18 Mart 2013 Pazartesi

ah yok mu o "bad man jose"



Moralim ne kadar kötü olursa olsun, kafam ne kadar dağınık, durum ne kadar içler acısı olursa olsun ve ben ne kadar korkuyor olursam olayım bu şarkıyı, bu "Come A Little Bit Closer"ı Jay&The Americans'ın 2 dakika 47 saniyelik kaydından dinlediğimde hepsi geçer. Senelerdir bu böyledir.
Ne olursa olsun açarım şarkıyı ve kendimi hemen Meksika sınırının hemen ötesindeki o kafede bulurum. Elinde içkisi, Michael J.Fox'un Back To The Future III'teki vahşi batı hali kafenin bir tarafında, diğer tarafta, bara oturmuş kıpkırmızı elbisesi, simsiyah saçları parlarken, o delici bakışlarıyla etrafı yakan bir Zorro dönemi Catherine Zeta-Jones'una içi giderek rüyaya kapılmış gibi bakıyor olur. Fonda Jay&The Americans'ın müziği, kapılar çarparak açılır ve "bad man" Jose girer. Öfkesi kulaklarından fışkıran bad man Jose, Temel Reis'in Kabasakal'ının kanlı canlı halidir. Jose benim vahşi batı Marty'ye homurtular savurarak saldırır. Etrafta uçuşan tabureler, kırılan bardaklar...müzik hiç durmaz, Marty birkaç darbe alır ama hep sıvışır yumruklarından Jose'nin. Sonunda kendini pencereden atıp, atıyla dörtnala uzaklaşmaya başladığında Jay'le birlikte ben de mırıldanırım:
Come a little bit closer
You're my kind of man
So big and so strong
Come a little bit closer
I'm all alone
And the night is so long
La la-la-la la-la
La la-la-la la-la
Ho ho la-la
La la la-la

Babam bu birkaç gün içinde ameliyat oluyor. O yüzden ben o küçük kafedeyim şimdilik. Bad man Jose ile yumruklaşmaya. "Man you know you're in trouble plenty"

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...