear off those "kid" books. You're not a kid anymore — you have a (provisional) driver's license, damn it!
Late-July 2005: Decide that adulthood isn't all it's cracked up to be. Discreetly borrow a friend's copy of The Half-Blood Prince, then devour it in a weekend.
July 2007: Cry a little bit while reading Deathly Hallows. Cry a lot more when you finish. Go see Order of the Phoenix in theaters for the second time. Start packing for college.
You get the idea — when we think about Harry Potter, we're not explicitly thinking about J.K. Rowling's stories. We're remembering how those stories intersected with our own. It's an invaluable alleyway into our teenage struggles and development — it lets us peering at who we once were. And that's why it's tough to say goodbye.
There's a scene towards the end of Deathly Hallows Part 2where Harry asks about reality and imagination. What's real? What isn't? How can you tell the difference? The answer is strikingly important to the movie (as it was in the book), but not for any narrative-specific reason. It speaks not just to The Boy Who Lived — it addresses our fandom, our attachment to a story that's nearing its end.
"Of course it's all happening in your head," Harry is told. "Why should that mean it's not real?"
In other words: Harry Potter may be finished, but we're far from over.
Asıl kaynağı da böyle:http://www.npr.org/blogs/monkeysee/2011/07/14/137848082/goodnight-sweet-wizard-letting-go-of-a-cultural-touchstoneBugün gayet başarılı bir şekilde Pottermore'a erken kayıt olan şanslılardan biriydim de, heyecanımdan aldırmayın işte. Hem zaten kaç tane 31 Temmuz oluyor bir yılda ki?
23 Haziran 2011 Perşembe
18 Haziran 2011 Cumartesi
Ne Ola ki?
www.pottermore.com adresine giderseniz ve de baykuşlara tıklarsanız, ne dediğimi anlayacaksınız. Tabi bir de ilgili haberi okumak isteyebilirsiniz: http://blog.movies.yahoo.com/blog/1589-a-mysterious-harry-potter-site
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
eylülde
Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Joo Seo Yeon kızımız bir lisede beden eğitimi öğretmeni. Aynı lisede öğretmen olan Kim Mi Kyung'la tee ortaokul döneminden kankalar...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...