Aslında geçen sene başlamıştım böyle her ay yeni çıkan müzikleri gün gün çıktığı gibi dinlemeye ve oo ne varmış ne yokmuş diye bakmaya ama tam sistemli bir şekilde neyi beğendim diye kayıt tutmaya başlamam bu senenin başında oldu. Sonra dedim madem tam kayıt altında tutmuş olayım, burada paylaşayım. Ama tabi araya hayat girdi, kader girdi, Ocak ayının son gününde tamam yazayım diye düşündüğüm şey her ay birike birike bugünlere geldik.
Ocak ayı içinde çıkan yeni "k-music" parçalarından hoşuma gidenler böyle o zaman. Yargılamayın. Dinlemeye çalışın (ya da izlemeye işte her neyse).
1. 석매튜 (ZEROBASEONE), 박건욱 (ZEROBASEONE) - Backpacker (스터디그룹 OST)
Zerobaseone grubu, 2023'te çıkış yapmış bir erkek grubu. Yaptıkları müzik beni çok sarmadığı için pek de dinlemiyorum açıkçası. Arada yeni bir şarkı çıkardıklarında hımm neymiş diye bakıp, kapatıyorum. O yüzden bu şarkıyı aşırı aşırı sevdiğim bir dizi olan "Study Group"u izlerken duyduğumda aklımın ucuna bile gelmemişti Zerobaseone'dan iki üyenin söylüyor olabileceği.
Şarkıyı ne kadar sevdiğimi, günün her saatinde açıp dinlediğimi, havaya girdiğimi, yolda arabada öylesine durup dururken açıp dinlediğimi söylesem inanır mısınız? Bazen böyle arada bazı şarkılara takıyorum.
Şarkıyı gruptan Seok Matthew ve Park Gun Wook söylüyor. İkisini de tanımıyorum, biri 23 diğeri 20 yaşında daha. Ama şarkıyı ilk duyduğumda eskiden, ben çok daha gençken, rap daha rap olmaktan çıkmamışken ve Eminem filmlerde oynarken yapılan şarkılar gibi gelmişti. Çocukları görmeden şarkıyı dizide duyan hemen hemen herkesin de aklına gelen bu olmuş gördüğüm kadarıyla. Bu da çocukların hakkını teslim etmek gerektiğini gösteriyor.
Şimdilik anlayacağınız bu şarkıya tapıyor gibi bir şeyim.
2. Minnie – HER ve Blind Eyes Red
3. GoT7 – PYTHON
4. Kickflip - "Mama Said (뭐가 되려고?)"
5. Crezl – Hakuna Matata
6. Onew- winner
"Who else but me?"
7. Wei – Not Enough
8. Ari k – in the wake of losing you
Minnie, eski adı Gidle, yeni adı sadece idle olan kız grubunun bir üyesi. Taylandlı, gerçek adı Nicha Yontararak gibi bir şey (aslında daha uzun ve uğraştırıcı sanırım, Taylandlıların hepsi böyle isimlere sahip gibi görünüyor). Tek başına şarkı söylerken görüp, woow dedikten sonra bu kimdir necidir diye araştırırken dahil olduğu grubu keşfettiğim kişi aslında Minnie. Yani onun sayesinde Gidle'ı keşfettim ve dinlemeye başladım. Sonrasında aynı gruptan Yuqi'yi daha çok sevmeye başladım ama orası farklı bir günün hikayesi.
Daha önce birkaç şekilde single şarkıları ve dizi soundtracklerinde yer almışlığı var ama Ocak ayında ilk EP'sini çıkardı. "HER" isimli ve 7 şarkıdan oluşan albümü baştan sonra dinleyebildiğim ve keyif aldığım albümler arasına eklemiş oldum ama albümdeki aynı isimli bu şarkıyı özellikle sevdim.
Sözlerine bakmasak bile çok eğlenceli ve akılda kalıcı. Albümdeki tüm şarkılarda söz yazarlığı ve bestecilik yapmış durumda Minnie.
"Albümün başlık parçası "HER", Minnie'nin kendini keşfetme yolculuğunu özetleyerek albümün kalbi olarak hizmet ediyor. Şarkı, halk tarafından nasıl algılandığı ile gerçek benliğinin birçok gizli katmanı arasındaki karşıtlığı araştırıyor." diye yazmış bir İtalyan web sitesinde. Ama o kadar da takılmayalım anlamına bence. Ben dinlerken çok eğleniyorum, sanırım beğenmemin asıl sebebi bu.
Bu şarkı ise Minnie'nin "siren"vari havasına, sesine bir saygı duruşu gibi. İnsanın arada böyle açıp da kendini başka bir boyutta, başka bir hayatta hissedebilmesi ve kendi kendine hayal kurabilmesi için çok iyi bir tona sahip gibi geliyor bana. Böyle şarkıları, böyle dinlerken başka biri olabildiğim melodileri, hikayeleri çok seviyorum ben.
3. GoT7 – PYTHON
GoT7'ın varlığından haberim vardı, o konuda yalan yok. Ama hiç dinlememiştim, ilgimi çekmemişti bir şekilde yani bunca yıl. Çünkü şöyle bir durum var ve çok net: Çoğu sanatçıyı grubuyu canlı dinlemekle albümdeki kayıtlarını dinlemek arasında acayip fark var. Ben birçok şarkıyı albüm kaydı olarak duyduğumda müziği, sanatçının sesini, şarkı için önemli olan her şeyi birbirine girmiş bir gürültü karmaşası olarak duyuyorum genelde. Bu yüzden canlı olarak ya da ne bileyim konser kaydı gibi bir yerde dinlediğimde yuh bu şarkı çok güzelmiş ama dediğim o kadar çok parça oluyor ki. İşte GoT7 için de bu durumu yaşadım bir anlamda. 2016'dan beri içine daldığım bu k-music dalgasının içinde tabiki rastlamıştım şarkılarına. Ama hiç benim kulağıma iyi çalınan tipte gelmemişlerdi.
Pandemi döneminde gruptan Jackson Wang'ın "100 Days" klibinin görünce beynimden vurulmuşa dönmüştüm. Benim için inanılmaz bir şeydi o zaman. Haa bu o gruptan mıymış falan deyip, konuyu kendim için kapatmıştım. Sonra arada JayB'nin şarkılarına denk geldim, dinlendim de ama yine çok sarmamıştı.
Grup olarak oldukça ilginç ve kilometre taşı bir hikayeleri var ama o da başka bir günün oldukça uzun bir hikayesi. Taa 2014'te kurulmuş bir grup. Ocak ayında "Winter Heptagon" isimli yeni albümleri çıktı, 9 parça içeriyor. Artık kaçıncı albümleri, ne sayılıyor bilmiyorum. Albümün her bir parçasını bir üye yapmış (ama hep beraber söylemişler tabi). Bu ilk parça "Python" Bambam isimli üyenin parçası (başka bir Taylandlı kardeşimiz daha).
Bu şarkıya rastlamamla gruba dikkat kesilmem bir oldu. Şarkıyı çok beğendim, kendime engel olacak değilim. Alt kısımda süregiden tempo ya da melodi her ne deniyorsa, benim için çok keyifli. Şarkının barındırdığı anlam için şöyle yazmışlar bir yerde: "Piton sadece aşkın pençesinin metaforu değil; aynı zamanda savaşamayacağınız duygulara yavaş ve kaçınılmaz bir şekilde teslim olmanın da sembolü." Bu sebeple anlamı ya da sözleri benim için çok bir önemli değil (yani beni yakalayan yeri orası değil).
"Piton, dişlerini çıkarmadan önce bir ninni gibi başlıyor." diye yazıyor aynı yerde. Beni yakalayan da tam olarak bu işte. Şarkı katman katman ilerliyor, her bir üye ile değişik bir tarza yavaşça dokunup, nazikçe ilerliyormuş gibi görünüp, dalgalara kapılmamı sağlıyor.
En çok Jackson'ın bölümlerinde (en başta 0:21'de başlıyor mesela) çok mutlu oluyorum. Jackson'ın hemen ardından Jinyoung'un başladığı kısımlar ise mutluluğum tavan yapıyor. Ki bu iki kısım sanıyorum nakarata giden köprüler oluyor. Nakarattan daha çok seviyorum bu köprü kısımlarını. Nakaratın ikinci kısmında Yugyeom'ın da söylediği kısımlar ayrıca favorim.
Bu şarkı ve bu albümleri sayesinde youtube'da grubun canlı kayıtlarını, çıktıkları programları, yaptıkları delilikleri izlemeye başladım. Ve bunca yıl neler kaçırmışım dedim. Çok eğlenceli, samimi, iyi çocuklar olduklarını gördüm. Yaptıkları müzik her zaman bu derece hoşuma gider mi şimdiden bilemiyorum tabi ama onları takip etmeye devam edeceğimi biliyorum.
Kickflip grubu Ocak ayında çıkış yaptı, JYP'nin yeni erkek grubu. Son yıllarda çıkan grupların hep böyle isimleri oluyor, mantık nedir bilemiyorum. Çıkış şarkılarından önce "Umm Great (응 그래)" diye bir parça yayınlandı, benim için sinir bozucuydu açıkçası müzikal olarak. Sonra bu "Mama Said" çıkış parçaları olarak yayınlandı. Hoşuma da gitti açıkçası, arada dinleyebilirim. Eğlenceli yani. Ama genel olarak baktığımda şimdilik bu grubun müziğini dinleyemem gibi görünüyor.
5. Crezl – Hakuna Matata
Crezl 2023'te çıkış yapmış bir grup. "Çapraz vokal dörtlüsü" diye tanımlanıyorlar ki tam olarak ne anlama geldiğinden emin değilim. Ama sanırım bu anlamadığım şey tam olarak bu şarkıda beğendiğim şey. Bu şarkı, ilk ve şimdilik tek dinlediğim Crezl şarkısı. 2023'te çıkış yapmışlar. Bu 4 şarkıcıdan biri şarkı içinde pop gibi söylerken öbürü operaya doğru yöneliyor, bir diğeri daha trot gibi söylüyor derken altta zaten devamlı bir geleneksel kore müziği devam ediyor. Şarkının sözleri daha çok bir gaza getirme, haydi koçum yürü be biz geldik tarzı bir şeylerden oluşuyor o yüzden çok da takılmayalım. Eğlenceli sonuçta. Ama işte asıl demeye çalıştığım ise bu şarkının bu geleneksele yaslanan altyapısı beni cezbeden. Çünkü sanırım elimde olmadan gördüğüm tanıştığım her kültürün bir şekilde geçmişini, temellerini, geleneksel halini daha çok canım çekiyor.
Onew, 2008'de çıkış yapan Shinee grubunun bir üyesi. Ben açıkçası Shinee dinlemiyordum, dinlememiştim yani. Sadece diğer birçok efsanevi gruptan haberim olduğu gibi onlardan da haberim vardı. Üyelerini de üstünkörü tanıyordum isimlerinden. Bir Taemin'in solo işlerinden biraz daha haberim vardı haliyle, bir de Minho'yu dizilerde falan görüyordum. Bu yüzden Onew'ün ki gerçek adı Lee Jingi, bu albümüne rastlayınca çok da bir fikrim olmadan dinlemeye başladım. Tüm albüm (ismi Connection), baştan sona çok hoşuma gitti. Gerçek anlamda benim için dinlenebilir, anlamlı şarkılardan oluşuyordu. Bir pop albümünden bekleyebileceğiniz kalitede bir albümdü işte baştan sona. Ama özellikle bu şarkı, Winner, dinlerken bir yandan içimi acıttı, bir yandan düşüncelerimi savurdu oralara buralara, boğazımı düğümledi, gözyaşlarımı gerilere iteledim durdum dinlerken.
"If I turn back time/Will I be able to correct my life?/Will I be able to put/Things back to where they belong?" diye başlıyor şarkıya Onew. "Is the dice of fateJust all about probability?/Our lives were sometimes unbearably cruel" diyor. Şarkı boğazıma kırık cam parçaları doldurarak başlıyor yani. Tam yutkunamazken bağırıyor birden "But, we're still young and wild and free" ve kendimi yumruklamak istiyorum. Kafa tutmaya, ayağa kalkmaya çalışıyor sonra "Raise your head and yell at the sky/I'm not going back/As long as the traces of my fights remain//I'll go through all of these/Even if I fall down, I'll get back up, I'll smile and ask you/Now, who's the winner?"
"Don't blame yourself, put the past behind you/Smash all your regrets and burn them away/Now I kind of feel like myself/Even if we get lost a bit, we get back on the right track in the end" diyerek güç veriyor. Ve sonunda "Who else but me can be the winner?" diye bağıra bağıra bitiriyor şarkıyı.
İnsanın 40'ına yaklaşmışken hala böyle hissediyor olması mümkün mü bilemiyorum tabi ama.
"Who else but me?"
7. Wei – Not Enough
Wei, 2020'de çıkış yapmış bir erkek grubu. Daha önce mutlaka denk gelip dinlemişimdir ama hoşuma gitmediğin dikkatimi çekmemiş de olabilir. Bu Ocak ayında çıkan yeni albümleri "The Feelings"in "Not Enough" parçasını ise duyduğum anda sevdim. Aslında oldukça normal sayılabilecek bir pop şarkısı. Sözleri de her zamanki gibi bir aşk şarkısının sözlerine sahip. Ama sevdim şarkıyı dinlemeyi.
8. Ari k – in the wake of losing you
Kim olduğu hakkında hiçbir fikrim yok Ari K'in. Şarkıyı dinledim ve normalde bu şekilde ballad tarzı mı deniyor artık işte bu tarzdaki aşırı yavaş, içli...şarkıları sevmiyorum artık. Ama bunu dinlemek iyi geldi. Bilmem belki de sesinin oldukça iyi olmasının etkisi vardır.
Yok ama asıl albüm kapak resmi aşırı hoşuma gitti, onun mu etkisi ki?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder