16 Mart 2023 Perşembe

We were in that in-between place, the twilight between childish things and grown-up things.

 


Dün ofise birlikte çalışılan firmalardan birinden bir kadın geldi. Daha önce görmüşüm ama hatırlamıyordum. İlk defa muhabbet etme ve benim açımdan tanışma fırsatımız oldu. Alabildiğine dışa dönük ve konuşkan, girişken bir insandı. Konuşmaya başladığımızda içimden kocaman bir his dürtüyordu, dişinde kesin bir şey var. Çünkü o girmeden hemen önce bir şeyler yemiştim. Ama işte bir türlü elim aynaya gitmedi. İçimdeki ses dürtüp durdu, elimi bir şey tuttu. Dişimde bir şey olduğuna dair o kocaman hisle konuşmaya gülüşmeye devam ettim. Sonunda kadın gittiğinde lavaboya gittim. Lavabodaki boy aynasında kendime baktım. Dişimde kocaman bir şey duruyordu. Üstüme başıma baktım, teneffüsün bitiş zili çalmış da bahçedeki tek kale maçtan apar topar fırlayıp, sınıfa girmişim gibi duruyordum. Sabahları uyanamadığım için saçlarımı hafta başından beri taramıyorum, kafamın üstünde ve yüzümün etrafında gevşek bir lastikten fırlayan bir püsür şeklinde sallanıyor. Ayağımda tozdan siyaha dönmüş spor ayakkabılar var. Lastikli bir kot pantolon ve kolları büyük gelen bir hırka. Saçımı taramadığım gibi yüzümü de yıkamıyorum. Sabahları evden fırlayarak çıktığım için aynaya bakmıyorum, kaşlarımın ortası Frida gibi. Az önce konuştuğum kadını düşündüm. Büyük ihtimal benim yaşlarımda. Şıkır şıkır görünüyordu. Saçları güzelce bağlanmış, yüzünde doğal bir makyaj var. Giysileri düzgün, yani 30lu 40lı yaşlarındaki bir kadından bekleyebileceğiniz normallikte ve güzellikte. Neşeli bir şekilde konuşuyor, kendini açıklıkla ve rahatlıkla ifade edebiliyor, mutlu ve sağlıklı görünüyordu. Gerçekten temelde, böyle core seviyesinde bir terslik olmalı bende. Çünkü bir işim var, bir maaşım var, faturalarımı ödeyebiliyorum, dışarıda bir şeyler yiyebiliyorum, tüm gün bilgisayarın başındayım dünyayı görebiliyorum, dünyayı kendi gözlerimle de gördüm, 10 ülkede 18 ayrı şehir gördüm, yüzlerce insanla tanıştım, bir dolu okula gittim çok ayrı alanlarda çok ayrı derslere girdim. Beynimde birbirinden bağımsız bir dolu bilgi var. Ama yine de 36 yaşında normal bir işe sahip, normal bir şekilde yaşayan bir kadın gibi giyinemiyorum, görünemiyorum, konuşamıyorum. Az önce ağzımın bir tarafına bir beypazarı kurusu attıktan sonra iş arkadaşıma bir şeyler anlatmaya başladım. Bir yandan çiğnemeye çalışıp, bir yandan hörül hörül sesler çıkardığımı fark ettiğimde geç olmuştu. Ben ne yapıyorum yahu diye içimden bir şey bağırırken susup, geri yerime geçtim.

Akşam tvyi açmıştım çamaşırları düzeltirken. Bir dizinin orta yerine denk geldim. Adam, kadını bir yemeğe götürüyor. Sonra başka bir "davet"e gidiyorlar, sonra başka bir sahnede kadın ofisinde oluyor falan gibi şeyler. Aklıma gelen şuydu, lan şimdi durup dururken mesela, bir böyle yemeğe gitmem gerekse giyecek bir şeyim yok. 30 küsür yaşında, kendi başına yaşayabilen bir insanım ama herhangi bir akşam yemeğine, ne bileyim öyle bir davete, normalde bir şirket ofisine çalışmaya gidebilecek gibi bile görünecek bir halim yok, giysim de yok. Bunca parayı neye harcamışım, neye harcıyorum o halde? Başımı çevirince kitap rafında duran Hermione asasıyla göz göze geldim o anda. Sonra duvara yaslanmış tahta kılıçla selamlaştım.

Geçen gün T. dedi ki seçimde sandık görevlisi olalım. İçimde, bu cümleyi ilk duyduğumda oluşan ilk düşünceler şöyleydi: Kim ben mi benim yaşım yetiyor mu olabiliyor muyum bana yaptırırlar mı bu AMCALARIN TEYZELERİN yaptığı bir şey değil mi?! Sonra ne düşündüğümün farkına varıp, kendi kendime içimden tekrarladım, ulan sen de artık o teyzelerdensin. Hala nasıl geliyor biliyor musunuz? Sanki gidip, ben sandık görevlisi olmaya geldim dediğimde olmaz çocum sen daha küçüksün deyip eve geri göndereceklermiş gibi.

Yaşam koçu mu bulmam gerekiyor, stil danışmanı mı, ayurveda uzmanı mı, artık ne menem bir şeyler bilemedim.

2 yorum:

  1. Ne de güzel Piraye tadında, tatlı tatlı yazıp anlatmışsın teyze :D Laf aramızda yazar çizer takımı erkek, kadın hiç farketmez hem bakımsız hem de pasaklı olur :b

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Görünüşte yazar çizerim ama bir türlü gerçekten işim o olamadı ya, yanarım yanarım ona yanarım.

      Sil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...