Park Seong Ha gündüzleri sevimli bir lise öğrencisi kızımızken geceleri kimliğini ve yüzünü saklayarak peri lakaplı bir şaman olarak herkesin derdini çözüyor. Bir gece Bae Gyeon Woo isimli bir genç, büyükannesi ile şaman kızımızın karşısına geliyor. Park Seong Ha, Bae Gyeon Woo'yu görür görmez aşık oluyor ama bu acayip yakışıklı ve karizmatik genç adamı baş aşağı yürüyormuş gibi görüyor. Şaman dilinde bu görüntü, o insanın çok az ömrü kaldığını gösteren bir işaret. Ertesi sabah okula gidip, Bae Gyeon Woo'yu sınıfının yeni öğrencisi olarak görünce de karar veriyor. Şamanlardan nefret eden bu çocuğa kimliğini açık etmeden ne olursa olsun ilk aşkının hayatını kurtaracak.
Head over Heels, orijinal adıyla 견우와 선녀 (Gyeon Woo ve peri olarak çevirebiliriz sanırım, aslında karakterlerin isimleriyle bir ilginçlikler yapmışlar gibi), 23 Haziran - 29 Temmuz arasında tvN kanalında yaklaşık birer saatlik 12 bölüm olarak yayınlandı. An Su Min (안수민)'in aynı isimli webtoon'unundan uyarlama. Posterini tanıtımını görünce ben pek bir hevesli halde, oo yaşasın sevimli mi sevimli bir romantik komedi izleyeceğim diye oturdum başına. Alakası bile yoktu. Hikayenin romantik yanı ön planda gibi gösteriliyor ama bu iki başrol genç arasındaki aşk, aslında hikaye içinde ilerlerken endişelendiğimiz ya da takip ettiğimiz en son şey gibi kalıyor. Talihsiz yakışıklımızın ölümüne engel olabilecek miyiz sorusunun etrafında şaman Seong Ha'nın ve diğer şamanların işleri, şaman ritüelleri, göremediğimiz dünyanın kuralları, olayları oluyor bizi asıl içine çeken ve tüm dizi boyunca olup biten. Ama asıl yan karakterlerimizin ve yan hikayelerimizin en önemli şeyler olduğunu fark ediyoruz.
Misal Gyeon Woo'nun büyükannesinin hikayesi ilk bölümlerde ağlatmaktan gözlerde yaş bırakmayacak haldeydi. Hikayenin ikinci yarısında lisedeki arkadaş grubunun dinamikleri ve duyguları, olabilecek en güzel şekilde anlatılıp, çekilmişti. Yan hikayelerin bu kadar iyi düşünüldüğü bir ortamda çok çok iyi olduklarını sezdiğimiz ve dahasını beklerken üstünkörü bırakıp, öylece görmezden gelmemiz bekledikleri hikayeler de oldu. Şaman Yeom Hwa'nın tam olarak neden yaptıklarını yapma yoluna yöneldiğini tam anlatamıyor mesela. Sanki daha çok sahne çekmişler ve düzgün bir şekilde anlatmışlar da sonra 12 bölüm olacak diye bu konuda çektiklerinin arasından üç beş bişi gösterip atmak zorunda kalmışlar gibi. Ya da Gyeon Woo'nun bu kötü talihinin en başında ailesi istediği için mi yoksa Yeom Hwa, aile para talih istediği için her şeyi Gyeon Woo'ya mı yüklediğini doğru düzgün söylemiyorlar. Böyle böyle aralarda kocaman boşluklarla sonlara geliyor ki yine de çok aşırı keyifli ve dört nala bir yolculuk oluyor. Ama son birkaç bölümde anlamaya başlıyoruz, girişi gelişmeyi çok güzel düşünüp, sonunu hiç düşünmemişler. Olayı bağlayıp çözmekte her şeyi batırıyor hikaye. Amaaan şöyle oluversin geçip gidelim diyerek yazıp geçmeye çalışmışlar ama yazarken de o kadar sarhoş, o kadar kafaları karışık ki bir noktada öff aman tamam artık oturtacak bir mantık aramıyorum derken buluyor insan kendini. Oysa oraya kadar her bir karakter kendi içinde pek tutarlı, hikayeler pek etkileyici, insanın kalbine dokunan şekilde ilerlemiş oluyor.
Bu hikaye içindeki karakterler ve onlara hayat verenleri gerçekten çok sevdim, öncesinde de sevdiklerim vardı ama burada tanıyıp, sevdiklerim de çok oldu. Şaman kızımızı oynayan Cho Yi Hyun'u ilk defa 2023'te The Matchmakers'ta izlemiştim ilk defa (şurada anlatmıştım) ve o zaman inanılmaz bir şey gibi gelmişti. Bu dizide de aynısını hissettirdi bana. Hem böyle miniminnacık bir kız, hem de acayip kocaman bir aurası var. Hem çok neşeli, sevgi dolu, bıcır bıcır hem de semsert bir duvar gibi. Bu dizideki rolünü kastetmiyorum bunlarla, genel olarak oyuncunun hali bu. Diğer dizide de böyle hissettirmişti. Hani her rolünde tamamen başka bir insana dönüşür ya bazı oyuncular, dış görünüşünde hiçbir değişiklik yapmadan. Cho Yi Hun da böyle.
Asıl ilk defa burada gördüğüm ve ben neler görüyorum böyle dediğim oyuncu Choo Young Woo oldu. Yani ergen kızlar gibi görünmek istemiyorum ama nasıl da anlatsam öyle görünecek. Çocukta acayip bir hava var. Sadece yakışıklı ya da boylu poslu değil, etkileyici bir şeyler var. Ve bunu böyle hani off çok yakışıklı keşke benim olsa dediğim bir beğenme değil bu hissettiğim. Cidden analar neler doğuruyor diye baktım tüm dizi boyunca. Çünkü dediğim gibi sadece yakışıklı bir görüntü değil çocuğunki, üstünde değişik bir hava var, rolüne de çok iyi giriyor, bakışı duruşu her şeyiyle insanın tüyleri diken diken oluyor. Yani annesi ve babasının ikisi de eski modelmiş, hadi malzemenin kalitesi oradan geliyor diyebiliriz ama oyunculuğunun etkileyici tamamen kendi yeteneği olmalı.
İki genç başrolümüzün yanında bir de en yakın arkadaş rolündeki Cha Kang Yoon'un karakterinin güzelliği izlemelere doyulmayacak kadar iyi yazılmıştı. Hemen her dizide neden gerçek hayatta böylesine güzel yürekli insanlar yok diyoruz da gene de gerçek olmuyorlar ya. Üzücü. Bu oyuncuyu da ilk defa izledim ki zaten daha geçen sene başlamış bu işe.
Gençlerin yanında dizilerimizin artık kadrolu annesi ama aslında kalplerimizde yıllar geçse de hep Healer'ın hacker ahjumması olacak olan Kim Mi Kyung vardı. Tabiki anne gibi bir rolde. General isimli bir şaman olarak yine hem döktürüyordu hem kendisiydi hem de çok farklıydı. Ama işte bu şahane oyunculara ısrarla aynı rolleri verdikleri için onlara da yapacak çok bir serbestlik kalmıyor, ister istemez artık hep aynı karaktere bürünüyor gibi oluyorlar. Oysa bu ahjummanın yapabileceği çok müthiş şeyler var, fırsat verilse.
Dizi benim için sonunda batırmış olsa da kalbimde çok çok ayrı bir yere sahip olmayı başaran bir hikaye oldu. Dediğim gibi romantik bir aşk hikayesinden çok şamanlık konusunda anlattıkları ve gösterdikleri açısından oldukça keyifli ve tatmin edici bir serüvendi. Şamanlığın içine yedirilen tek tek insan hikayeleri ve birbirine destek olan dostlukların hikayesi asıl güçlü yönüydü.










Hiç yorum yok:
Yorum Gönder