13 Mart 2015 Cuma

Ann Radcliffe'ten "Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi"

Sicilya'nın kuzey sahilinde soylu Mazzini ailesine ait şatoda XVI.yy.ın sonlarında 5.Mazzini Markisi Ferdinand ve ikinci karısı Maria de Vellorno ile markinin ilk karısından olan 2 kızı bir oğlu yaşamaktadır. Bir gün, genç Ferdinand'ın reşit olma yaşı yaklaşırken ve şato şölenlere hazırlanırken kızlar Emilia ve Julia, öğretmenleri Madam Menon ile birlikte şatoda korkutucu sesler duymaya, geceleri terk edilmiş kısımlarda ne olduğu belirsiz ışıklar görmeye başlarlar. Ne olduğunu anlamadıkları ve sessiz hayatlarına büyük bir korku getiren bu anlaşılmaz durumları babalarına ve erkek kardeşlerine açarlar. Babaları sert ve anlayışsızdır, kısaca saçmalamamalarını söyleyip azarlar onları. Ama şatonun diğer sakinleri, hizmetliler de bir şeyler yaşamaya başladıkça bu eski şatonun duvarları bir sürü sır açar önlerine. Genç yaşta ölen annelerinin tersine şatonun yeni markizi olan Maria de Vellorno oldukça fettan bir kadındır. Tüm bu ürkütücü şeyler yaşanırken o kendi keyfine bakıp, markinin arkasından şatoya çağırdığı genç asillerle gönlünü eğlendirmekte, kendi gücü için ne gerekiyorsa yapmaktadır. Zavallı genç ve masum kızlar Emilia ve Julia ile kardeşleri Ferdinand, tüm bu esrarlı şato ve demir sertliğindeki babalarının hayatlarını mahveden kararları arasında bir dolu korkutucu ve ölümcül şeyler yaşamak zorunda kalırlar.
Ann Radcliffe teyzemiz, JaneAusten.co.uk'den
Ann Radcliffe gotik edebiyata da romantik öğeleri katıp, bu gotik atmosfer içinde aşk hikayeleri anlatan ve bunu ilk yapanlardan biri. Nasıl Horace Walpole'un Otranto Şatosu ile gotik edebiyat tanımlanmışsa, Ann Radcliffe ile de gotik-romantik tanımlanabilir sanırım. Korkutucu eski şatoların yanısıra uzun uzun manzarayı, bitmek bilmeyen yolculukları tasvirleyen tarzı ile oldukça başarılı olmuş bir yazar hem de. 18.yy.ın sonu ve 19.yy.ın başında yaşamış olan yazarın hayatı hakkında aslında çok az şey biliniyor çünkü - misal Becoming Jane'de de göstermeye çalıştıkları üzere - oldukça kapalı sayılabilecek bir hayat yaşamış gibi. Hayatı boyunca yazdığı 6 kitabı var (görebildiğim kadarıyla). Ben Radcliffe ile Jane Austen sayesinde tanışmıştım bir anlamda. Northanger Abbey'de Jane ara ara edebiyat eleştirisine giriştiğinde veya sevimli kahramanımız Catherine Morland'ın tabiatını anlatmaya çabaladığında Radcliffe'in eserlerinden ve kahramanlarından bahseder. Tabi ayrıca bir de Becoming Jane'de Jane'in Radcliffe'i ziyaret ettiği sahneleri izleriz.
Sicilya'da Bir Aşk Hikayesi Radcliffe'in 1790 tarihli, ikinci romanı. Ait olduğu türün en belirgin özellikli örneği. İtalya kıyılarında alabildiğine ürkütücü, büyük, eski ve sırlarla dolu bir şatoda geçiyor. Şatonun babası kötü mü kötü bir marki var, her şey onun verdiği kararlar ve kendi çıkarları için. Esas kahramanlarımız masum ve saf genç kızlar, onların aşık olduğu asil ve onurlu genç adamlar var. Bu aşıklara hep engel olmaya çalışanlar çıkıyor, hep kötülükler geliyor başlarına. Açıklanamayan sesler, ürkütücü geceler, zindanlar, kaçmaya çalışanlar, at üstünde yolculuklar, eşkiyalar, hırsızlar, şövalyeler, ormanlar, batan gemiler...kitap hiç bitmiyor. Habire bir yerden başka bir yere atlayıp duruyoruz karakterlerimizle, habire hikaye dallanıp budaklanıyor. Herkes kendi hikayesini anlatıyor ama aslında örgü hep aynı. Kavuşmaya çalışan masum aşıkların başına gelen talihsiz olaylar. Yazıldığı dönemde, evlerinde şömine başında mum ışığında el işi yapan hiçbir şey bilmeyen saf ve masum genç kızları ne rüyalara ne hayallere sürüklermiş bu hikayeler diye düşünüyor insan ister istemez. Ama bizler için, elimizde akıllı telefonlarımızla her saniye dünyanın bir diğer ucuyla yazışan bizler için, Game of Thrones-Vikings-Spartacus ve daha niceleriyle tanışmış bizler için, gülümseten birer pembe dizi olmaktan öteye gidemiyor. Gene de bu okumanın keyifli olmadığı anlamına gelmiyor. Bazen insan böyle masumane şeylere, böyle saf edebiyata ihtiyaç duyabiliyor.

Can Yayınları'nın bu Duygu Akın çevirisi 2011 baskısının arkasındaki fiyat 16 tl. Ama nette Idefix, Pandora, Babil gibi yerlerde 14,43 tl olarak bulunabiliyor gibi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...