14 Eylül 2017 Perşembe

okumak mı okumamak mı işte bütün mesele bu

Bir çılgınlık yaptım. Çılgınlık dediğim balkondan belime ip bağlayıp atlamak değil yani durun sakin olun. Sonunda yazdıklarımı -  yani böyle blog dışında yazdığım gerçekten "yazmak" dediğim şeyleri - yakınlarım dışındaki dünyaya açan bir şey yaptım. Şu wattpad'den haberiniz var (vardır yani vardır vardır). Önceleri hımm iyi bir düşünceymiş dediğim, sonralarıysa oradan çıkan ve ünlü olan şeyleri gördükçe alayın küfürün dibine vurduğum, en nihayetinde de ulan bunca yıldır sürünüp duruyorum daha ne kadar alay edip de yapmam dediğim şeyleri yapıp da sonra utanacağım ki diye düşünüp iyi be aman tamam dediğim bir yer orası. Üye olmuştum, Roma'dayken ekimde öyle bir cesaret anında. Ama başkaca da hiç elleşmemiştim. Unutmuşum. Geçen Cey sen de yayınlasana orada falan deyince aklıma geldi tabi üye olduğum. Ve dün akşam bir kez daha cesaretimi toplayıp bir iki bir şey koydum.
Ha şimdi bu niye bu kadar büyük olay yani saçmalamaz mısın derseniz, vallahi de benim için büyük adım. Çünkü kendimi bildim bileli "yazıyorum" ama üniversiteye kadar kimseye okutmaya cesaret etmediğim gibi o zamandan beri de ancak bu 3-5 kişiye okutuyordum. İlk sebebi, tabiki tırsmam. İkincisi sebebiyse yazdıklarımı okudukça anladığım bir gerçek. İnsan yazarken aklında kendi sevdiği yazarlar beliriyor. O senelerce hayranlıkla okuduğu hikayelere, o içinden çıkamadığı dünyalara giden aklıyla alıyor eline cümleleri ama sonra bitirip, ne yazdığına bakınca görüyor ki ne kadar alay ettiği, yerin dibine soktuğu yazar varsa, hikaye varsa onlar gibi yazmış. Yani sevgili romalılar, yurttaşlar, vatandaşlar demem o ki hayaller tolkien hayatlar stephenie meyer. O yüzden bir tiksindim uzun süre yazdıklarımdan, kendimden. Sonra sorgulama süreci geldi. Yahu ben yazıyorum yazabiliyorum zannediyordum ama aslında hiç bir halt yapamıyormuş muyum ki? Türünden hezeyanlara boğuluyorsunuz. Sonra da kimseye göstermek istemiyorsunuz yazdıklarınızı çünkü ben böyle bir insan değilim demek istiyorsunuz. Yani o yazdıklarımı okuyanın kafasında direkt karizmam eksi bine düşecek diye kendinize saklıyorsunuz. Bunlar erken dönem saçmalamalarım deme süreci geldi sonra. Daha yazacağım, gelişeceğim, bir Tolkien adabı kazandığımda o şekilde yazabildiğimde yayınlarım deme süreci bu.
Her şeyi de resmen uzattıkça uzatıyorum. Hiç bir şeyi kısaca anlatamıyorum. Bende bitirememe hastalığı var galiba. Sonlandıramama. Veda edememe. Te allahım! Neyse demeye çalıştığım, her bir düşünceyi boş verdim ve yayınladım gitti. Tabi linki vermeden önce - eğer okumak isterseniz diye - uyarımı yapmadan da bırakacak değilim. Bu yazdıklarımı bu yaşıma gelmeden önce yazdım bu bir. Belki kafam hakikaten hiç bir türlü ergen kafasından çıkamıyordur da benim haberim yoktur bu iki. En kötüsü, belki cidden yazamıyorumdur, bu da üç. Kolay gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...