29 Kasım 2016 Salı

Herşey mi ters gider?

Herşey mi ters gider? Herşey mi sarpa sarar? Her bir şeyde mi sorun çıkar ya? Roma'ya döndüğümden beri yerimden milim kıpırdamadım, para kalmadı zaten, dışarı çıkmıyorum, odadan zar zor çıkıyorum. Ama gene de sorun çıkıyor.
Dün gece bilgisayar yine bozuldu. Azıcık keyiflenelim diye "Sister Act"i açmıştım, o bitti, kapattım bilgisayarı. Banyoya gittim, geri geldim, haa şuna bir bakayım diye birşey hatırladım açmak üzere düğmesine bastım bilgisayarın. Ama o da ne, windows açılıyor ekranında o dört renkli logo duruyor, parlaklaşıp sönükleşiyor parlaklaşıp sönükleşiyor. Yarım saat böyle bekledikten sonra güç düğmesinden kapattım. Geri açılırken onarım yaptırtmaya başladım (Win7). Onarım ekranında sistem geri yükleme önerdi, tamam dedim, geri yükleme yaptı bir saat. Sonra yeniden başlatmaya geçti kendini ama gene windows başlatılıyor ekranında kaldı. Gene güç düğmesinden kapattım. Sonra güvenli modda açmayı denedim, siyah ekranda beyaz yazılar akarken takıldı, güvenli modda da açılmadı. Tamam dedim, sıçtım, buraya kadarmış. Kendimi atayım altıncı kattaki balkonumuzdan. Aşağıda da kuran kursu var zaten, bir kefenleyip gömüverirler herhalde. Bu esnada tabi telefondan sorunla ilgili ne var ne yoksa okuyorum internette. En sonunda, ben bu dünyaya hep sorunlarla uğraşayım diye geldim dedim, kabullendim. Bilgisayarı koydum masaya, fişini çekip geri taktım, ben de yattım yatağa, en salak young-adult kitaplarından birini açtım telefondan. Bilgisayar açılırken onarım ekranı geldi yine, iyi dedim onar gene sen nasıl istiyorsan. Gene sistem geri yüklemeye geçti, bir kendi kendine kapandı açıldı, durdu saatlerce. Sonunda ben kitabın sayfalarını atlaya zıplaya okurken, masaüstünün geldiğini gördüm uzaktan. Açıldı. Sistem geri yükleme yapabilmiş, çünkü virüs veritabanı bu hafta başında istediği gibi güncelleme istedi, windows da bazı güncellemeleri yüklüyor göründü, o da hafta başında güncelleme almıştı. Şu an bilgisayarı geceden beri kapatmamış haldeyim, tırsıyorum, kapatınca bir daha açılmayacak diye. Böyle Ankara'ya dönene kadar kapatmayacağım herhalde.
Böyle bir gecenin sabahı daha güzeldi tabi. Türkiye'deki bölüm arkadaşlarımdan mesaj aldım uyanır uyanmaz, kayıt yenileme yapmadığımdan bölüme yazı gelmiş, kaydımı silmişler. Erasmus toplantılarında erasmus öğrencisi olduğumuz için bu dönem kayıt yapmamıza gerek olmadığını söylemişlerdi bir de. Kafayı yiyeceğim ya. Hayır ben biliyordum kesin sorun çıkacağını. Böyle bir şey dedikleri anda biliyordum, ulan bunların sisteminde kesin sorun çıkacak diye. Nerdeyse mutlu olacağım kaydımı sildiklerine, okula dönmek zorunda değilim anlamına geliyorsa. Kurtuldum diye düşünebilirim tez yazmaktan ama sadece geçen eylülden şubata geçirdiğim o korkunç ötesi günlerdeki emeğime yanarım. O kadar zamanımı boşa harcamış hissetmesem, zerre umrumda olmayacak. Ama asıl kendimi bıçaklamak istememe neden olan şey şu, diğeri hani yıllar yıllar önce burdan da bilirsiniz, yüksek lisans yapmaya çaabalayıp yine tez yazarken bıraktığım okul var ya, geçen sene oraya gidip kaydımı sildirmek istiyordum demiştim. Oradaki öğrenci işleri durumu şöyle açıkladı: Yahu boşver arkadaşım kaydını sildirmek çok zor, önce gidecen bölümünün formunu dolduracan sonra onlar dilekçe isticek onu yazacan verecen sonra bölüm kurulu toplanacak dilekçeyi görüşecek karar verecek de öyle kaydını silmeye gelecen. Ölme eşek yonca bitecek. Lanet gelsin, alın sizin olsun kaydım dedimdi. Hayır hem o okulla bir daha bağım kalmasın istiyordum hem de o okulda kaydım durduğu için bu şimdiki okula harç ödemek zorunda kalıyordum. İşte demem o ki o  gerizekalı okul yüzyıllar olmasına ve ben hiçbir sene kaydımı yenilemememe rağmen, bir türlü kaydımı silmezken kendi kendine, burası daha iki ay olmadan hoppadanak kayıt siliyor. Çünkü herşey ama herşey, tüm evren tüm hayat bana karşı duruyor, benim varlığımı reddediyor, öldürmüyor süründürüyor, zevk alıyor bana işkence etmekten tüm evren.
Lanet olsun ya lanet olsun!
Hatta bir tane daha! Bakın geliyor hazır mısınız? Şubatın 15'inde döneceğim diye bilet aldım aylar önce. Airfinder diye bir siteden, en ucuzu oydu. Thy'nin bir uçuşu işte. Geçen gün mail geldi, tamamı italyanca. Bu ocakları yanasıca airfinder - sanırım, hiç emin değilim - yok uçuşa bir şey oldu, olmayacak etmeyecek isterseniz 14,90 daha verin birşeyler yapalım bilmem ne bilmem ne diyordu. Ya durup dururken noluyor ya? Açtım web sitelerinden baktım, aldığım uçuş cancelled diyor, altına yeni saatlerde bir uçuş yazmışlar changed diyor. Benim makul saatlerdeki uçuşu iptal edip, yerine gecenin üçünde uçuş koymuşlar ve benim bileti herhalde ona geçirmişler. Ama biletimin geçerli olup olmadığından emin değilim çünkü yazdıklarından hiçbir şey anlamadım. Mail attım hemen ingilizce yazın ne diyorsanız, hiçbir şey anlamadım dedim. Cevap yok. Sıfır. Günlerdir. Uçuş iptal olduysa biletimi iade et, başımın çaresine bakayım değil mi? Benim hatam değil ki bu, sizin. Ben gecenin üçünde uçmak zorunda değilim ki. Hayır bir de bir daha para istiyorlar. Neden ya, nasıl ya?
Lanet olsun! Herşeye, her bir şeye lanet olsun! Doğduğum güne lanet olsun! Ne gerek varmış ki beni doğurmuş annem, varmış işte çocuğunuz, ne diye başka bir tane yapıyorsunuz ki ben anlamıyorum. Sırf çile çeksin, mutsuz olsun, ezilsin, çiğnensin, dert çeksin, işkence çeksin diye mi?
Lanet olsun ya, lanet olsun!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...