20 Ağustos 2014 Çarşamba

Önceki gün işyerindekilerin büyük çoğunluğu öğrenmiş oldu okulu kazandığımı ve gitmek istediğimi. Şimdiye kadar en yakınlarımdakilerle konuşup, düşünce alışverişi yapıyordum ama bu sefer kısım amirime kadar ilerledik. Bir süre böyle toplaşıp, durumum hakkında konuştuk atıştık şakalaştık ve kafam daha da karıştı. Çünkü kısım amirimin ilk tepkisi hayatında mutlu olacağın ne varsa onu yap-hayata bir kere geliyoruz-bu yaştayken denemeyeceksin de ne zaman deneyeceksin şeklindeydi. Ne bileyim, bir büyüğünüzün, fikirlerine güvendiğiniz saygı duyduğunuz, insanlığına hayran olduğunuz birinin böyle şeyler söylemesi bir yandan çok, çok güzel. Bir yandan da insana keşke kötü davransaydı, küfretseydi, gidemezsin nereye gidiyorsun napıyorsun saçmalama deseydi, dedirtiyor. Çünkü o böyle iyi oldukça ben daha çok vicdan azabı çekiyorum, daha çok sorumlu hissediyorum kendimi. Tanrım keşke bana kızsa diyorum. O zaman gitmek daha kolay olurdu. O zaman bu kadar nefret ettiğim bir yer, gözüme gitgide daha katlanılabilir görünmeye başlamazdı. Sonu bile olmayan bir maceraya atlamak, bu kadar ürkütücü olmazdı belki o zaman. Diye düşündüm.
O kadar yorgunum ki.

1 yorum:

  1. İş seçim yapma noktasına geldiğinde, bildiğim bazı Mentat ve Bene Gesserit tool’ları var, paylaşayım öyleyse seninle : )

    1) En Kötü Senaryo Maliyeti
    A şıkkını seçersin, sonu iyiye varır --> win (Wa puan)
    B şıkkını seçersin, sonu iyiye varır --> win (Wb puan)
    A şıkkını seçersin, olası en kötü şekilde sonuçlanır --> loss (La puan)
    B şıkkını seçersin, olası en kötü şekilde sonuçlanır --> loss (Lb puan)

    Sonu iyiye varacak olursa her iki durumda da win. Ha, diğerinden gelecek win puanı belki daha yüksek olacaktı. O aradaki farkın adı Fırsat Maliyeti.

    Nihayetinde kazançlı olduğun için, kaçırmış olabileceğin büyük balık o kadar da koymaz. Halinden memnun olursun. Ama seçtiğinin sonu kötüye varacak olursa sana maliyeti (maddi/manevi) daha yüksek olan seni daha çok incitir.

    O yüzden, tamamen subjektif olarak, kendince bu case’lere değer biçip Wa/Wb/La/Lb puanlarını kafanda belirleyip, La-Lb’den küçük olanı seç der bu Mentat yöntemi


    2) Gerçeği Söyleten Yazı-Turası
    Yöntem basit: Yazı-tura at ve bildiğini oku! Şöyle ki…

    Dune’daki Gerçeği Söyleten’leri hatırla. Yanılmıyorsam 6ncı kitapta bahsediyordu bu tekniğin detayından. “Karşımdaki doğru mu söylüyor diye anlamak için onu değil kendi içimdeki tepkileri izlerim. Biri yalan söylüyorsa arkamı dönüp gitmek için içgüdüsel bir istek duyarım. Buna TruthSense diyoruz” gibi bir şey anlatıyordu sevgilisine genç bir Gerçeği-Söyleten…

    İçgüdüsel olarak doğru olanı bilen bir tarafımız var, ama aklımız çok doluyken iç sesimizi duyamıyoruz. Fakat bir seçim bize dışarıdan dayatıldığında içimizdeki TruthSense bir nevi dizkapağı refleksi gibi tepki veriyor.

    Yazı-tura işte bu refleksi tetikliyor. Çıkan sonuca çok büyük ihtimalle uyacağım diyerek atıyorsun parayı. Yazı geldi --> A şıkkını seçeceksin. İçinde bir şey bu dayatmayı geri ittiriyorsa B’yi seçiyorsun, kucak açıyorsa A’yı.

    : )

    YanıtlaSil

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...