9 Ekim 2018 Salı

"So Long, Lonesome"

Çok tuhaf. Buraya yazmak için bile açmamıştım halbuki bilgisayarı. Kızlara mesaj yazmak için açmıştım; bir de Y'ye diyecektim, o söylenecek şeyler bulur çünkü ben böyle saçmalamaya başladığımda. Ama sonra bir anda kendimi mesaj yazarken değil de buraya yazarken buldum. Çok tuhaf bir ruh hali içindeyim. Böyle hem çok mutlu oldum gördüğüme. Normalde beni mutlu eden bir enerjisi var çünkü, vardı yani. Eskiden böyle yüzüme kocaman bir sırıtış oturtan bir hale gelirdim onu görünce, ikimiz de hayatımızın çok saçma bir zamanında tanışmış olmamıza rağmen. Ama bu akşam bunun yanında tuhaf bir hüzün oturdu içime. Değişik bir mutsuzluk. Mutsuzluk da doğru kelime mi bilmiyorum. İfade edemiyorum. Böyle o kocaman enerjiyle dolduran, gördükten sonra tüm şehri bir uçtan diğer uca koşma isteği uyandıran, o sırıtışı getiren yüzüme,...o his varla yok arası, var mıydı yok muydu...Onun yerine bu değişik hüzün. Bu anlam veremediğim şey var. Bu kendime döndüren, içime oturan, bu değişik şey var. Neden böyle oldu ki şimdi? İnsan kendine hayal kurmayı da yasaklayabilir mi farkında olmadan? Tam böyle elin kapıya giderken, diğer elinle o eli durdurur musun? Ve bunu artık, sırf her seferinde o kapının ardında hayal ettiğin şeyin olmadığını gördüğün için çok korkmuş, çok bıkmış, çok üzülmüş, için çok ama çok acımış olduğu için refleks haline getirmişsen...Ben çok yoruldum. Böyle olmaktan çok yoruldum.
Bazı şarkılar da çok acımasız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...