İlk fragmanları dönmeye başladığından beri izlemek istediğim bir filmdi bu. Ancak şimdi izleyebilmiş olmam da büyük başarı. Blake Lively'ı hepimiz Gossip Girl'de gördük, eh oradan sonra da insan kendini onu takip etmekten alamıyor haliyle. Bunun sadece dış görünüşüyle alakası olması çok yetersiz bir açıklama gibi kalıyor. Sadece muhteşem bir siluete sahip, uzun ince bir sarışın olması bu kadar kendine baktırtması için yeterli değil. Bence o bedeni, kendini öyle bir taşıyor ki gözlerimizi cezbeden bu. Yani öyle bir havası var ki gördüğümüz anda vaay oluyoruz, bakıyoruz kalıyoruz.
İşte bu her zamanki muhteşem halini daha da öne çıkaran bir tarza sahip bir karaktere bürünmüş olarak görünce Blake'i "A Simple Favor", Anna Kendrick'ten hiç hazzetmeme rağmen, izlemem gereken bir film gibi göründü. Çocuğunu tek başına büyüten bir anne olan Stephanie (yani sinir bozucu Anna Kendrick) küçük oğlunun sınıf arkadaşının annesi Emily ile tanışır. Emily ünlü bir moda devinin şirketinde halka ilişkiler müdürü gibi bir şey olarak acayip bir kariyere sahip, muhteşem görünen, kendine güveni inanılmaz tepelerde bir kadındır. Stephanie ise tam zamanlı anneliğe ayırmıştır kendini, çocuğu ve onun okuluyla çılgınca meşgul olmakta, günlük vloglarında da yemek tarifleri vermektedir. Bu iki kadın bir şekilde arkadaş olurlar, görünüşteki tüm farklılıklarına rağmen birbirlerini tanımaya başlarlar. Ama günün birinde ansızın Emily ortadan kaybolur. Stephanie de artık en iyi arkadaşım dediği Emily için, olayların peşine düşer. (IMDb'de-->https://www.imdb.com/title/tt7040874/)
Temelde hikayemiz böyle ama hiçbir şey beklediğimiz gibi gitmiyor filmde. Darcey Bell isimli Amerikalı bir yazarın aynı isimli kitabından uyarlama filmin hikayesi birkaç noktada kitaptan ayrılıyormuş, ben yazanların yalancısıyım (Bu arada kitabı Doğan Kitap Türkçe'ye Küçük Bir Rica ismiyle çevirerek yayınlamış. Filmden önce bir kapağı var, bir de filme yakın basılan film görüntülü kapağı olan basımı var.). Film için parlak ama yer yer korkutucu bir ton tutturmuşlar. Yani aslında komedi ortamında bir gerilim hikayesi izliyoruz. Normalde sevmeyeceğim bir atmosferdir bu, ufak ufak absürdlüğe kaçma şansı olduğundan. Ama "A Simple Favor"da bu hiç rahatsız etmedi, gayet eğlenerek ve sıkılmadan, gözlerimi ayırmadan izledim. Ha tamam öyle şahane bir sürükleyicilik yok ama yine de zamanın nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz. Tahmin edebildikleriniz de oluyor tabi ama genelinde hikayenin, "twist"ler gayet sürprizli gidiyor.
Pek çok başka karakter de olaya dahil oluyor ama tüm hikaye bu iki kadın üzerinden döndüğünden tanıdık bir dolu oyuncuyu üç beş dakikalık görüveriyoruz. Aslında Emily'nin eşi Sean da hikayenin ortasında diyebiliriz, bu sebeple de Henry Golding'i de oldukça izliyoruz ama tabi ikisi kadar değil. Henry Golding'i bu ikinci izleyişim. Çok da uzun zaman olmadı sanırım, "Crazy Rich Asians"da görmüştüm ilk olarak. O filmi de yazacaktım, aklımdaydı üşenmişim demek ki. Kendisi baya sevimli bir arkadaş, yarı İngiliz yarı Malezyalı'ymış. Onun dışında Rupert Friend'i, Eric Johnson'ı, Linda Cardellini'yi ufak ufak izliyoruz.
Neyse ne diyordum, hah müzikler. Hikayenin hemen hemen her anında 60'lardan bir Fransız şarkısı kulaklarımıza ulaşıyor. Spotify listesini bırakıyorum: