-Söyleyeceklerimi demeden önce hemen belirteyim, izlediğim ilk Terrence Malick filmiydi. Oscar gibi bir sebep olmasa muhtemelen izlemeyecektim de. Sadece, eskiden birkaç kere The Thin Red Line'ı izlemeye niyetlendiğimi hatırlıyorum ama denememiştim.
-Bu adayımız da yine baya eskide, 1950'lerde geçiyor. Bu senenin modası buymuş demek ki.
-O kadar soğuktu ki film, görüntüler, dış sesler, sessizlik...Bu gibiydi.
-Habire bir yerlerin arkasından güneş parlıyor. İnsanın gözünü alıyor. Ve hep bir yerlere gökyüzü ya yansıyor ya da direkt göğe bakıyoruz.
-Bol bol su, okyanus, yüzen insanlar, kumaşlar, dalgalar...Bakın gene üşüdüm.
-Jessica Chastain'a gittikçe ısınıyorum. Hem The Help'de hem de burada mükemmeldi.
-Brad Pitt gibi bir insan, bu filmdeki gibi bir baba olunca hatlar karışıyor yalnız. Düşman başına.
-Herşey ama herşey sembollerden, özlü sözlerden, alıntılardan oluşuyor. Bir adamın, doğması, büyümesi, çocukluğu, iyiyi ve kötüyü keşfedişi, inancı kaybedişi, sorgulayışı..."Anne.Baba.İçimde hep savaş halindesiniz."
-Büyük ihtimalle ben birşey anlamadım.
-En iyi film dışında En iyi sinematografi (sanırsam biz buna görüntü yönetmenliği falan diyoruz) ve En iyi yönetmen dallarında adaylığı var filmin. Sinematografi dışında almaz gibime geliyor. Yok, yok almaz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Previously on Neverland
En son 5 Nisan'da halimi vaktimi bildirmemin ardından neler oldu bitti anlatmaya geldim. Tam da o gece berbat bir mide ağrısıyla uyandı...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...
-
Şimdi yaptığım salaklığı anlatacağım. Bir süredir bahsetmeyi düşünüyordum zaten. Konu benim gerizekalılığım ve alt geçitte mendil satan ufa...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder