4 Ağustos 2013 Pazar

çok, çok uzağa

Sadece, çok çok uzağa gitmek istiyorum. Kendimden bile kaçabileceğim kadar uzağa. hiçbirinizi tanımamış olmak, hiçbir anımıza sahip olmamış olmak istiyorum. Kimsenin beni tanımadığı o yerde, herşeye ve herkese baştan başlamak istiyorum ki o hep istediğim, içimde her dışarı çıkmaya yeltendiğinde kafasını tutup geri bastırdığım insan olabileyim o yeni yerde, yeni insanlarla. Bu yakamı bırakmayan hep "en" olabilmeye çalışma hırslarımdan kurtulabileyim orada. Anlamadığım şeyler için üzülmek zorunda kalmayayım, en ufak bir umut için kırıntılardan anlam çıkarmaya uğraşmayayım. Hep bir yerlere, birşeylere, birilerine yetişmek zorunda olmayayım. Aklımdan geçeni söyleyebileyim, gel buraya çok seviyorum seni ben de diyebileyim, defol git başımdan salağın tekisin sen de. Kim neyi hak etti etmedi, bana niye düşmedi, herşey haksızlık herkes ayrıcalıklı diye düşünceler uçuşmasın kafamda oraya gittiğimde, öylesine yeni biri olayım. Azıcık aşım ağrısız başım olsun. Dünyada ne olmuş, savaş mı çıkmış yer mi batmış gök mü düşmüş hiçbiri önemli olmasın orada. Zaman akmasın. Aksa da koymasın. Her yeni gün, gerçekten yeni bir gün olsun, yaşamak zorunda kaldığım bir kabusun bir başka parçası olmasın. Bir şeyler başarmak zorunda olmayayım orada. Herşeyi bilmek, herşeyi yapmak önemli olmasın. Kimse benden bunları beklemesin.
Sadece uzağa gideyim olmaz mı. Çok, çok uzağa. Kendimden bile uzağa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...