1 Mayıs 2015 Cuma

utangaç su perisi Maia'nın adını verdiği zamanındayız yılın

görselde Maia yok belki ama mayıs doğumlu bir başka
tanrıçayı koysam gözlerimiz şenlenir diye düşündüm,
karşımızda pek sevgili Natalia Oreiro
Mayıs ayının bu ilk gününü biz çok farklı sebeplerle çok farklı şekillerde geçiriyor olabiliriz. Tüm dünyada başka, bizim ülkemizde başka bir hale bürünüyor olabilir (günlerden ve sabahtan beri tvden ve netten gördüğüm kadarıyla mesela ülkede olağanüstü hal var, öyle bir görüntü çizilmiş durumda ki sokağa çıkmaya korkuyor gibiyiz. neyse, evde dört köşe uzanan bir işsiz güçsüz olarak bugün ve bayram hakkında söz söylemeye hakkım olmadığını düşündüğümden burada kesiyorum bu konuyu.). Ama tüm bunların dışına bakarsak, bugün mayısın, yazın geliyor oluşunun ilk günü diyebiliriz. Okuldayken sınavların, finallerin zamanı olduğu kadar pikniklerin, şenliklerin de zamanıydı mayıs. İsmi bile bir güzel, bir çekici gelmiyor mu size de? İşte bu isim mitolojideki Maia isimli utangaç mı utangaç bir periden geliyor. Aslında "Nymphe" deniyor o ve onun türüne ama peri diye çevirelim gitsin. Maia, Atlas ve Pleione'nin 7 kızının arasında en büyüğü ve en güzeliymiş. Bu dillere destan utangaçlığından, Kyllene Dağı'ndaki bir mağaranın derinliklerinde gözden uzak yaşıyormuş. Bu dağ Yunanistan'ın Arkadia bölgesinde. Orası neresi derseniz, Yunanistan'ı böyle üst taraf ve alt taraf olarak iki parça gibi görüyorsak o alt parçanın orta-doğu kısmı sayılabilir. Her neyse, bizim güzel Maia'nın gözlerden saklanması, mitolojinin hüber-ötesi çapkını Zeus'tan kaçabilmesini sağlayamamış maalesef. Onu da ayartmış bizim zampara Zeus ve Maia aynı mağarada tanrıların habercisi, ayakkabıları kanatlı Hermes'i doğuruvermiş. Ayrıca Kallisto'nun oğlu Arkas'ı da büyütmek üzere ona teslim etmişler.
İşte güzel peri Maia'nın hakkında mitolojide ve kaynaklarda bu yüzden hep bir anaç rol dışında bir şey yazmıyor. Bulfinch Mitolojileri'nin en son sözlük kısmında "Atlas ile Pleope'nin kızlarından biri; Pleiadların en büyüğü ve en güzeli." yazıyor. Carpenter'ın Antik Yunan'da Sanat ve Mitoloji'sinde ise sadece Hermes'ten bahsedildiği yerlerde annesi olarak yer alıyor. Sophilos'un vazosunda, François vazosundaki Düğün freskinde yer alan sahnelerde Hermes'le birlikte yer aldığı için adı geçiyor. Yılın bu zamanına denk gelen bir bayram, şenlik bir şey de görünmüyor. Yani demem o ki, onu yılın bu zamanına ilişkilendiren hiçbir şey yok gibi görünürken nasıl oluyor da bu ayı ona adıyor eski romalılar? Hani mart-ares-mars'taki gibi bir ilişki de görünmüyor. Yalnızca Crowl'da Latin tanrıçalarından bahar tanrıçası olarak görüldüğü, Faunus ve Vulcan'ın kızı olduğu, isminin anlamının da "muhteşem olan" olduğu yazıyor (Faunus ve Vulcan, antik yunandaki Atlas ve Pleione'nin roma dönemi isimleri-eşdeğerleri diyebiliriz.). Wikipedia'da da yağmur perisi olarak çevrilmiş. Ayrıca maia'nın bir tür "anne" manasına gelebilecek şekilde yaşlı kadınlara hitap ederken saygı için kullanıldığı, hatta antik yunanda "ebe, dadı" gibi anlamları olduğunu yazıyor. Böyle baktığımızda bu ayla bir ilgisi yok gibi geliyor. Ama roma döneminde kullanılan dilde anlamı "büyümek"e dönüşmüş. Belki de bu roma döneminde üstlendiği bahar tanrıçası rolünden dolayı baharın tam anlamıyla ısıttığı bu döneme onun ismini vermişlerdir.
(kaynaklarımız: Theoi ve Crawl)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...