14 Mart 2018 Çarşamba

Spider-Man: Homecoming(2017)

Sanırım hepimizde ayrı bir yeri var spidey'nin. 90larda çocuk yaşta olan bizler için ve bizden sonraki 2000ler çocukları için. Çünkü ben çocukken - biz çocukken - tvde rastladığımız ilk çizgi filmlerdendi örümcek adam (okeskin hatlı çizgilere sahip batman çizgi filmleriyle birlikte). Artık hani yıllarda yapılmış, spidey'nin hangi dönemdeki maceralarını konu alıyordu, normalde kaç bölümdü falan hiç bilemiyorum tabi. Eskiden televizyon şimdiki gibi değildi (yani internet yoktu sevgili çocuklar), bir diziyi programı öyle sezon dvdsini oynatır gibi planlı programlı düzgün bir şekilde yayınlamak diye bir şey yoktu. Sadece her gün aynı saatte sizin izlediğiniz şeyin olduğunu bilir ekran karşısına geçerdiniz, artık o gün hangi bölümü neresinden neresine kadar yayınlamaya karar verdiyse kanal. Aynı bölümü milyon kere yayınlayabildikleri gibi yıllar sonra internete kavuşup da oha böyle bir bölüm mü varmış diye keşfettiğiniz durumlar da olabilirdi. Haliyle çoğu dizide mesela sezon başından sonuna gelişen çözüme kavuşan olayları biz zerre anlayamazdık. Artık bahtımıza hangi bölümü izlemek düşmüşse ondan tek başına keyif alırdık (salla hikaye bütünlüğünü!).
O yüzden de kafamda hiçbir türlü mantıklı, ayarlı bir Peter Parker hikayesi yok-tu, ta ki 2002 yılında Sam Raimi o gönüllerimizin üçlemesini önümüze koyana kadar. 2004 ve 2007'de gelen devam filmlerini de yöneten Raimi'nin adını zaten o sıralar sürekli tv ekranımda okuyordum: Xena'yı yaratanlardan biri ve yapımcı olarak jenerikte geçiyordu (ki bu noktada Xena ile ilgili hislerimi, hayatımdaki yerini falan burada hiç anlatmamış olduğum geldi aklıma. Neyse, bakalım, kısmet.). Tobey Maguire'ın aslında sokakta görsek hiç de sallamayacağımız bir insan olması gerçeği, bu üç filmde adeta bizden biri haline getirdiği spidey ile yerle bir olmuştu. Bu filmler hakikaten de çok başarılı bir hikaye oluşturmuştu. Lise öğrencisi Peter'ı alıp, örümcek tarafından ısırılmasından adım adım örümcek adama dönüşmesini, sorumluluk ne demek öğrenmesini, örümcek adam olmak ne demek anlamasını, ailesini, arkadaşlarını, hayatını nasıl yıkıp yıkıp inşa edebileceğini öğrenmesini, her bir şeyini adım adım anlatmıştı bu filmler. Uncle Ben olayını acayip bir düzleme oturtmuştu, Aunt May tam da olması gerektiği gibiydi, Mary Jane hikayesini eksenine alıyordu ve Sandman'le Venom'la Doktor Octopus'la Goblin'le tanıştırıyordu bizi. Tamam son film biraz şeydi, ona çok da takılmayalım şimdi ama genel anlamda MCU ortaya çıkana dek bizim için süper kahramanlık adına bir şeylerin oluşmasını bu üçlemeye (ve tabi Nolan abininkilere ve bir de belki X-Men'ciklere) borçlu gibiyiz.
Ama sonra ilk filmden 10 yıl sonra, 2012'de yine spidey'yi çağırmaya karar verdiler. Her şey mükemmel görünüyordu aslında, Andrew Garfield hem sempatik hem düzgün bir aktördü (Tobey Maguire gibi spidey rolü dışında her yerde insanın sinirlerini hoplatan bir tipe sahip değildi), yanında mis gibi Emma Stone'u koymuşlardı yani Gwen Stacey olayına giriyorduk (önceki üçlemenin son filminde de güya gördük Gwen'i ama oradaki konumuz MJ'di). Bu sefer lizard ve electro ile tanışıyorduk, goblin yine yanı başımızdaydı tabi. Ama olmadı. Bir şeyler yerine oturmadı. Bu "The Amazing Spider Man" ve iki yıl sonrasında gelen ikincisi, hiçbir türlü bize o ilk üçlemenin hissettirdiklerini hissettirmedi.
yepisyeni Spidey
O yüzden büyük bir hevesle ama biraz da korka korka bekliyorduk Marvel'in spidey'yi bu yeni MCU'ya katmasını. Civil War'da izledikten sonra bu son spidey'yi neyi bekleyip beklemeyeceğimizi oturtmuştuk kafamızda aslında. Sütten ağzı yanıp yoğurdu kaşıklamak misali bakıyorduk Homecoming'in gelişine.
Vulture
Oysa bu yepyeni Peter Parker şahane olmuş be çocuklar! Hem hikaye dört dörtlük gidiyor, hem de karakterler yerli yerinde. Nasıl Raimi'nin çektiği örümcek adam filmleri 2000lerin başına aitse bu film de, bu hikaye de tam da bu çağa ait görünüyor. Bir şeyleri yansıtmak isterken saçma sapan yerlere gitmemiş, her bir şeyi ne eksik ne de fazla. Hem ruhuyla hem de görüntüsüyle bu döneme, yeni bir döneme ait bir spidey hikayesi bu. Bu sefer iyice genç bir örümcek adam - hatta örümcek ergen - var karşımızda, 14-15 yaşlarında bir Peter Parker'layız. Hikayesel açıdan hakikaten çok eli yüzü düzgün bir kurgu oluşturmuşlar. Her şey tık tık tık ilerliyor, nereden başladığımız nereye gittiğimiz ve oraya nasıl vardığımız çok güzel anlatılıyor. Dahası karakteri başlattıkları dönemine de uygun bir hikaye yaratmışlar. Daha yeni yeni öğrenen bir Peter var önümüzde. Hem önce ergenliğini yapıyor hem yavaş yavaş da öğreniyor. Film ne öyle birden bire acayip sıçramalar geliştiriyor ne de büyük büyük oynuyor. Alabildiğine adım adım bir kurguyla, hem mücadele sahnelerini çok iyi kotarıyor hem de espri seviyesini, eğlence miktarını güzel bir tatlılıkla sunuyor.
Michelle-Liz-Ned
Dünya nasıl çağlarla birlikte dönemlerle birlikte değişiyorsa, gelişiyorsa, ayak uyduruyorsa, hikayelerimiz de öyle yapmalı. Örümcek adamın hikayesini de bu döneme güzelce ayak uydurtmuşlar. Uncle Ben olayına hiç girmiyor Homecoming, Aunt May çağa ayak uydurmuş (tam bir klasikçi olan ben bile bu May'e bayıldım), Peter'ın yanındakiler-arkadaşları hem klişeye düşmeden hem de çok abartmadan oluşturulmuş. Ned şahane bir karakter olmuş, Michelle zaten insanı heyecanlandırıyor (MJ kıps;)), Peter'e "bullying" edeni de öğretmeni de Peter'ın ilk "love interest"i de oldukça yerinde. Ayrıca 2002'den bu yana teknolojide aldığımız yol muazzammış farkında değilmişiz. Nerede o beni elleriyle çizdiler diye bağıran binalarda dolaşan spidey, nerede bu izlediğimiz? Tony Stark ve Happy dahiliyetleri, kostümün ve oyuncaklarının tüm detayları, filmin kötüsünün bile bir mantığı bir arka planı bir hikayesi olması-hem de oldukça ele alınabilir bir hikaye olması...başarılı kelimesinin yetersizlikte çığır açacağı şeyler olmuş durumda.
Açıkçası bu yeni başlayan hikayesini ve karakterlerini çok sevdim ben spidey'nin. Dedim ya en başta yeri ayrı diye, öyle. O ilk üçlemedeki spidey'nin yeri hakikaten ayrı bir halde duruyor bende. Eh haliyle artık bu hali, bu yeni ergen spidey bana aynı şeyi yapmıyor, ama bu durum yine de ondan aldığım keyfi azaltmıyor. Çok da güzel olmuş.

2 yorum:

  1. spider biraz küçük ve çelimsiz gibi ama hikayeler genel olarak güzeldi hele birdman yani vulture'ı yine michael keaton'un oynaması bence efsane olmuş..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sanırım yaşını oldukça küçük tuttukları için hikayede - 14-15 - o sebeple azcık çelimsiz falan olmasında sakınca görmemiş olabilirler diye düşündüm ben. michael keaton'ı ben herhalde en son batman'ken izlemiş, nefret etmiştim. birdman de çok benlik bir film gibi görünmemişti ama gördüğüm kadarıyla baya bir tutuluyor :)

      Sil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...