2 Eylül 2014 Salı

would you like an adventure now, or shall we have our tea first?

resim Wondrous World of Wonderland'den.
Kararımı vermiş bulunmaktayım. Bu sabahki sınava gitmedim. Günlerdir aklımda dönüp duran cümleyi bu sabah gözümü açtığımda fark edebildiğim için. "Seni ne mutlu ediyorsa onu yap." Ne mutlu ediyorsa değil, neyin mutlu edeceğini düşünüyorsam onun peşinden sürüklenip durduğumu fark ettim. Kendimi oradan oraya fırlatıyorum yıllardır, sırf beni mutlu edeceğini zannettiğim şeyler için. Oysa gidip karda kışta Ankara'nın trafiğinde kendimi heba ederek, binbir türlü eziyet çekerek kendimi ait hissedemeyeceğim bir yere ulaşmaya çalışmak istemiyorum. Evet bu ülkede yaşamak istemiyorum, diğer ülkeler buradan daha mı iyi, herşey güllük gülistanlık mı hayır. Ama buradan gitmek için de hep en uzun yol algoritmasını seçiyorum. Bu kadar yıl yaşayıp da en iyi öğrendiğim şey kendimi mutsuz etmek. E tabi bir de en yakınımdakileri. Topluca insanları mutsuzluğa umutsuzluğa sürüklüyorum.
Halbuki denemek istediğim o kadar çok şey var ki. Bu noktadan sonraki kararım, mutlu olmak. Kurabiyeden çıkan sözün demek istediğini ancak şimdi tam olarak anlayabiliyorum, "Asla Arkana Bakma".
Ben şimdi şöyle güzel bir çay demliyorum kendime. Kahvaltı bile etmedim henüz!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...