30 Ağustos 2014 Cumartesi

Highlander, Outlander derken kafayı yedirecekler bana



Aslında Bard'ı okuyordum. İrlanda'ya, Orta Avrupa'daki Keltlerin adaya yolculuğuna, druidlerin ağaçlara olan sevgisine dalmıştım tüm cazibesiyle. Ama sonra olan oldu.
Bu kitapla, dünyasıyla kafayı bozmuş durumdayım. Düşünmem gereken şeyler, vermem gereken hayati bir karar falan varken ben ne yaptım, gittim bunu aldım elime. Kafamı kaldırmadan okuyorum, adeta sayfaların içinde nefes alıyorum. Üstüne üstlük çevirisi de kötü. Ama ben hoplaya zıplaya ilerliyorum sayfalarda, İskoç yaylalarında. Geçen sene miydi bu senenin başında mıydı, dizinin haberi geldiğinde görmüştüm kitaplarını Gabaldon'ın, dizi güzel de görünmüştü, izlerim demiştim. Ama kitapları okumak aklıma gelmemişti. Sonra 3-4 hafta önce başladı dizi ve izledim. Ama yapılmaz ki, bu kadar da yapılmaz ki. Siz gidin bir İskoçya hastasına, hem de zaman ile zaman yolculuğu ile kafayı bozmuş, bildiğiniz geçmişte yaşayan bir İskoçya hastasına bunu yapın! Takık olduğum neredeyse tüm elementleri bir araya getirip kitap yazmış ya kadın! Deliriyorum galiba. Ya da yine kaçıyorum. Daha önemli, çok önemli şeyler varken, ben yine kaçacak bir yer bulup kaçıyorum gibime geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...