3 Mart 2012 Cumartesi

Tabaklar çanaklar ile kulübeme gelen Darth Maul

Geçtiğimiz son iki haftadır birer gece arkadaşım Cey'de (hani Yaşlı Adam ve Deniz'i yazan) kaldım. Hani şu geleneği biliyorsunuzdur, ilk defa yatıya kaldığın bir evde yastığının altına evin anahtarını koyup yatarsan rüyanda gördüğün kişi, evleneceğin insan olur. muş yani, öyle denir. Ben hiç denemedim. Sanırım sırf bu yüzden evlenemeyeceğim :p
Arkadaşımın evine milyonuncu kez falan gitmiş oluyorum, üniversite yıllarımızı temelde onun odasında geçirdik gibi birşey. O yüzden bu geleneğin durumumla alakası yok, aklıma geldi işte. Neyse ben gene de rüya gördüm orda kaldığım gece, geçende. Normalde çok sık rüya görmüyorum (biliyorsunuz, çünkü her defasında buraya yazıyorum.). Genelde gördüğüm rüyalarda olduğu gibi bunda da geçişleri belirsiz olan parçalı rüyalar gördüm.
Önce kendimi büyükçe bir evde buldum. Yanımda Cey vardı. Gayet zengin ve yaşlı bir çiftin eviydi, çift tatile gittiğinden orada değildi ve biz de bunu fırsat bilip, hep görmek istediğimiz evi incelemeye başlamıştık. Nedense mutfağa girdik ve her bir dolabı, rafı inceledik. Hatta sandalye çekip, üstüne çıktım ve tek tek raftaki tabaklara, fincan altlıklarına dokundum, inceledim, evirdim çevirdim. Hakikaten ilginçlerdi ama. Böyle bir altlık düşünün normal, tam daire. Sonra o dairenin dış noktasından bir yerinden merkezine doğru yarıçap gibi bir kesik yaptığınızı hayal edin. O kesiğin bir tarafını yukarı kaldırın ve öyle sabitleyin. Hıh işte tam o şekilde porselenler falan vardı.
Mutfaktaki bu didik didik incelememin ardından evin üst katına çıktık. Her yer kitap rafıydı. Bir sürü kitap, bir dolu raf. Güzelce de aydınlatılmıştı. Dolaşmaya başladık. Ben burda bir tuhaflık var ama diyorum içimden. Bir türlü bulamıyorum ne olduğunu. İlerledikçe elektronik aletler, dvdler falan belirmeye başladı raflarda. Oyuncaklar, kırtasiye malzemeleri. Yuh dedim burası bildiğimiz D&R değil mi? Ama evin üst katıydı işte. İşin kötüsü rüya ilerlemeye başladıkça içeride insanlar da belirmeye başladı. Normal, mağazayı dolaşan insanlar. Allah allah demeye başladım, neler oluyor. Bir rafa geldik o ara. Böyle telden bükülüp, dolandırılarak gözlük yapmışlardı. Böyle arkadan gerilim filmi müziği hissetmeye başladım, aman yarabbi bu Harry Potter gözlüğü değil mi, burada ne arıyor dedim. Korkulu gözlerle etrafımıza bakınmaya başladık. Ufak çocuklar geçti yanımızdan.
Ve hoop, ufak bir evdeydim. Böyle şehir dışındaki az bitki örtüsüne sahip bir yerde, yolun kenarında ufak, kulübe tarzı bir ev. Hani filmlerde gördüğümüz, mutfaktaki lavabonun önündeki pencereden dışarıyı, yolu gördüklerimizden. Sıcaktı, yazdı, tozlar uçuşuyordu. Birini sinirli sinirli, acele ederek evden çıkmaya çalıştığını anladım. Genç bir adam, ne uzun ne kısa, saçları 3 numara, kendisi ince ama çelimsiz değildi (The O.C.'deki Kevin Volchok ile One Tree Hill'deki Xavier karışımı desem aynen çizmiş olurum). Küçük erkek kardeşimmiş meğerse (gerçekte abisi olan bir insan için ilginç bir bilinçaltı), Darth Vader'ın kötü birşey yaptığını - ya da en azından bize zararı olan birşey yaptığını öğrenmiş ve o hışımla evden fırlamaya çalışıyordu. Evet Darth Vader, o kadar takılmayın.
Aynen böyle, Volchok tarzı.
Neyse işte ben de ona "dur yapma gitme, bak seni de kendine benzetir, seni ele geçirir!" diye bağırıyorum, bir yandan da yetişmeye çalışıyorum. Ben durduramadan deli gibi kapıyı çarparak çıktı kardeşim, mutfak penceresinden eski kamyonet tarzı arabayla yoldaki tozları birbirine katarak uzaklaştığını gördüm. Aradan çok süre geçmedi (ya da rüya "timeline"ında fark edemedim) arabanın geri döndüğünü gördüm. Korkarak evin dışına çıktım. Arabanın ön kapısı açıldı ve içinde şu Phantom Menace'deki Darth Maul oturuyordu. "Hayır hayır olamaz onu ele geçirmiş!" diye bağırmaya başlamıştım ki kardeşim üstündeki o Darth Maul görünümünü plastik gibi yırtmaya başladı. Kalıp şeklinde çıkan şeyin altından kardeşim göründü. "Benim merak etme beni ele geçiremedi, sadece onu kandırdım." gibi birşeyler söyledi. Herhalde Darth Vader'ı yenmiş, intikamımızı almıştı, tam öğrenemedim çünkü başka bir yere atladı rüya.
Başka bir yer değil de tam olarak, yine o küçük evdeydim, başka bir duruma atladım. Bilgisayar başındaydım. Paolo Nutini Anadolu turnesine çıkıyor diye bir haber bulmuştum. Bir sürü şehir vardı listesinde, ben çığlık çığlığa evin içinde koşturmaya ve "geliyor!geliyor!" diye bağırmaya başladım.
Tam "nasıl yani, Anadolu turnesi mi, Malatya'ya falan gidiyor da Ankara'ya gelmiyor mu neler oluyor be" diye düşünmeye başlamışken Cey uyandırmaya geldi.
Limonlu kek yiyerek, Bridesmaids izleyip yattıktan sonra böyle rüyalar görülüyormuş. Güç sizinle olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...