Elimizde Stanley Kubrick, Stephen King ('in romanı), manyak manyak bakan Jack Nicholson, uzuuun kış günleri boyunca Colorado dağlarında boş bırakılan kocamaaan bir otel, sinema dünyasının en arıza veletlerinden biri, sevgi kelebeği şeklinde dolanan bir Shelley Duvall var. Ve sene 1980.
The Shining 2 buçuk saat boyunca Overlook Hotel'de bir nevi kış bekçisi olarak bulunan 3 kişilik çekirdek aile Jack, Wendy ve oğulları Danny'nin tüyler ürpertici hikayesini anlatıyor. Bir gerilim filmi için herşey hazır, hatta en başından itibaren o kadar hazır ki yuh diyorsunuz. Wendy dönemin modasını dibine kadar yansıtan kıyafetler içinde sevgi dolu bakışlarla ekrana çıktıkça bağırmak geliyor insanın içinden "kaç kızım bu adamdan! oğlanı da al toz al! ne o öyle dağ başlarındaki otellere gitmeceler. manyak mısın? adam daha ilk saniyeden tekinsiz tekinsiz bakıyor zaten." diye. Ama Wendy bulup bulabileceğimiz en saf, sevgi dolu insan çıkıyor. Hiçbir şeye gık demiyor.
Wendy Carlos ve Rachel Elkind'in filmin ilk dakikalarından itibaren kulaklarımızı ele geçiren müzikleri ise hiç dur durak bilmeden insanı geriyor. Görüntülere bakarken aslında hiç ses yokmuş gibi, hatta herşey sessize alınmış gibi hissediyorsunuz ama o gerim gerim geren müzik hep orada. Hiç rahat bırakmıyor.
Ve tabi hemen hemen her sahnede ikonik görüntülerle karşılaşıyoruz. Daha önce internette defalarca paylaşılan, caps'lere, karikatürlere konu olan resimlerle dolu sahneler uçuşuyor gözümüzün önünde.
The Shining uzun zamandır izlemek istediğim bir filmdi. Korkunç Ekim bahanesiyle görmüş de oldum. Ama nasıl diyeyim, bundan da çok zevk almadım. İçim sıkıldı, baygınlık geldi. O yüzden böyle resmen baştan savma bir yazı yazıyorum, kendimden utandım valla ama üzgünüm, içimden gelmiyor.
Korkunç Ekim'in diğer filmleri: House of Frankestein, Pyscho, Nightwatch, Plan 9 From Outer Space, Bram Stoker's Dracula, Rosemary's Baby
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder