Melis Alphan'ın bugünkü köşe yazısından bir bölüm:
"“Yumuşak Makine”yi yayımlayan Sel Yayıncılık o kadar doğru bir açıklamada bulunmuş ki hiçbir şey eklemeye gerek yok aslında. Satır başlarına buyrun:
- Yetişkinler için hazırlanan kitapların “çocuk” kurullarına gönderilmesinde ısrarı anlamak mümkün değil. Tüm dünyanın okuyup öncü yazar olarak kabul ettiği Burroughs’yu Başbakanlığa bağlı edebiyatçı, estet,eleştirmen, çevirmen gibi sıfatlardan yoksun bir kurulun incelemeye kalkması böyle “ucube” bir durumu ortaya çıkarmıştır.
- Hiçbir yazarın insanın güzel yönlerini göstermek gibi bir mecburiyeti olmadığı gibi, edebi nitelik taşıyıp taşımadığının ölçütü devlet kurumu değil, kitabın okurudur.
- Statükocu orta sınıf ahlakına başkaldırı olarak doğan Beat Kuşağı, toplumsal hegemonyaya karşı bireysel başkaldırıyı düstur edinen, kural ve baskının karşısına hayat tarzları ve eserleriyle dikilen, birçoklarını etkilemiş bir sanat ve hayat akımıdır. Kitabın yazılış amacı, sınırların dışına çıkmak iken “kitaptaki yazıların normal sınırlar içinde kaldığını ve toplumun sosyal normlarıyla çatışmadığını iddia etmek mümkün değildir” gibi ifadeler ile suç unsuru aramanın absürtlüğü aşikârdır.
- Devletin bir kurumunun toplumun ahlak çerçevesinin sınırlarını çizmek, bu sizin için ahlaklıdır gibi bir hüküm vermek, halkın haberi olmadan onun ar ve hayâ duygusunun incindiğine dair karar çıkarmak gibi görevi mi var?
- Bireysel hak ve özgürlüklerin tartışıldığı 2011 Türkiye’sinde 50 yıl önce yazılmış ve edebiyatta öncü bir akım olarak kabul edilen Beat Kuşağı’nın önemli bir temsilcisinin kitabını “halkın ahlakını bozar” düsturu ile yargılamaya kalkmak, “bize özgü” gülünçlüklere bir halka daha eklemekten öteye gitmeyecektir."
Valla elime "Yolda"nın tüm rulosunu alıp,Kızılay'da ve çeşit çeşit meydanlarda çöküp,okuyasım geliyor yeni baştan.
Bir dakika,yoksa o da mı yasaklanmıştı?
Hatta belki de "yasaklı kelimeler"den kullanmışımdır da blog gene yüzüme kapanır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder