21 Mayıs 2013 Salı

Butterflies all havin' fun you know what I mean

Bu gece bırakıyorum kendimi Kylemore Abbey'nin yol açtığı hayallerin içine, kulağımda bir de Ane Brun'den "blossom in the trees you know how I feel"...
nomadic matt'ten



19 Mayıs 2013 Pazar

vintage - retro

Vintage Photography'den.
"Vintage" dilimizde tam karşılığını bulamadığımız bir kelime gibi geliyor bana. Latince "grape" ve "take off" anlamlarına gelen kelimelerin (vinum+demere) birleşiminden eski Fransızca'ya oradan Ortaçağ İngilizcesine geçip de bugünkü haline alan kelimeye biz bağbozumu diyebiliriz belki ama tabi beni meraklandıran bu anlamı değil, ötekisi, giysilerden, arabalardan, eşyalardan bahsedilirken kullanılanı.
İşte o vintage, eski anlamında mı kullanılıyor diyorum ben. Peki o zaman arada bir duyduğum, rastladığım bu "retro" da neyin nesi? İkisi de eski ya da antika olan şeyler için kullanılmıyor mu?
Şimdi durum şöyleymiş, anladığım kadarıyla anlatacağım size de. Vintage giysilerden bahsettiğimizde önceki bir dönemde kalan ikinci el giysilerden ya da o dönemlerin tarzında üretilmiş yeni giysilerden bahsediyormuşuz. Yani babaannemizden bize kalan bir elbiseye vintage diyebiliriz, o elbisenin tarzında bugün terzinin diktiği yeni bir elbiseye de diyebiliriz.
Wiki'nin dediğine göre ufak bir tarihlendirme söz konusuymuş. 1920'lerden önce üretilenlere antika, 1920'lerden 1990'lara kadar üretilmiş giysilere vintage diyebilirmişiz. Retro ise resrospective'den geliyor, "geçmişe yönelik". Böyle olunca, işin içine retro'yu katarsak şöyle diyebiliyoruz: Bulunduğumuz dönemden 20 yıl öncesine kadar üretilmiş giysiler vintage, vintage tarzda üretilmiş yeni giysiler retro oluyor. Aslında nette şöyle bir araştırma yaptığımızda bu iki terimin tamamen birbirine karışmış olduğunu görüyoruz. Ben bu sonucu çıkardım mesela kendimce ama, hala emin değilim. İşin bir uzmanı varsa ona sormayı isterim. Çünkü misal 1970'lerden 80'lerden kalma giysilere retro deniyor çoğu yerde, ama sanırım ben yukarıda yaptığım gibi bir ayrımı yapmayı tercih ediyorum.
Daha önce de "regency dönemi" modasından bahsetmiştim. Gördüğünüz üzere moda tarihine büyük bir ilgim var, ya da genel anlamda eski olan herşeye. O yüzden ben araştırmaya ve anlatmaya devam edeceğim ama bundan öyle bir moda meraklısı, giysi delisi gibi anlamlar çıkartmayın. Aksine "giyinmek" konusunda alışveriş gibi konularda oldum olası çok kötüydüm. Benimkisi biraz tarih ilgisi olsa da modaya inanıyorum, kendimizi ifade etmemizin bir şekli olduğunu ve kişiliğimizin bir uzantısı olduğunu düşünüyorum giysilerimizin.
Gene de ye kürküm ye'yi unutmadan.
[Etsy'de ve NastyGal'de çok güzel vintage şeyler görebilirsiniz.]
[Ayrıca Vintage Jane ve Vintage Photography bakılmaya değer.]

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Stop-Motion ile Peru ve Bolivya

Yapmışlar, olmuş. Hoş da olmuş. Gene de benim gözümü bozacaktı, çok hareketli pek karmaşık. Herhalde ben biraz daha time-lapse'çiyim.



[Ben şurada - http://skift.com/2013/05/17/thus-proven-stop-motion-travel-video-so-much-more-fun-than-timelapse/ - gördüm, aynı adreste ayrıca bu videonun nasıl yapıldığına dair teknik detaylar da var.]

16 Mayıs 2013 Perşembe

aldım kitaplarımı geldim

HesapKitap.Com'u yeni keşfettim, gerçi sanırım zaten yeni. Bu iki kitabı nette daha önceden kitap alışverişi yaptığım diğer yerlerdeki indirimli fiyatlarıyla falan karşılaştırdığım uzun inceleme ve hesaplamalardan sonra sipariş ettim hesapkitap'tan. Hakikaten de diğerlerine göre oldukça ucuza almış oldum. Sitenin özelliği bu, çok daha ucuza satıyor kitapları ama çok da kötü bir yanı var. Bir hafta gibi süreler için o kitap o fiyata satışta kalıyor. O sürede aldınız aldınız, yoksa gitti. Ve Idefix'in 150 tl üzerine kargo bedava kampanyasından yaptığı için kargoyu benim gibi bir türlü bedavaya getirememiş oluyorsunuz. Yuh artık yani bence, tek seferde 150 tl'lik kitap sipariş edebilsem zaten gidip para kazanacağım diye yırtınmam, ona gerek duymayacak kadar param vardır demek ki değil mi! Hayret birşey.
Neyse ne diyordum, sudan ucuza kitap alırken kargo parası içime oturdu ama mutluyum, Tolkien külliyatını tamamlamak üzereyim.

14 Mayıs 2013 Salı

iyi gelsin diye

Müziğin iyileştiremeyeceği birşey yok.

just a bliss

"And the idea of just wandering off to a cafe with a notebook and writing and seeing where that takes me for awhile is just bliss." 
[J.K.Rowling]

Previously on Neverland { 29.06 - 26.07}

 Yaz gelince, üstümde güneş parlamaya başlayınca bana bir her şeyi yapabilirim hissi geliyor her sene. Çoğunlukla. Tabi bu his, gün içinde b...