"2017'de Harry Potter ve Felsefe Taşı'nın yayımlanışının yirminci yılını kutlamak için J.K.Rowling, Bloomsbury ve British Library bir araya geldiler. Ziyaretçilerini Harry Potter hikayelerinin kalbine götürecek bir yolculuğa çıkaran yepyeni bir sergi kapılarını açtı." diyor iç kapak yazısında. Bu elimizdeki öyle hep o beklediğimiz kitaplardan biri değil. Harry Potter kitaplarının sayfalarında her sene başındaki kitap listesinde adını okuduğumuz veya Madam Pinch'ten gizli kütüphanenin rafları arasında rastgeldiklerimizden biri değil yani. Daha çok her şeyden ortaya karışık bir toplama gibi. Hani böyle yıllarca kutulara, çekmecelere atılıp, bir köşede duran şeyleri getirip salonun ortasına döküp, sonra aa bakın neler varmış diye bakmak gibi. Belki de yirmi yıla yakındır hayatımızda olan bir hikayenin, birçoğumuzun hayatını değiştiren bir hikayenin o hep bildiğimiz "fakir ve zorluklar içindeki genç bir kadının bir tren yolculuğunda bir hikaye gelir aklına ve kafelerde bir bardak kahve parasına oturup, binbir güçlükle yazar bu hikayeyi" kısmına daha detaylı ve somut şeyler üzerinden bir bakış bu.
Kitap temelde sergideki eserleri gösterme amaçlı olsa da bunu bildiğimiz bir evrenin kuralları içinde yapmaya uğraşmışlar. Önce ne ile karşı karşıya olduğumuza dair bir "Sunuş" bölümü var, serginin baş küratörü tarafından yazılmış. Sonrasında 9 bölüm var, her biri - sonuncusu hariç - Hogwarts derslerinin isimlerini taşıyor. Her bir bölümü o dersin konusuna uygun bir şekilde, ilgili eserlerle ele almaya çalışmışlar. Mesela ikinci bölüm "İksirler ve Simya" adını taşıyor ve haliyle hem Hogwarts'taki İksir dersini, kitaplardaki halini ele alıyor hem de Muggle dünyasındaki tarihte iksirlerle, simya ile ilgili yazmaları, arkeolojik eserleri gösteriyor. Diğer bölümler sırasıyla "Bitkibilim", "Tılsımlar", "Astronomi", "Kehanet", "Karanlık Sanatlara Karşı Savunma", "Sihirli Yaratıkların Bakımı" isimlerini taşıyor. Tabi bu arada tıpkı ders yılı başında Hogwarts'a doğru çıktığımız yolculuk gibi Sunuş'un hemen sonrasındaki ilk bölümün ismi de "Yolculuk" ve bu bölümde bizi genel hatları karşılıyor büyü dünyasının.
Her bir bölümün başında önce giriş niteliğinde bir makale yer alıyor. Bu bölümde anlatılan konuyla ilgili gibi görünen, alanında önemli işler başarmış (olduklarını düşündükleri) insanların yazdıkları makaleler bunlar. Aslında öyle çok da alakalı insanlar değiller bence ama işte bir şekilde kendilerine böyle bir kitapta yer bulmuşlar. Hani tamam misal Bitkibilim bölümünün başındaki makalenin sahibi bitkilerle ilgili kitapları bulunan bir yazar falan ama bunun yanında Tılsımlar bölümünün makalesini yazan kişi normal bir gazeteci-köşe yazarı. Ha diyeceksiniz Tılsımlar için büyüyle ilgili biri mi olması gerekiyordu, gidip de bir üfürükçü hocayı falan tutup getirselerdi ama ne bileyim, benimkisi de kıskançlık işte. Yani tamam hasetlikten çatlıyorum gibi ama bazı bölümlerin yazıları hakikaten de zorlama gibi geliyor okurken. Sanki yazan kişi zorla yazmış, Harry Potter'dan haberi yokmuş da sırf onunla ilgili bir kitaba yazıyor olduğu için mecburen o anda açmış google'ı Harry Potter'dan konusuyla ilgili bir iki satır referans aramış gibi (sonra da bulduğu o cümleleri yazısına alakasız bir şekilde sıkıştırmış gibi). Evet benim içim kötü.
Bu bölüm makalelerinin ardından tabi bir dolu incelenecek şey koymuşlar önümüze. Rowling'in hikayeyi oluştururken çiziktirdiği tüm resimler, notlar, planlar, karalamalar...Kitapların yayıncıdan çıkana kadar editör masasında geçirdiği yolculuğa dair yazılı, çiziktirilmiş bir dolu sayfalar...Ve Jim Kay'in muhteşem ötesi çizimleri (Jim Kay kim mi-->http://www.jimkay.co.uk/home/about-me/). Sırf onun çizimleriyle kitapların resimli olarak basılmış halleri Türkçe'ye de çevrilmiş ve satışa çıkmış durumda sanırım şu aralar. Bana neredeyse tüm çizdikleri tamamen kitapları okurken hayal ettiğim duyguları ifade ediyor gibi gelir hep. Ha tamam arada McGonagall gibi kesinlikle karşı olduğum çizimleri de yok değil ama bu kanımca Maggie Smith'in suçu. İnsan bu kadar da özdeşleşmez ama bir karakterle yahu.
En son bölüm ise "Geçmiş, Şimdiki Zaman, Gelecek" ismini taşıyor. Filmlerin senaristi Steve Kloves'un yazısıyla açılıyor ve bu yazı tam da ihtiyacımız olan şey. Bizim hislerimiz kadar samimi, içten. Rowling'in o sihirli hayalgücünün tıpkı bizi ele geçirivermesi gibi ona da olan şeyi anlatıyor. Kitabı özetleyen tek bir cümleyle -"Küçük bir oğlan büyücü okuluna gider."- onun da hayatının nasıl sihirle dolduğunu anlatıyor bize. (neyse yazıyı bu noktada sonlandırıp resimleri çekmeye başlayayım yoksa ağlamaya başlayacağım yine)
Harry Potter: Sihir Tarihi belki tam beklediğimiz şey değil ama ihtiyacımız olan şey olabilir. Yine de