18 Ocak 2016 Pazartesi

18 Ocak

Gene mi geldin ocak'ın 18'i. Hiç acımadan, hiç sektirmeden, koştura koştura geliyorsun her yıl karşıma. Acımıyorsun, gözümün yaşına bakmıyorsun. Oysa ben öteledikçe ötelemek, yok saymak, olmamış kabul etmek istiyorum her geçen yılla birlikte. Şaka maka, yaşlanmak çok kötü. Herkes 12 gösteriyorsun dese bile içten içe küflendiğini, bozulduğunu, eskidiğini bilmek pek fena. Geçen yılki doğum günümde karar verdiğim o 'kendimi keşfetmem gerek'lerden sonra şimdi bakıyorum da aslında az buçuk da olsa başarmışım. O zamandan bu zamana artık kendimle ilgili daha çok şey biliyorum. Öte yandan, herşeyi daha da karmaşıklaştırdım. Hayatımı tepetaklak ettim. Şu yaşımda, hayatımın şu noktasında olabileceğim en saçma yerdeyim. Şu ülkede her bir bahtsız gencin kendini parçaladığı "memur" olma halinden "devlet işinden" adeta kaçarak istifamı vermiş bir işsizim. Sıfır gelirle üzerine 5 senemi çürüttüğüm alanın tamamen tersi yönünde bir alanda yüksek lisans yapmaya başladım. Bit kadar bir evde abim yengem ve yeğenimle yaşıyorum, kirada. Şöyle iki adım geriye çekilip tabloma baktığımda içler acısı. Hiçbir şeyim, hiçbir başarım, hiçbir yeteneğim, hiçbir özelliğim yok. Elimde hiçbir şey yok. Bugün 29 yılı geride bıraktım, 30.yılın içindeyim ve şu hayatta olabilecek en saçmasapan yerdeyim. Ne işim var, ne birikimim, ne evin ne katım yatım arabam. Ben kurdum diyebilecek bir ailem bile yok, olanın direklerine destek misali tutunuyorum. Kendim de dahil kimseye bir faydam da yok. Önceki duygularımı, amaçlarımı, isteklerimi çöpe atmak zorunda kaldığım bir noktadayım. Çok istediğim herşeyi aslında hiç de istemediğimi fark ettiğim bir dönemdi bu ve artık ne istediğimi zerre kadar bilmiyorum. Ki bu hayatım boyunca yüz yüze kalmadığım bir durum. Hep ne istediğimi biliyordum, her zaman birileri birşeyler engel oluyordu ondan ulaşamıyordum, bahanem oydu mutsuzluğum için. Ama artık ne istediğimi de bilmiyorum. En ufak bir fikrim yok bundan sonrası için. Hiç bu kadar plansız, bu kadar amaçsız kalmamıştım. Bugün 29 yaşımdayım ve hayatımla ilgili ne yapacağımı hiiiç bilmiyorum.
Aa hayır bunalımda değilim, öyle bir ruh hali içinde yazmıyorum bunları. Sadece boş bir hal. Daha önce de dedim ya, kocaman bir boşluk varmış gibi içimde. Üzüntü, kızgınlık bile yok. Ağlamak uygun düşer bu duruma diyorum mesela kendi kendime ama o bile gelmiyor içimden. Bomboş. Sanki bu yaşadığım son senenin içinde birileri bir elektrik süpürgesi tutmuş da hüüp diye çekivermiş içimi gibi. Bomboş.
Belki sabah uyandığımda herşey başka olur. Kim bilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...