29 Temmuz 2018 Pazar

Her sabah evden çıkıp serin sokak boyunca yürürken diyorum ki bu akşam şunu şunu yazayım, bugün bunu anlatayım. Her sabah o istek geliyor bir, böyle içim dolmuş, anlatayım istiyorum. Ama sokak bitip, köşeden parka doğru kıvrıldığımda geçmiş oluyor. Zaten akşam eve geldiğimde de tamamen hiçbir şey istememe durumuna giriveriyorum. Hiçbir şey anlatmak, yazmak, söylemek istemiyorum. Kimseye bir şey demek istemiyorum. Sadece oturup bakıyorum. Hiçbir gördüğüme, okuduğuma bir tepki uyanmıyor içimde. Hiçbir şey gelmiyor o anda aklıma. Bu son günlerde böyleyim. Hiç bu kadar uzun sürmüş müydü bilmiyorum. Kendi isteğimle verdiğim aralar hariç, hiç böyle bu kadar isteksiz hissetmiş miydim bilemiyorum.
O kadar çok şey oluyor, o kadar çok şey hissediyorum ama bir türlü anlatasım gelmiyor. Beynimin içi çınlayıp duruyor. Neden? Neden? Neden? diyor. Nasıl bu hale geldin? Neden bu hale geldin? Neredesin? Çözemediğin ne? Göremediğin, o herkesin gördüğü ve senin göremediğin ne? O yüzden mi bu haldesin? Herkesin başarabildiği en basit şeyleri bile neden yapamıyorsun, neden başaramıyorsun, neden beceremedin? Bunu nasıl yapıyorlar? Nasıl yaptılar? Bendeki sorun ne? Neden böyleyim? Neden ben böyleyim? Neden tüm hafızamı silemiyorum? Neden başka biri olamıyorum? Neden herkesi, her şeyi ardımda bırakamıyorum?
Bir yolu yok mu?

1 yorum:

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...