Çarşamba akşamı uçağım var. Hatırlıyorsanız taa 7 ay önce bir bilet almıştım. Seul'e gidiyorum. Gezmeye. Mantıklı bakarsam sadece yıllık iznimden aldığım bir 10 günde, gidip tatil yapacağım. Evet, aslında tam olarak böyle. Ama benim kafamın içinde, benimle yaşamak çok zor. Böyle normal bir şeyi bile çılgınca büyük bir olaya çeviriveriyorum. 7 ay önceden bilet almamdan anlayabilirsiniz bunu.
Peki 7 ay önce almam bir işe yaradı mı? Tabiki hayır. Çünkü içimdeki o iki kişilikten biri, evin kapısından adımımı attığım anda hangi yöne kafamı çevireceğimden itibaren her bir saniyenin planını düşünmekle meşgulken diğeri, nasıl olsa 7 ay var ya ohoo ben o zamana her şeyi düşünmüş halletmiş olurum aç şu diziyi de izleyelim haydi diyor. Sonuç olarak dehşete kapılmış haldeyim. 72 saatten az kaldı uçağa binmeme ve bir dolu şey unutmuşum gibi geliyor, doğru düzgün plan yapamadım, nereye nasıl gideceğime karar veremedim, nerede ne yiyeceğim ne içeceğim oturtamadım. Dehşete kapılmış haldeyim. Korkudan anksiyete ataklarıma düştüm. 7 ay hemen geçti. Hemen geçmedi tabi ama hep işim vardı, hep çok meşguldüm, nasıl olabilir bu? Hele bu son birkaç hafta delirecektim. İş yerinde hala her an haldır haldır iş yapıyoruz, bir dakika boş kalıp da gün içinde böyle iş yerindeki iş dışında bir şeyler düşünemiyorum. Bırakın ilgilenebilmeyi, DÜŞÜNEMİYORUM. İki haftadır haftasonlarımda ara sınavlar vardı. Birkaç akşam biraz bir plan çıkarmaya çalıştım, aylardır rastladıkça bir deftere notlar alıyordum, onlara bakarak. İşin içinden çıkamadım. Tek başıma gidiyorum, niye tek başıma gidiyordum ki ben?! Her şeyi düşünmek zorundayım. Oysa ben her şeyi düşünmek zorunda kaldığım bir hayattan çok bıkmamış mıydım yahu? Çok korkuyorum. Uçağa binerken bir şeyleri kesin unutmuş olacağımdan mesela. Aaa ama şöyle bir belge lazımdı siz getirmediniz mi diyecekler diye. Önümde 7 ay vardı ama ben cahil cahil oturdum. Uçağa binebilsem bu sefer indiğimde aaa maalesef eksik getirmişsiniz size alamıyoruz ülkeye diyecekler. Bir şekilde pasaporttan güvenlikten geçsem şehre giden trene binemeyecekmişim gibi, çünkü ne telefon hattını alabileceğim ne paramı bozdurup, toplu taşıma kartından alabileceğim gibi. Orada öylece bavulumla, havalimanında eblek eblek dikilecekmişim gibi. Aşırı korkuyorum.
Bir yandan da her şeyi sal diyorum. Diyor yani içimdeki öbürü. Sal gitsin, halledersin, bir şeyi anlamadın mı dur bak düşün, olduğun yerde dikil, ne olacak. Her şeyi görmeye çalışma, her şeyi yapmaya çalışma. Tatilin bu sonuçta. Dinlenebilirsin, hiçbir şey yapmadan gökyüzüne bakabilirsin. Diyor. Ama işte, alıştığım şey bu değil ya. Şimdiye kadar hep koşturdum ya. Koşmak kanıma işlemiş. Kendim koşmasam, beynim neden koşturmuyoruz diye kendini yeyip bitiriyor. O kadar para veriyorum, o kadar yol gidiyorum bir daha ne zaman görebileceğim belli değil her şeyi görmeli, her şeyi yapmalıyım diyorum bir yandan da. Ama işte, yapmamalıyım aslında. Daha önce gittiğim gezdiğim her ülkede böyle yaptım. Sonuç ne oldu? Rezil rüsva bir halde gezdim. Kendimden zerre memnun olmadan dolandım durdum. Yılın 12 ayı harıl harıl çalışıyorum, işe gidiyorum, üstüne bir de kendime gezmeye gitme şansı yarattığım yerlerde eziyet ediyorum.
Bilmiyorum. Bu gitmeden önceki son yazım. Açıp bakıyorum da Amerika'ya gitmeden önceki yazdıklarıma, şu anki halim ile alakası yok. Tam 10 yıl sonra yine dünyanın bir ucuna gidiyorum. Sadece mutlu olmak istiyorum. Azıcık mutlu.
Umarım gittiğiniz ülkede hayatınızın aşkıyla karşılaşırsınız. Yani aslında evet, fazla romantik bir fikir ve tatile giden birine söylenebilecek en tuhaf dileklerden biri.
YanıtlaSilAma bence buna cogumuzun ihtiyacı var gibi. En azindan birinden hoşlanmak bile, insanın iyi seylere olan inancini tazeliyor.
Üstelik “All great literature is one of two stories; a man goes on a journey or a stranger comes to town.” diyor John Gardner, The Art of Fiction isimli kitabında.
Fena mı olur şöyle sizden 'Koreli Oppam' yazıları okusak XD
İyi tatiller :)
Ay alllahım:D Öyle yazılar yazacak son insanım sanırım :) Düşüncesi bile utanç verici :p
SilAma çoğumuzun ihtiyacı olduğuna kesinlikle katılıyorum ben de. Bir şeyler hissetmek insanı insan haline getiriyor. Hiç hissetmediğim, hiçbir şey hissetmediğim zamanları hatırladıkça içim ürperiyor çünkü.
İyi tatiller sevgili hikâyeci, umarım hayal ettiğin (yani iyi tarafından) gibi olur her şey. Bu arada, kredi kartını yanına aldıysan hiçbir sorunla karşılaşmazsın merak etme =)
YanıtlaSilKredi kartı cebimdeyken pasaport dahil tüm kimlikleri trende bırakıp, ortada kalakaldığım bir durumu da yaşadığımdan pek de emin olamadım kredi kartından şu an :D Teşekkürler güzel dilekler için.
SilSiz yolculuktayken ya da daha yeni inmisken yazıyorum sanırım. Umarım uçuşunuz da vardığınızda yaşadıklarınız da sorunsuz olmuştur. Kafanızı çok bir şeye takmadan gezmeye bakın derim.Oradayken yazamazsaniz da geldiğinizde mutlaka yazın nasil geçirdiğinizi. İyi tatillerr..
YanıtlaSilTeşekkürler ama daha binmedim. Bu sabah işteyim önce, akşama bineceğim. Döndüğümde umarım mutlu ve sağlıklı bir halde dönmüş olurum da buralar yazı dolar :)
Silİyi yolculuklar, umarım herşey istediğiniz gibi olur da Mutlu mutlu dönersiniz "CENNET VATANIMIZA"
YanıtlaSil;) Göz bandı almayı unutmayın uçakta çok işinize yarar.
Hikayeci dostum, ne yaptın ? Vardın mı sağ sağlim ? Umarım eblek eblek bakışlar atmamışsınızdır bu sefer :p Merakla beklemekteyim tecrübelerinizi. Tez vakitte kavuşmak dileğiyle. Çok bekletmeyin bizi olurmu.
YanıtlaSil