14 Mart 2019 Perşembe

Ti Dedico Il Silencio

Hani içinizden bir dolu şey bağırmak gelir, böyle bir sürü cümle bir sürü düşünce, hepsi öylesine doldurur ki beyniniz patlıyormuş gibi olur, kafanızın içinde bir kovan arı varmış da vızır vızır habire dolanıp duruyorlarmış gibi olur ve öyle bir noktaya gelir de bağırmak, böyle nefesiniz hiç tükenmeyecekmiş gibi bağırmak istersiniz ya.
Ama onun yerine - öyle bağıramayacağınız için - bir şarkı denk gelir. Müziğin notalarını tüm vücudunuzla ruhunuzla basarak, kendi bağırmanızı değil ama şarkının sözlerini bağırarak - içten içten bağırarak - dinler halde bulursunuz kendinizi.



Sesindeki o şeyi duyabiliyor musunuz siz de benim gibi? O bir türlü adını veremediğim, içime dokunan, o samimi gelen şeyi? Böyle sözler yazıp, bir de bunları öyle bir sesle bize söyleyebilen bir ruh nasıl böyle ufak sevimli bir çocuk olabilir?
Trafik gürültüsünün içinden çıktım eve geldim sessizce, tuhaf hissettiriyor bu akşam diyor.
Daha fazla nefes alamıyorum, sadece seni düşünmeye ihtiyacım var.
Uzun bir süre, kaçırdığım zamanı arıyordum.
Uzun zamandır, zamanın bana yetmediğini düşünüyordum.
Sadece bir sebep arıyorum. Yaşadığımı hissetmek için.
Gökyüzü tuhaf hissettiriyor bu akşam.
Seni anlamaya çalışıyorum sadece. Ve bunu düşünmeden uyuyamıyorum.
Sadece birazcık bile huzurum olsaydı, onlar gibi olabilirdim.
Sen de ziyaret edebilecek bir yeri hak ediyorsun.
Ve bu yararsız kelimelerin gürültüsünü sana adıyorum.
Sessizliği sana adıyorum. Nasıl olsa kelimeleri anlamıyorsun.
Bu gece deneyeceğim. 
Bu gece, seni arıyorum.
Ama zaten cevap vermeyeceksin.
diyor.
Bu ufacık çocuk, hem Peter Pan ismini verdiği bir albüm yapıyor, hem de böyle sözler yazıyor.
Çok geç kalmışım keşfetmek için. Gibi hissediyorum.
Her şeye geç kaldığım gibi.

1 yorum:

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...