30 Haziran 2011 Perşembe

I need to know...

Hakikaten tuhaf. Yani bazen oturur, onlarca şarkı dinlersiniz peşpeşe listenizden. Ama bir türlü birşey ifade etmez ya hiçbiri. Sanki birşeyler arıyormuşsunuz gibi, eliniz devamlı sonrakine atlama tuşu üzerinde durur, dinlersiniz, dinlersiniz...Uyku sıfırdır saatlerce, ama gözleriniz kan çanağına dönmüş, sırtınız tutulmuştur. Sadece kulaklarınızla yaşamsal belirtiler gösterirsiniz uzunca bir süre.
Ama sonra bir anda, hiç ummadığınız bir köşede, onu bulursunuz. Başından beri aradığınızdır. Artık herşey anlamlıdır. Artık tüm kelimeler, tam olarak anlatmak istediğinizi anlatmaktadır. Söylemek istediğiniz ne varsa, o, söyler.


Cevapları bilemeseniz de.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...