17 Mart 2013 Pazar

Annemarie Schimmel'den "Sayıların Gizemi"

Nihayet seyahat yazılarımı bitirebildiğime göre aylardır okuduğum kitapları, izlediğim filmleri anlatmaya geri dönebilirim. Gitmeden önce okuduğum kitaplardan birinden bahsetmek istiyorum ilk olarak; beni ismini gördüğüm anda kendine çeken "Sayıların Gizemi"nden.
Sayılarla ilgili bu tür şeyler hep ilgimi çekmiştir. Yalnız sadece sayılar değil tabi, sayılarla ilgili inançların tarihi de. Schimmel de kitapta çok güzel bir şekilde bunları anlatıyor zaten. Sayı dediğimiz şeylerin nasıl ortaya çıktığından başlıyor, dinlerdeki ve kültürlerdeki inançlardan bahsediyor. Bunları da çıkış noktalarından, nerelere geldiğine kadar çeşitli gelişimlerden yararlanacak yapıyor.
Şu şekilde bölümlendirmiş kitabı : 
Önsöz-Giriş-Küçük Sayılar Sözlüğü
-Sayılar ve Sayı Sistemleri
-Pisagorcuların Mirası
-Gnosis ve Kabala
-İslami Gizemcilik
-Ortaçağ ve Barok Sayı Sembolizmi
-Batılinançlar
-Sayı Oyunları ve Sihirli Kareler
Annemarie Schimmel
Anlatım bölümlerinden sonra başlıyor tek tek her bir sayının tarihini, inançlarını anlatmaya. Yalnız çok ilginç bir durumu da söyleyeyim size. 23 sayısının olduğu yaprak koparılmıştı kütüphaneden aldığım kitapta. O bölüme geldiğimde bir şaşırdım. Sonra yırtıkları gördüm dikkatli bakınca. Aklıma hemen Jim Carrey'nin filmi geldi, bir ürperdim. Ya biri cidden Jim Carrey'nin sendromundan hallice, ya da 23 ile ilgili bir şeyler var. (Bu arada OTH'de de 23 çok özel bir sayıydı hatırlayan var mı bilmiyorum. Forma numaraları olarak ve dizi boyunca çeşitli yerlerde karşımıza çıkardı.)
Okuması oldukça keyifli. Böyle böyle olmuştu, şunlar da buna inanırdı, şuraya baktığımızda şu sayıyı görürüz diye anlatıyor. Ama çok önemli bir nokta var; Schimmel Oxford'da da çalışmış bir akademisyen (2003'te ölmüş). Bir İslam ve Orta Doğu kültürü profesörü. O yüzdendir ki kitap da bilimsel bir nitelikte. Dediğim gibi, inançlardan bahsediyor ama karşıt görüşleri de sıralıyor. Ve çoğu yerde aslında ne kadar boş şeylere inandığımızı da belirtiyor. Gülümsetecek yerler bile oluyor insanı, dalga geçiyor demeyeyim de, hafifçe eleştiriyor bazen. 
Mustafa Küpüşoğlu'nun çevirisiyle Kabalcı'nın yayınladığı kitabı oldukça keyifle okuyabilir, bildiklerinizin neden öyle olduğunu veya bilmediğiniz pek çok şeyi öğrenebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...