15 Ocak 2016 Cuma

bir şarkı, Towards The Setting Sun



Aslında 4 aylık boğucu mu boğucu ders çalış-ödev hazırla-sunum yap-çeviri yap maratonundan çıkışımda size dinletmek istediğim ilk şarkı, final sınavlarını geçirmemi sağlayan başa alıp alıp dinlediğim, bağıra çağıra söylediğim bir şarkıydı, onu da göstereceğim sonra. Ama dün akşam öyle ne varmış ne yokmuş diye bir yandan bilgisayara göz gezdirip bir yandan odayı toplarken denk geldim Manos Milonakis'e. Dinleyicisini Bekleyen Şarkılar'da vardı, tıklayıp odamdaki karmaşıklığa geri dönmüştüm, şarkı başladı, o notalar kulağıma ulaştı. Büyülendim. Neden bu kadar etkilendim durup dururken, bilemedim. Birden sanki çok çok başka yerlerdeymişim gibiydi, ne hikayeler geçti kafamdan, ne sahneler döndü o müziğin fon olduğu. Hiç bitmesin istedim, bittiğinde hemen geri başlattım algılayamamıştım sanki o kadarcık zamanda şarkının süresi boyunca. Hani bir bardak su içersiniz de bir yetmez bir az gelir, tuhaftır sanki su içtiğinizi bile anlamamışsınızdır. Onun gibi, tekrar tekrar dinleyip anlamaya çalıştım sanki. Bu gece de şimdi eve girdim, kulaklarım bu sesi istedi, sebepsiz, öylece. Ben niye böyle oldum ya. Vay arkadaş.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...