Minik ve samimi mahallesinde bir tarot kafe işleten başrol kızımız Mok Sol Hee'nin bir sırrı var: İnsanların yalan söylediğini duyabiliyor. Karşısındaki yalan söylediğinde kulağında çınlama gibi bir ses oluyor ve bam, Mok Sol Hee biliyor ki bu bir yalan. Kendi yalanlarını duyamıyor ve konuşan kişinin canlı canlı yanında olması gerekiyor, öyle telefondan ses kaydından falan anlayamıyor. Bu yeteneği sayesinde hayatını kazanıyor aslında. Çok zengin (VIP dediği) müşterilere hizmet veriyor. Yani bir zengin, başka birinin kendisine dürüst olup olmadığını anlayabilmek için Mok Sol Hee'yi yanında götürüyor, o da dinleyip yalan söylüyor ya da söylemiyor diyor. Böyle hayatı boyunca herkesin yalanını duyabildiği için de etrafında pek fazla insan yok, insanlardan uzak duruyor. Bir kafeyi işletmesine yardım eden Cassandra ve VIP müşterilere giderken şoförlüğünü ve gerektikçe korumalığını yapan Chi Hoon'la konuşuyor. Öyle kimselere güvenmeden bir başına yaşayıp gidiyor.
Diğer yandan erkek başrolümüz Kim Do Ha, yüzünü kimselere göstermeden sektörün en başarılı müzik yapımcısı olarak ödül üstüne ödül alıyor. Ünlü şarkısı Syaon'a yaptığı şarkılar listelerde bir numara oluyor. Ama Kim Do Ha'nın da bir sırrı var. Yıllar önce sevgilisinin kaybolma vakasında cinayet zanlısı olarak yargılanıp, serbest bırakılmış. Bu yüzden kimsenin onu ekranlarda görüp, tanımasını istemiyor. Zaten kaybolan kızın abisi de yıllardır peşine düşmüş durumda, bulduğu yerde onu öldürmek için fırsat kolluyor. Kim Do Ha'nın gerçekte kim olduğunu ve neler yaşadığını yalnızca şarkılarını yazdığı şarkıcı Syaon ve müzik şirketinin başkanı (aynı zamanda Do Ha'nın çocukluktan arkadaşı) Jo Deuk Chan biliyor. Syaon'la çıkan bir magazin haberinden dolayı gazeteciler Kim Do Ha'nın peşine düşünce, bizim sessiz sakin başrol çocuğumuz, yalan dedektörü Mok Sol Hee'nin yan dairesine taşınmıyor mu? Bu ikili bir anda kendilerini birbirlerine yardım ederken ve hayattaki yollarını birlikte bulmaya çalışırken bulmuyorlar mı? Tabi etraflarında mahallenin sevimli sakinleri, çevredeki dükkanların sahipleri, komşular, Mok Sol Hee'nin dolandırıcı annesi ile dağda münzevi olarak yaşayan babası, müzik şirketinin başkanının işe yaramaz erkek kardeşi, Mok Sol Hee'nin yıllar önce ayrıldığı kalp ağrısı aynı zamanda polis olan eski sevgilisi ve Kim Do Ha'nın siyasete atılmış hırslı annesi de dolanmaya başlayınca yalanlar, gerçekler, güvenmek, hatalar doğrular birbirine karışıyor.
"My Lovely Liar" orijinal adıyla 소용없어 거짓말 (soyong obso kojimal diye okunuyor - yalan söylemenin faydası yok diye direkt çevriliyor ama sweet november'a kasım'da aşk başkadır diyen mantık buna da böyle demiş işte), 31 Temmuz ile 19 Eylül arasında Güney Kore'nin tvN kanalında yaklaşık birer saatlik 16 bölüm olarak yayınlanan bir dizi. Bu sene haftalık olarak takip ettiğim 6.diziydi sanırım. Yazın en sıcak günlerini bu ferah hikaye sayesinde daha hafif geçirebildim yani anlayacağınız. Hakikaten tazecik, böyle ferah ferah bir hikayeydi. Konusunu anlatınca yukarıda, hiç de öyle gibi düşünmediniz değil mi? Kaybolan eski sevgili, cinayet davası, idol sektörü, yalan söyleyenler yalanları duyanlar, takıntılı eski sevgili abileri, aşırı yalnız ve hüzünlü başroller falan filan derken düşündünüz ki ortam melo. Değil. Yani güldür şamata da değil, onu demiyorum da hikaye ve başroller açısından bir ferahlık var. Bir kere bu sene beni artık kusturan geçmiş hayatlarda aşıktık sonra çok kötü bir şey oldu bu hayatta ödüyoruz hikayesi yok. Kore dizilerinde anayasanın ilk üç maddesi gibi olan çocuklukta bir yerde karşılaştık kaderlerimiz birbirine bağlandı hatta yetmedi çocukluktan gençlikten aşık olduk ayrıntısı da yok. Hele senin iyiliğin için senden vazgeçiyorum teması hiç yok. Esas çiftimizin ikisinin daha önce sevgilileri olmuş, duygularını yaşamışlar, daha önce ikisinin de bir hayatları varmış yani. Çocukken karşılaşmamışlar, şoktasınız değil mi? Ben de izlerken öyleydim. Allah allah dedim, nasıl yani, sadece birer yetişkinken mi karşılaştılar? :D
Klişe geçmiş hikayelerinin olmamasının yanında çiftimizin birbirleriyle diyalogları sağlıklı. İkisi de birbirinin eksikliklerini tamamlıyor gibi oluyor, birbirlerini iyileştiriyor, düşündürtüyor, destek oluyorlar birbirlerine. Sevimli, sağlıklı bir çift oluyorlar. Zaten Kim Do Ha karakteri herhalde yazılmış en temiz, düzgün karakterlerden biri olabilir Kore dizileri tarihinde. Naif ama salak değil, düzgün ama hakkını biliyor. Mahalledeki dükkan sahiplerinin canlandırdığı yan karakterler de çok sevimli. Onlara da daha fazla ve daha ayrıntılı hikayeler yazılabilirdi mesela, ekmekçi de vegan kafe sahibi de bar sahibi de hem sempatik hem de iyi oyunculardı. Esas çiftin sakin durgunluğunda hareket oluyorlardı hikayeye.
Mahallenin dükkan sahipleri ekibimiz |
Dizi dramatik durumları da çok abartmadı, süründürmedi mesela. Bu yönden de oldukça iyiydi. Her şeyi kararında sürdürüp, çözüme kavuşturdu. Öyle ayrılalım barışalım olaylarına aşırı girmedi. Genelde sağlıklı bir şekilde iletişim kurarak, anlayarak birbirlerini çözdüler. Hikayenin gizem-macera-aksiyon kısmını oluşturan Kim Do Ha'nın eski sevgilisinin neden kaybolduğu, ölüp ölmediği ya da öldürülüp öldürülmedi, kimin ya da kimlerin suçlu olduğu konusu da çok sünmeden ama aşırı da mantık içermeden, keyifli bir şekilde çözüldü. Keyifli dediğim mutlu edici demek değil yani, izlemesi keyifli. Yoksa Kore dizilerinde izlediğim birkaç şok anından birini yaşadım laaan noluyor diyerek (Kabul edin hiçbirimiz beklemiyorduk ve beklemediğimizi bildikleri için öyle yaptılar). Ama tabi çok aşırı ters köşe yapmalıyız da yapmalıyız mantığıyla olaylar peş peşe dizildi o kısımda, kabul ediyorum.
Diğer izleyenlerin yorumlarına bakınca ben aslında çoğu kişinin beğenmediği kısımları ve karakterleri beğenip, başka türlü algılamışım gibi geliyor diziyi. Mesela esas oğlanımızı canlandıran Hwang Min Hyun'u ikinci izleyişim bu (tabiki ilk defa Alchemy of Souls'da tanıştım kendisiyle) ve AoS'takinden aşırı da farklı bir karakteri oynamadığı için oyunculuğu için bir şey diyemiyorum. Ama rahatsız edici değil ve aksine çabalıyor gibi görünüyor. Diğer pek çok idole göre bu şahane bir şey (odunsu Cha Eun Woo'ya selamlar). Esas kızımızı canlandıran Kim So Hyun için ise daha önce ne demişim bir bakayım, hah pek bir şey dememişim. Sadece Tale of Nokdu'sunu yazmışım. Orada, dizinin de güzelliğinden ötürü sanırım o kadar takılmamıştım. Ama arada yarım bıraktığım başka birkaç işinde fark ettim ki sinirimi bozuyor. Yani çocukluktan sektörün içinde yetişmiş, çocukluğundan beri birçok dizide filmde oynamış, gayet güzel, düzgün de görünüyor. Ama beni hafif rahatsız eden bir şeyi var, adlandıramıyorum. Sanki böyle gıcık, kendini beğenmiş bir insanmış da dizilerde oynarken canlandırdığı karakterler iyi huylu olduğu için mecburen iyiymiş taklidi yapıyormuş ve gene de o gıcıklığını örtemiyormuş gibi hissettiriyor. Bilemedim.
Seo Ji Hoon - polis olan eski sevgili |
Yalan dedektörü kızımızın eski sevgilisini canlandıran Seo Ji Hoon'u taa Meow:Secret Boy'da izlemiştim, orada çok katıydı, oyunculuğun zerresi yoktu, sadece somurtuyordu. Burada daha yumuşaktı neyse ki. Yine durgun ama böyle nokta atışıydı oyunculuğu. Gözüme daha sempatik geldi.
Tarot/Fal kafede çalışan Cassandra'yı canlandıran Park Kyung Hye'yi ise bu sene resmen evimde misafir etmişim gibi oldu. Bu sene oynadığı her diziyi izlemişim, kendisi bir karakter oyuncusu (sanırım böyle denebilir, değil mi?), hep yan rollerde yani. Ama her bir yan rolü de akılda kalmayı başarıyor ki bu da onun yeteneği. İlk defa 2019'da Touch Your Heart'ta tam olarak ahahah bu da kim böyle diyerek izlemiştim, fantastikti oradaki hali. Yoksa 2016 tarihli (ve benim 2018'in başında izlediğim) Goblin'de de hayalet olarak çok iyiydi ve ilk orada görmüştüm. Bu sene izlediğim bu My Lovely Liar'da, Moving'de ve Destined With You'da hep ekranımdaydı.
Neyse diyeceğim o ki My Lovely Liar bu sene (belki de birkaç senedir) izlediğim bu sayısız romcom arasında en böyle tazesi, en böyle bana bir yudum ferah su gibi geleniydi. Bazı yan hikayeleri, yan rolleri oluşturan ekipleri falan daha iyi yazıp, işleyebilirlerdi kabul. Yani elde büyük bir potansiyel varken bu sevimli, içten hikayeleri boşa harcamışlar gibi. Gene de bence izleyin.