Çoğunluğu ABD'deki üniversitelerde akademisyen olan yazarlar, sırayla HP dünyasındaki çeşitli olayları ele alıyorlar.Hogwarts'taki 4 ev gibi kitapta da konular 4 ayrı ev başlığı altında toplanıp,dahil oldukları konulara göre inceleniyorlar.
Cesareti temsil eden Gryffindor başlığı altında 'Harry'nin Dünyasındaki Karakterler' cesaretleri,toplumsal konumları ve kişilik özelliklerine göre ele alınıyorlar.Adaleti ve çalışkanlığı temsil Hufflepuff başlığı altında 'Rowling'in Evreninde Ahlak Anlayışı' masaya yatırılıyor.Sosyal adalet,kişisel arzular,sihrin bilimle ilişkisi ve cennet-cehennem konuları irdeleniyor.
Hırsı temsil eden Slytherin başlığında 'Knockturn Yolu ve Karanlık Sanatlar' gözden geçiriliyor.Özellikle sevdiğim bir konu olan Slytherin Neden Hogwarts'ın Bir Parçası sorgulaması yapılıyor.Slytherin evinden yola çıkarak tüm karakterleri de kapsayan genel bir kötülüğün doğası incelemesi yapılıyor.En son da mantığı ve zekayı temsil Rawenclaw başlığında 'Çeşitli Metafizik Konular' kitaplardan da oldukça güzel örneklerle tartışılıyor.Platform Dokuz Üç Çeyrek,zaman yolculuğu ve kehanet konuları oldukça ciddi felsefik altyapılar dahilinde açıklanmaya çalışılıyor.
Kitap her ne kadar hem HP dünyası sakinleri hem de bu dünyaya ciddi ciddi Muggle kalanlar için yazılmış olsa da işini oldukça iyi toparlamış.Sadece Muggle yazarlarının sırf sözkonusu makaleleri yazabilmek için bahsedecekleri bir kitabı okumuş veya filmini izlemiş oldukları çok belli oluyor.Hatta HP dünyasına dahil olduklarını söyleyen yazarlarının bile çoğunda kitapların hepsinin okunmamış olduğu,çoğu ayrıntının bilinmiyor olduğu göze çarpıyor.Sarfettikleri cümleler,bahsettikleri olayın önünü arkasını,içeriğini anlamamış olduklarını gösteriyor çoğu makalede.Ancak gene de kitaplardan yola çıkarak verdikleri örneklere dair yaptıkları felsefik açıklamalar,tartışmalar ve bilimsel kanıtlara varan titiz araştırma sonuçları oldukça kayda değer.
Bir de elimdeki şubat 2005 tarihli birinci basıma ait ciltteki yazım yanlışlarını saymazsak tabi.
Kitaptan oldukça güzel bölümler şöyle:
- Aslında çocuklar birer filozof olarak doğuyorlar.Çocukların bu anlama tutkusunu kesinlikle,"Neden?"soruları karşısında bunalan yetişkinlerin çabaları engeller.
- Cesaret doğru olanı yapmaktır ve bu her zaman kolay değildir.Cesaret fiziksel açıdan güvenli olanı ya da sosyal açıdan kabul edileni yapmaktansa,ahlaki açıdan gerekli görüneni yapmaktır.Cesaret,kişinin kendisi için en iyi olanı yapmasındansa,genel olarak en iyi olanı yapmasıdır.
- Büyük filozof Aristoteles,cesaretin,tehlike karşısında verdiğimiz tepkinin iki uç noktasının tam ortasında yer aldığını belirtir:korkaklığın ve budalaca bir atılganlığın arasında kurulan bir dengedir cesaret.
- Cesaret bir erdemdir.Güven ise bir tavır.
- Ayn Rand,insanlardaki kötülüğün,gerçeklerden kaçış ve düşünmeye karşı direniş sonucunda oluşan zihinsel sisin ve kaosun doğal bir sonucu olduğunu söylemiştir.
- Hoş olmayan gerçekleri görmezden gelmek için duyduğumuz "güçlü dürtü","gerçeğe giden yolda hayallere kapılmamızı engeller".Böylesine bir kendini aldatma,kendi benliğimizde bir "birlik ve denge"oluşturmamızı sağlar ve bizi "olmak istediğimiz ile gerçekte olduğumuz" arasındaki tehlikeli uçurumdan korur.
- Aslında,Aristoteles'in de belirttiği gibi,bir dost,kişinin öteki benliğidir.
- Descartes şöyle der:Duyularımızın bazen yanıltıcı olduğunu fark ettim;bu da bize,gerçekliğe ulaşmaya çalıştığımız yolda duyularımıza tam olarak güvenemeyeceğimizi açıkça göstermektedir.".Eğer Descartes bu yanılgılar konusunda haklıysa,gerçek olarak kabul ettiğimiz birçok şeyin salt görünenden ibaret olduğunu da kabul etmemiz gerekmektedir.
- Descartes'in söylediği gibi:"uykuda olmakla uyanık olmak arasında kesin ayrımlar bulunmamaktadır."
- Öte yandan düşlerin yalnızca birer görüntü olduğunu ve gerçeklerle bir olmadığını da biliriz;bu yüzden düşler bize bilgi veremez.
- Yanılmak ya da salt görünene aldanmak için,kişinin öncelikle var olması gerekmektedir.
- Nozick'e göre Deneyim Makinesi'ni tercih etmemizin bir nedeni,belli şeyleri yapmak istememiz,fakat bunlara ilişkin tek bir deneyime sahip olmak istemeyişimizdir.
- "Belli bir biçimde olmak isteriz,belli bir insan olmak isteriz."
- Burada söylenebilecek en genel şey,önyargının kimsenin haketmediği bir davranış biçimi olduğudur.Kısaca söylemek gerekirse,herkes ahlaki saygıyı hak ettiği için,önyargıdan kaynaklanan bir ayrımcılıktan uzak durmak gerekmektedir.
- "Kayıtsızlık ve ihmal,düpedüz sevmemekten daha fazla hasar yaratır çoğu kez."(...)Benzer biçimde,bireylerine yöneltilen önyargıya kayıtsız kalan,belli düzeyde bir adaletsizliğe göz yuman bir toplum da,düşmanları karşısında kendisini güçsüz hissetmeye mahkum bir toplumdur.(...)Kayıtsızlık,toplumdaki bireyleri bir arada tutan bağları sinsice ve sessizce kopartarak,bizi kendi ilgisizliğimiz ve sevgisizliğimiz içinde boğmaya çalışır.
- Tam anlamıyla insan olmak,doğru şeyleri yapmak,doğru şeyleri sevmek ve doğru şeylerin peşinde koşmaktır.
- Ahlaki anlamda kötülük,iradenin özgür seçiminden doğar.Büyük değerler dururken daha küçük değerleri seçtiğimizde,yoksunluklarla karşılaşırız.
- Bir Ölüm Yiyen bile iyilik yapmaya karar verebilir ve iyi insanlar da kesin olarak kusursuz varlıklar değildir.
- Büyümenin bir gereği de,önümüzdeki koşulları ve durumları açıkça görmektir.
- Kötülüğün maskesi düştüğünde karşımızda ölümü görürüz,yaşamı değil.Kötülük kolay bir seçim olarak göründüğünde,Cedric Diggory'yi hatırlayın.
- Boethius'a göre,kişi kendi karakterini,yaptığı seçimler ve gerçekleştirdiği eylemlerle belirler.
- Cisimlenme daha çok bir tür karadelik ya da bunun büyü dünyasındaki karşılığı olan bir kanal aracılığıyla yapılan yolculuktur.Karadelikler uzay ve zamandan oluşan birer tüneldir;iki farklı uzay ve zaman ortamını birbirine bağlar.
- Zaman,bir güç değildir-evren yalnızca,farklı uzay ve zaman çerçevelerinden oluşmuş bir yapıdır.
- Bertie Botts'un Fasulyeleri gibi,ılımlı deterministler de farklı görüşlere sahip olabilmektedir,fakat genellikle şuna benzer bir görüş benimserler:özgür irade,kişinin dilediğini yapmasıdır.Eğer kişi dilediğini yapabiliyorsa,eğer hiçkimse ya da hiçbir güç buna engel olamıyorsa,bu durumda özgür bir eylem gerçekleşmiş demektir.
- Kısacası Harry Potter'ın dünyası gerçek kehanetlerin gerçek olduğu bir dünyadır.Peki kehanetler özgür iradeyi tehdit eder mi?Evet eder;dinsel önbilgi özgür iradeyi nasıl tehdit ediyorsa,kehanetler için de aynı şeyi söyleyebiliriz.
- Aquinas ve Ockham'ın belirttiği gibi,Tanrı'nın bireyin özgür seçimine ilişkin önbilgisi,o seçimin kendisini biçimlendirmediği sürece,kişinin seçimi üzerinde gerçek bir baskı yok demektir.
- Harry Potter'ın dünyası tıpkı bizimkisi gibi,gerçek kararları aslında bizim verdiğimiz,güç ve gizem dolu bir dünyadır.