Böyle bir film olduğunu, böyle bir filmi izlediğimi bile unutmuşum. Unutmak doğru kelime değil hayır, aklımdan çıkmış. Tamamen çıkmış. Bugün alakasız başka şeyler dinlerken oradan oraya, birden karşıma çıktı. Ve o an yine, yeniden, tıpkı ilk duyduğumdaki gibi bu şarkıyı, vurdu. Bir film müziği, filmin kendisinden daha vurucu, daha çok şey anlatan, hatta filmi yapanların ya da yazanların bize anlatmaya çalıştığı şeyi direkt anlatan şey olabilir mi? Böyle bir şarkıyı dinlerken sizin de tüyleriniz ürpermiyor mu? Boğazınız düğümlenmiyor mu? Düşünsenize buradan baktığımızda belki bize çok da yabancı bir ortamdaki, çok da yabancı insanların daha da yabancı dertlerini anlatıyor. Hiç karşılaşmadığımız, deneyimleyemeyeceğimiz durumlardan bahsediyor. Ama yine de taa içimizde hissediyoruz dinlerken, orada o okulda, o mahallede o dertleri yaşıyoruz. Bir şarkının, müzik denen şeyin olması gereken hali bu değilse nedir ben bilmiyorum.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
So many books, so little time
Mesela. En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...
-
20li yaşlarındaki Kim Sol Ah (esas kızımız kendisi) bir tasarım şirketinde çalışıyor, tüm gün oturup müşterilere, firmalara, şirketlere f...
-
Çoook eskiden, şimdinin Polinezya diye adlandırılan adalarından birinde, ada halkının şefinin sevimli mi sevimli kızı Moana, babasının t...
-
Joo Seo Yeon kızımız bir lisede beden eğitimi öğretmeni. Aynı lisede öğretmen olan Kim Mi Kyung'la tee ortaokul döneminden kankalar...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder