8 Nisan 2015 Çarşamba

Morgan Llywelyn'den "Bard : The Odyssey of The Irish"

Dark sea, fading light, and an old familiar restlessness combined to haunt Amergin the bard. All his life he had suffered an itch in his soul, a formless yearning that blew toward him on the north wind. The green wind, he named it to himself, for to Amergin it seemed laden with verdant aromas from some fair otherworld existing only in his imagination. Yet the north wind persisted in torturing him with hints of that achingly beautiful and unreal land, his heart's home.
Efsane oymuş ki, şimdiki İrlanda adasının bu yemyeşil topraklarında yaşayanların ataları okyanusun rüzgarlı haşin sularını aşarak gelmişler buraya. Kendilerine "Gaul ya da Kelt" ismini veren, İber yarımadasında kabileler halinde yaşayan bu insanlar için toprak, ağaçlar, rüzgarlar, güneş, ay, yıldızlar kısacası doğanın ve evrenin onlara verdiği nimetler kutsalmış. Doğanın kurallarına göre yaşarlar, birbirlerine saygı duyar, kölelik diye bir şey bilmezlermiş. Savaşçılar, liderler, zanaatkarlar ve druidlerden oluşan bu topluluklar, toprağın onlara sağladığı madenleri hızla tüketip, güneyden denizlerin ötesinden gelen tüccarlarla alışveriş edemez hale gelmişler. Artan nüfuslarını besleyemez hale geldiklerinde de bir ozanın, harpını omzundan eksik etmeyen, harpıyla konuşan bir druidin, Amergin'in hayali peşinden gemilere atlayıp Ierne diye bildikleri bir adaya doğru yola çıkmışlar. Büyük savaşçı Milesios'un oğulları sessiz ve mantıklı Donn, gözüpek ve lider ruhlu Eremon, hırslı ve entrikacı Colptha, yakışıklı ve kadınların gözdesi Eber Finn, kendi hayal aleminde ne yapacağı belli olmayan deli ruhlu Ir ve rüzgarları dinleyen druid ozanı Amergin önderliğinde bu onurlu Kelt insanları kendilerine yeni bir toprakta yeni bir anayurt inşa etmişler.
Morgan Llewlyn, kaynak:Fantascienza
Morgan Llewlyn İrlanda'nın kökenlerine dair binlerce yıldır anlatılan, çeşitli arkeolojik kanıtlarla kısım kısım oluşturulabilen bir hikayeyi, bir ozan olan Amergin üzerinden bu şekilde kurgulamış en azından. Ben Keltler konusuna ileri derecede takık olduğumu sanırdım ama misal bu efsaneden veya hikayeden hiç haberim yoktu. Daha doğrusu, sanırım İrlanda konusunda biraz bilgisiz kalmışım. Ozan Amergin İrlanda efsanelerinde oldukça büyük yeri olan bir figürmüş, öyle gördüm kitaptan sonra yaptığım araştırmalarda. Günümüze kadar gelmiş şiirleri var, hatta Llewlyn de kitapta yeri geldikçe bu şiirlerin aslını kullanıyor. Efsaneye kendi kurgusuna göre bir yol çizmiş ama anlatımı bir efsane veya masal havasında değil gene de. Esasında yalnız bir adamın, çevresinden ailesinden hep farklı olduğunu kabullenmese de bir şekilde hisseden, o "all his life he had suffered an itch in his soul" dediği adamın büyük mücadeleleri sonunda gerçek "ev"ine ulaşmasını, yerini bulmasını anlatıyor. Çoğu yerde öylesine şiirsel bir dili var ki Llewlyn'in, sanki kalemiyle birlikte siz de kayıp gidiyorsunuz o kuzey rüzgarının üstünde. Cümleleri yumuşacık okşuyor bazen, bazen de sert dalgalar gibi çarpıyor. Belki 2000 yıl öncesini, belki de tarihi bilinmeyen bir dönemi anlatıyor belki ama insan ruhunun, hırsın, öfkenin, kıskançlığın, hayallerin insan hangi zamanda olursa olsun aynı tohumları taşığını gösteriyor.
Kitap bana hediye olarak gelmişti, eski kitaplara, yaşadığı yılların izlerini üstünde taşıyan, bir ruhu olan kitaplara olan düşkünlüğümden dolayı benim için en güzel doğumgünü hediyesi olacağını düşünmüş olmalı 16 yıllık arkadaşım. 1987'de New York'ta basılmış, buram buram kitap kokuyor sayfaları. Benimle yaşıt kitabın iç yüzüne bir etiket yapıştırılmış, Teresa Hickey kitabın ona ait olduğunu yazmış aynı senenin aralığının tarihini atarak. Kimbilir o County Clare-Eire'de oturan Teresa'dan benim raflarıma ulaşana kadar nereleri aştı, hangi raflarda tezgahlarda camekanlarda bekledi bu kitap..
Doğdukları topraklardan yepyeni bir yurda doğru yol alan Milesios'un oğulları gibi, Morgan Llewlyn'in NY'da o kadar yıl önce doğan kitabı da benim elimde şimdi. Henüz kendi Eriu topraklarını bulmuş mudur bilmiyorum ama, umarım hepimiz bir gün ozan Amergin'in kuzey rüzgarlarının taşıdığı rüyamızdaki "ev"imizi bulur, tüm hayatımız boyunca o anlam veremediğimiz, bir türlü kurtulamadığımız, ruhumuzdaki o dürtüklemeyi, o kaşıntıyı anlamlandırabiliriz.

Kitabın Türkçe çevirisi olmadığını görüyorum, bulamadım yani, büyük ihtimalle yok. O yüzden Amazon'da bulunabilir veya torrent sitesinde indirilebilir halde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...