4 Eylül 2021 Cumartesi

terapi

 Bugün böyle o hiçbir şeyden yapmadığım saçma günlerden biriydi. Normalde de pek bir şey yapmıyorum ama bugün tam anlamıyla sadece yemek yedim - yapmadım bile dışarıdan söyledim, Run BTS izledim, yatağımda tavana bakarak uzandım. Başım zonklayarak ağrıyordu çünkü sabah 5'te gözlerimi açtığımda. Çünkü iki yastıkla neredeyse dimdik yattım. Çünkü odyolog ve kbb doktoru öyle yapmamı söyledi. Çünkü kulak içindeki kristallerim oynamış. Temmuzun ortasından bu yana başım dönüyordu yatarken, yatakta sağa sola dönerken falan. Geçen sene de olmuştu, birkaç hafta sürüp geçmişti. Gene geçecek diye düşündüm, herhalde yoruldum dedim. Geçmedi. Aylar geçti, geçmedi. Öyle olunca doktora gittim, sonuç bu. Doktor, kristalleri geri yerine döndürmek için birkaç hareket yaptırdı, pazartesi yine gideceğim. Bu arada soluna yatma, iki yastıkla yat, ani hareket etme, bir yere döndüreceksen kafanı tüm bedeninle dön falan dedi. Hayır sanki evin içinde ters takla atarak dolaşıyormuşum gibi bu kristaller nereye oynuyor, neden oynuyor, nasıl oynuyor? Kafam leyla gibi zaten. Ama başım bu kadar ağrıdığı ve iki yastıkla uykumun sağlıklı olmayışından mı yoksa psikiyatristin verdiği ilaçlardan mı karar veremedim. Haa doğru ben hayatımda ilk defa terapiye gittim. Tüm cesaretimi toplayıp, bu halde olduğum bunca yıldan sonra ilk defa doktora gittim. Hala kendimi tuhaf hissediyorum. Doktora anlattığım şeyleri anlatmış olmama da şaşırıyorum. Çünkü resmen kızlarla aramızda yaptığımız muhabbetlerdi anlattıklarım. Okul şöyleydi, şurası böyleydi falan gibi. Önümde yetişkin bir adama, bir doktora tutmuş bunların muhabbetini ettim. İşin garibi o da ilgiyle dinledi. Benim heyecanla bahsettiğim şeylerde o da heyecan gösterdi, çoğu zaman bir yandan konuşurken bir yandan da tövbe yarabbim benimle dalga mı geçiyor niye bu kadar ilgiyle dinliyor diye düşünüp durdum. Hayır bir de birisi karşıma geçip, dert diye benim anlattıklarımı anlatsa, ben derim ki senin derdini...Ulan insanlar şişme botlara binip denizler aşmaya çalışıyor, havalanmış uçakların tekerleklerine tutunup kurtulmaya çalışıyor, ben oturmuş her ay gelen maaşım, başımı sokacak evim, yediğim önümde yemediğim arkamda (tam tersi miydi ya neydi bu) yok şunu yapamadım yok bunu başaramadım bik bik bik diye anlatıyorum. Saçmalık. Kendime nasıl kızıyorum.

İlaçlardan birini sabah birini de gece yatarken içiyordum. Gece içtiğim ilacı içmemeye karar verdim. Amacı uyumama yardımcı olmaktı ama açıkçası olmuyor. Yani benim uykuya dalamama sebebim etraftaki seslere odaklanıyor olmam. İlacı içince üstüme  acayip bir ağırlık çöküyor, böyle elimi kolumu tuğla gibi oynatamıyorum. Ama sesleri yine duyuyorum, küldür paldır apartmanda ne varsa artık. Sadece uyuşmuş gibi yatıyorum dinleyerek. O yüzden onu bıraktım. Sabah içtiğim ilaçtan da şüphelendim bugün. Normalde de rüyalar içinde dolaşırım ama bu halim daha bir değişik. Ayakta rüyanın içine dalıyorum, sonra ben niye bunları düşünüyorum şimdi diye farkına varıp geri ayılıyorum. Tüm günüm böyle geçti. Gözlerimi odaklayamıyorum gibi hissediyorum. Bu ilacı da içmeyeyim diyorum ama önce doktora yazıp söylemem gerekiyor mu acaba? 15 gün sonra yine görüşmemiz var. Ama nasıl yazabilirim ki, normal mesaj mı atmalıyım whatsapptan mı yazmalıyım, yazabilirsin dediğinde hangisini demişti ki hatırlayamıyorum. İçmeyeceğim ya yarın sabah. Yarın da göz doktoruna gideceğim. Hah tam oldu, her yerim çürüdü. Sol göz kapağım şişti dün. Acıyor. Zaten bir ara kontrole gitmem gerekiyordu. Ameliyattan sonra pandemi ortaya çıktığı için çok kontrole gidemedim. Umarım geri bozulmamıştır.

Bir de hasta gibiyim ya. Sanki böyle nezle olacak gibi. İlaçlar mı yapıyor, başım ağrıdığından mı, gerçekten üşütmüş olabilir miyim, buna da karar veremiyorum. Ter basıyor arada, hani ateşlenip, sonra terlersiniz ya öyle. Sabah 5'te ağrı kesici içtim. Sonra akşam üstü bir tane daha içtim. Ama ağrı geçmiyor. Bu arada aklıma acaba psikiyatristin verdiği ilaçla ağrı kesicileri içmem sakıncalı mıydı ki diye şüphe düşmeye başladı. Bir de şu sivilce ilacını içiyorum zaten. Neyse ki kadın doğumcunun verdiği ilaç bitti de ondan içmiyorum. Hah bir de yeni bir kadın doğumcu bulup kistlerimle ilgili ne olacağına dair karar vermem gerek. Psikiyatrist de konuşarak çözebileceğimizi düşünüyor sorunlarımı. Sadece gülüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...