14 Kasım 2023 Salı

vivere

endmion1'in görür görmez aşık olduğum bir resmi
Instagram sayfası->@endmion1

 İzin aldım. 4 günüm vardı önceki seneden. Oraya gidecektim buradan gelecektim yok annemler gelecekti yok ben gidecektim şuydu buydu hastaydım iyiydim kötüydüm derken amaan dedim, benim biraz durmaya ihtiyacım var. O 4 gün iznimi yazıp, başladım evimde oturmaya. Çok değil evet, cuma günü ofise gideceğim ama bu kadarı bile geçen haftayı daha umutlu geçirmemi sağladı. Aşırı saçma ve yorucu ve işyerinde çok çalıştığım bir yıl geçirdim. Bitmek üzere yıl da zaten. Nisan'da Seul'e gitmemin dışında ve aralardaki saçma sapan şekilde hasta olup, birkaç gün evde kalmamın dışında eşek gibi çalıştım. Durmadan. Her gün işe gittim. Gerçekten bıktım. Koskocaman ev öylece duruyor. Her gün gelip sadece yatıp, ertesi sabah yine çıkıp gideceksem ne diye o kadar kira o kadar elektrik su parası ödüyorum?  İçinde yaşamayacaksam ne diye var bu ev? Üstünde oturmayacaksam o koltukları niye aldım? Yatak odası dışındaki odalara aylardır girmemişim bir baktım ki. Aylardır görmediğim eşyalar nesneler var evin içinde. Seul'den döndüğümden beri köpek gibi çalışıyorum. Yaşamıyorum. Bir baktım ki yaşamıyorum.

Bir durmam gerekti o yüzden. Evin bir keyfini çıkarmak istedim ya. Durup da bir sabit bir halde koltukta oturup, pencereden dışarı bakabilmek istedim. Haftasonları yalnızca haftaiçine hazırlanmakla geçiyordu çünkü. Evi topla temizle, çamaşırları yıka as kurusun ütüle, bulaşıkları doldur yıkansın boşalt elde yıkanacakları yıka, hafta içi için yemekleri yap, dolapta kalanları temizle, market alışverişi yap, kendini temizle hazırla...hoop yine pazartesi sabahı, koş! Saçmalık bu. Tüm bu saçmalık yüzünden böyle ufak tefek, anlamsız şeyleri düşünmeye başladım. Mesela sabahları erkenden, böyle güneş yeni doğmuşken, sokaklarda kimse yokken boş sokaklarda hiçbir yere yetişmek zorunda olmadan, bir dolaşıp eve geri gideceğini bilerek yürümek...nasıl bir duyguydu dedim. Akşamları geç saatte, herkes evlerindeyken sokak lambalarının aydınlattığı sokaklarda yürüyüş yapmak mesela. Nasıl bir histi? Sabah erken kalkacağım için bir an önce uyumam gerekiyor diyerek yatağa gitmek zorunda olmadan böyle sabaha kadar dizi izlemek...Zamanın nasıl geçtiğini anlamadan güneşin kenarından vurduğu kanepede belin tutulana kadar kitabın içine gömülmek mesela. Nasıldı ki? Evim sabahları nasıl oluyordu acaba, öğlene kadar güneş nereye vuruyordu acaba? Allahım ben nefes almayı özledim, nasıl bir şeydi ki o acaba?

Derken bulduğum için kendimi izin aldım. Dün evdeydim, sadece akşam bir hava kararınca yağmurda yürümek için çıktım. Bugün hiç dışarı adımımı atmadım. Ama yine o istediğim şeyleri hissedemiyorum. Çünkü bu sefer de haydi 4 günün var tüm bekleyen şeyleri yapman yetiştirmen gerek diye kendi kendimi koşum takımına bağlamış durumdayım. Onu da yapayım bunu da yapayım, orayı da silecektim burayı da toplayacaktım, onu da izleyeyim bunu da okuyayım diye diye gene boğuyorum kendimi. Sadece yaşayabilmek istiyorum ama sanırım çok şey istiyorum.

5 yorum:

  1. Keşke süper güçlerim olaydı da tek bir parmak şıklatmamla tüm isteklerinizi oldurabilseydim :) dedim ya keşke. Birde sadece yaşamak yetmez, yaşatmak da gerekmez mi ?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Az kaldı bulacağım ben o süper güçleri :D

      Sil
    2. O zaman sen şıklatırsın benim için parmaklarını :p

      Sil
  2. Benim de görür görmez aşık olduğum Esra için, ben izin almadım. Fotonuzu ilk gordüğümde aaaa bu caitriona balfe dedim. Kendisine tüm benliğimle aşığımda bundan ötürü sizede aşık olmamam düşünülemezdi bile ☺️🌹❤️🌹unutmayın lütfen sizin için atan bir kalbim var artıkın.

    YanıtlaSil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...