the lumineers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
the lumineers etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

27 Kasım 2013 Çarşamba

Reign'in jenerik müziği, The Lumineers'in "Scotland"ı

Reign ile ilgili düşüncelerimi daha önce belirtmiştim. Dizide kullanılan müziklere de tam anlamıyla bittiğimi anlatmaya çabalamıştım ufaktan. Ama bu jenerik müziği ve videosuna ayrı bir yer ayırmadan geçmemem gerektiğini; haftada bir kere yeni bir bölüm başlarken dinlemenin ya da izlemenin beni kesmediğini, bağımlılar gibi günde birkaç kere dinlemeden duramadığımda fark etmiş oldum.
The Lumineers sevgimi - aşkımı mı deseydim - biliyorsunuz, farz ediyorum. Hatta resmen korkuyorum, sırf ben seviyorum diye başlarına birşey gelecek, ayrılacaklar müzik yapmayı bırakacaklar falan diye. İşte bu Reign'de de neredeyse santimetrekareye bir The Lumineers şarkısı düşüyor bölümlerde, o derece. Haliyle dizi ne kadar saçma, ne kadar absürd olursa olsun elimde değil, izliyorum. Ve müthiş keyif alıyorum (içimdeki ergene selamlar.).
Demem o ki jenerikte kullandıkları "Scotland" isimli parçayı, bir duyuma göre grup sırf dizi için yapmış. Şarkı tek başına baştan sona dinlediğinizde de kendiniz kaybetmenize yetecek kadar duygu içeriyorken bize bunu bir de acayip gaza getirici bir dış ses(foosizzz of daaknıs foosizzz of dı haat) ve görüntüler eşliğinde jenerik olarak izlettiriyor-dinlettiriyorlar. Şarkının ilk 30 saniyesini jenerikte dinliyoruz ama geri kalan kısımlarını dizi içerisinde çeşitli sekanslarda arkadan yedirtiyorlar.
İlk önce buyrun buradan, jenerikle açılışı yapıp, ardından şarkının tamamına erelim.



Yeminle kılıcı kapıp gidip yaylalara İngilizlere dalasım geliyor bu abinin sesini duyunca, "Long may she reign" efendim.




9 Şubat 2013 Cumartesi

The Lumineers'in "Stubborn Love"ı



O kadar güzel ki. Bana tüm çocukluğum boyunca yaptığım araba yolculuklarını hatırlattı. Tıpkı böyle arka koltukta camdan dünyaları izleyişimi, çıt çıkarmadan hayaller kuruşumu, insanları, yaşamları, şehirleri görüşümü...En mutlu hissettiğim zamanlardı onlar, arka koltukta, kimi zaman fındık çuvallarıyla, kara lahana demetleri arasında, camdan görünen milyonlarca dünyanın kıyısında.
The Lumineers'i size daha genişçe anlatmak istiyorum bir ara aslında ama korkuyorum, onların da başına bir şey gelecek ben sevdim dinliyorum diye (Öyle kötü bir şey demiyorum canım, hani The Civil Wars gibi ayrılırlar falan gibisinden.).

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...