Aslında izleyecekler listemdeydi. Ama başladığı haftaya yetişememiştim, sonradan da canım istemedi. Bölümleri birikti, ben hiç başlamamaya, izlememeye karar verdim. Sonra ne olduysa oldu, JK falan bahsetti, orada burada karşıma çıkmaya başladı. Ben de açıp, izlemeye başladım.
Herkesin başlarken de devam ederken de söylemelere doyamadığı gibi, bu alabildiğine klişe bir romantik komedi hikayesiydi. Tamam da klişe olması neden bu kadar sorun olsun ki? Ortada inanılmaz sevimli ve eğlenceli bir klişe vardı çünkü. Esas kızımız Shin Ha Ri, çokça karşılaştığımız yeni dönem fakir kızlarındandı. Küçük dükkanlarıyla borç harç tutunmaya çalışan ailesine köstek olmamak için yıllarca hem okumuş hem çalışmış, bir kere bile ıhh etmemiş, sonunda büyük bir şirkete girmiş. Temelinde hazır yemek üreticisi gibi bir şey olan şirkette yeni yemekler geliştirme ekibinde, işini de tabiki çok iyi yapıyor, habire en iyi eleman seçiliyor, projeleri ödül alıyor falan. Esas kızımızın kankası ve hikayenin ikinci aşk çiftinin kız tarafı olan Jin Young Seo ise zengin bir ailenin, tabiki sevgisizlikle büyüdüğü için fakir kankasının sevgi dolu ailesine sığınan kızı. Aile şirketinde çalışıyor ama o da pek başarılı işinde tabiki ya, reklam falan çekiyorlar orayı tam bilemedim ne iş yapıyorlar. Esas oğlanımız Kang Tae Moo ise esas kızımızın çalıştığı o kocaaaman şirketin sahibi olan ailenin çocuğu. Uzun yıllar Amerika'da çalıştıktan sonra nihayet memleketinin bereketli kollarına dönüyor şirketin başına geçmek üzere. Şirketimizin Hulusi Kentmen kontenjanındaki 할아버지'si (dedesi yani) ise tabiki beu genç, yakışıklı ve başarılı torununu bir an önce baş göz etme niyetiyle habire görücü usülü randevular ayarlatıyor. Ama bu tür bekar ve yakışıklılarımız siz de bilirsiniz ki işlerinden başka bir şeye bakmazlar, evlenmeyi geçtim, dişi sineğe bile yanaşmazlar (gözlerimi deviriyorum burada ama eğleniyorum gerçekten). Bu randevuların birini de işte esas kızımızın kankası ile ayarlamıyorlar mı? Ama tabiki kanka kızımız da adeta bir Jane Austen karakteri, aşık olacağımı adamı bekliyorum diye şimdiye kadar aristokrat kafalı babasının ayarladığı hiçbir randevuya gitmemiş mi? Hepsine de esas kızımızı gönderip, ona manyak numarası yaptırtmış, oğlanları kaçırtmamış mı? Hah işte şimdi bu esas oğlanımızın randevusuna da esas kızımız gidiyor ve ne kadar deli taklidi yapsa da işte kader, esas oğlanımız esas kızımıza aşık oluyor. Bu arada esas kızımızın kankası da esas oğlanımızın sağ kolu ve çocukluktan beri kankası olan Cha Sung Hoon oğlumuza ilk görüşte aşık oluveriyor. Yani iki taraflı zengin kız fakir oğlan, fakir kız zengin oğlan aşklarımızın arasında hep beraber hoplaya zıplaya, mutlulukla tatlılıkla koşturduğumuz 12 bölümlük sevimli mi sevimli bir hikaye izliyoruz.
Sanırım Netflix'te de yayınlanmış ama esasen SBS kanalında 28 Şubat-5 Nisan arasında yayınlandı dizi. Birer saatlik bölümleri bahsettiğim sevimlilikle nasıl geçti anlamadım her defasında. Hikaye aslında Hae Hwa'nın 12 Aralık 2018'de 사내 맞선 isimli "internet romanı"ından uyarlanmış. Yani bunları ne diye çevirebiliriz başka bilemedim. Kitap değil de internette yayınlanıyor böyle ama sanırım resimli değil. Emin değilim neyse. Esas oğlanı canlandıran Ahn Hyo Seop'u 2018 yapımı Thirteen But Seventeen'de evin komik ufak oğlu olarak yan rolde izlemiştim (Allahım 4 sene mi olmuş?! Zaman gerçekten bana gıcık mısın acaba?). Ahh o diziyi de anlatamadım 4 senedir ya...Orada bile insanın kanı hemen ısınıveriyordu, onun yüzünden aslında diziyi ilk gördüğümde aaa çocuk büyümüş de başrol romantik komedi erkeği mi olmuş diyerek izlemeye karar vermiştim. Esas kızı oynayan Kim Se Jeong'dan ise haberim bile yoktu, ilk bölümlerde de hemen hemen her yeni izlediğim oyuncuya baktığım gibi kim bu çirkin minik beee diyerek baktım. Ama sonradan hikayenin ve karakterin de etkisiyle, eh tabi kendisinin başarısıyla da, kanım kaynadı, güzel bulmaya başladım. İnsan o kadar fazla kötü, idolden devşirme oyuncu izliyor ki aralarda böyle mücevherler görünce şaşırıyor. Kanka kızımızı oynayan Seol In Ah'yı da ilk görünce bir ben seni nereden tanıyorum hımm dedim, ama bir türlü anlamlandıramadım. Filmografisine bakınca 2020'nin bombası Mr.Queen'de izlemiş olduğumu fark ettim ama yahu geleneksel giysiler ve saç başın ardından 21.yy.halinde kız bu kadar mı değişmiş?! Bir de orada herkesi tiksindirmişti, burada sarılıp, birlikte karaokelere gidesim, kanka olasım geldi. Meğer onda da ne oyunculuklar varmış da tarihi-fantastik dizi ortamında gösterememiş. Kanka erkeğimizi oynayan Kim Min Gue ise resmen bu dizi ile parlamış olabilir, bundan sonra baya iş alacak gibi görünüyor. Ben onu şu hatırlamak bile istemediğim 2020 yapımı Backstreet Rookie saçmalığında (burada anlatmıştım) ufaktan bir izlemiştim. Orada hatları ve duruşu daha sert gelmişti, burada onu bile çok sevimli buldum. Esas çiftlerimiz dışında şirketteki ekip arkadaşları, kanka kızın deli manyak aile bireyleri, esas kızın olmazsa olmaz koreli çekirdek ailesi ve pek tabiki arabojimiz, izlerken bizi yormayan hatta izlemek için can attığımız oyunculuklara ve yan hikayelere sahiplerdi.
Hikaye dediğim gibi tamamen bildiğimiz, daha önce izlediğimiz pek çok olayı ve durumu içeriyor. Ama onu yine de keyifle izlenebilir kılan ve izlerken bizi o kadar eğlendiren yönü de işte bu klişeliğinden geliyor. Öyle ki bunları yaparken ne kendini aşırı ciddiye alıyor ne de klişeliği abartıyor. Oyuncular da karakterleri alabildiğine doğallık içinde oynuyor, bir yandan ise bu anlattıkları hikayenin saçma şeyler barındırdığını bildiklerinden ve bizim de bildiğimizi bildiklerinden onlar da eğleniyor. Onların eğlencesi de bize geçiyor haliyle. Sonunda iyi ki izlemişim, iyi ki akşamları eve geldiğimde o birer saatlerimi böyle bir hikaye ile geçirmişim dedirtti bana. Mutlu oldum, eğlendim, kafamı dağıttım, hayatıma devam edebilmem için keyif aldım. Bu bile yeterli diziyi sevmem için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder