dağlar ve ovalarla, yulaflı tabanımız |
Şimdiye kadar gene de çok iyi sonuçlar elde edemedim. Yalnız kaldığım birkaç yaz tatili süresince kendimi doyurmak adına yaptıklarım bile içler acısıydı. Günlerce pişmemiş ama taş gibi olmuş tavuk eti yemek zorunda kaldığım bile oldu. Kendi kendime ilk yumurtayı kırdığımda neredeyse düşüp bayılıyordum, iki baş parmağım da içine girmişti ve kaba kusmak üzereydim. Ama yılmadım.
Geçenlerde cheesecake yapmayı denedim o yüzden. Daha doğrusu artık işi şansa bırakmamak adına hazır ne varsa onu deniyorum. Misal, bu Dr.Oetker şu sıralar her bir şeyi pakete koyup, yapabilirsiniz modunda satıyor. E yüzde doksanı hazırlanmış bir şeyi de yapamayacak mıyım? Yapamadım. Bildiğiniz karman çorman, kendinden geçmiş bir şey oldu çıktı cheesecake. Ama neden, anlatayım hak vereceksiniz.
yıllarca dayanıp da benim elimde patlayan mikser |
Bir elimde fırlamış mikser, karışım kabıyla mutfak robotuna ulaşmaya ve açmaya çalıştım. Rafların hepsini yere indirdim. Hemen karışımı robota boşaltmaya çalıştım ama çoğu kapta kaldı tabi. Neyse çırpmaya devam ettim robotla, sonunda bir miktar tarif edilene benzediğine karar verince durdum. Tabanı kalıba yerleştireyim hemen de üstüne dökeyim peynirli karışımı dedim, aklıma ancak geldi aslında bir kelepçeli kabımızın olmadığı. Ki cheesecake türü şeyler için bu elzemdir.
Kenarlı tırtıllı (ya da tırtıklı ne bileyim ben, su dalgaları misali oluyor ya işte ondan) cam fırın tepsisinde karar kılmak zorunda kaldım nihayetinde. Bu sefer de sorun servis edeceğimiz zaman tepsiden nasıl çıkaracağımdı. Tepsiye yağlı kağıt serdim. Köşeli kesime sahip kağıt yuvarlak tepside saçma bir şekil oluşturdu. Üstüne yaydım tabanı. Ama ezilip, dümdüz ve semsert edilmesi gerekiyordu. Kaşıkla bir yarım saat bastırdım da bastırdım.
Cheesecake'le tanışmam esasında çok erken bir zamana rastlamıyor. En fazla 6-7 sene önce falan yemişimdir ilk kez. Ama ilk tattığımdan beri çok sevdiğim bir tatlı oldu. Tanıdığım pek çok insan sevmiyor cheesecake'i, o peynirli-tatlımsı-sert tabanlı durum pek hoşlarına gitmiyor. Normalde ben de çok tatlı şeyleri severim ama bazen böyle mayhoş-ekşi tatlılar çok güzel geliyor. Dondurmanın da limonlusuna bayılırım mesela. Künefenin peyniri süperdir ya da. Cheesecake de o misal.
Çok da eski bir tatlıymış, yiyecekmiş bu cheesecake haberiniz olsun. Tarihöncesinde Yunanların bildiği ve tarif ettiği bir yiyecek çeşidi hem de. M.Ö.776'da Olimpiyat oyunlarında atletlere ikram edilirmiş. İlk kez ondan bahseden Yunan fizikçi Aegimus mesela. Yaşlı Cato'nun (M.Ö.234-149'da yaşadı kendisi) De Agri Cultura kitabında da dini törenlerde ve ritüellerde kullanılan iki çeşit cheesecake'ten bahsedilip, tarifi veriliyor. Romalılar Yunanlardan görüp, benimsemişler cheesecake'i. M.S.1.binde her yeri ele geçirmeye başladıklarında bu tarifler İskandinavya, İngiltere ve Kuzey Avrupa'ya doğru gitmiş. Tabi Amerika'nın keşfi, koloniler falan derken oraya da götürmüş Avrupalılar. Amerika'daki öyküsü de bir ayrı olay cheesecake'in (Merak ederseniz : Wikipedia, WhatsCookingAmerica, CulinarySchools ve About.Com)
Sonuçta dolaptan birkaç saat sonra çıkardığımda ortaya çıkan şey tat olarak cheesecake'ti. Ama görüntü olarak başka herşeye benziyordu. Gene de yılmadım. Çikolatalı Sufle tarifiyle görüşmek üzere :p
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder