9 Mart 2017 Perşembe

bulanık mı hava

Az önce şu başka bir okulda dinleyeceğim yüksek lisans dersi için durumu hallettim başarıyla. Ama yine kendime kızıyorum, şu işi daha ilk gün yapaydın ya pek sevgili ben kendim canım benim. Annem yeminle haklı ya, çok savsak, çok uyuzum. Ama bu savsaklamalarım içimin kafamın rahat olmasından değil. Yani kaygısız falan olduğumdan her işimi boşlamıyorum, bir salak olduğumdan içim içimi yiye yiye, kaygılar içinde boğula boğula savsaklıyorum.
Bir de bu sabah "new and improved" ben için bir adım attım. İlk defa birine hayır dedim. Abime gelemem dedim bugün ve yarın ve pazara kadar çocuklara bakmaya. Yapamam yani dedim. Hayatım mahvolmuş durumda, hayatım diye bir şey yok ortada ve ben her an bunu düzeltmek için bir şeyler yapmak zorundayım dedim. Size gelince tüm günlerim geçiveriyor boş boş ve elimde yine sıfır oluyor dedim. Dedim yani. Ama hayır demek de, istemediğin halde evet demek kadar mutsuz ediyormuş. Ben ne hayır ne evet demek istiyorum. Sadece böyle seçimler yapmak zorunda niye kalıyorum diyorum.
Neyse hoca kabul ettiği derse girmemi, üç haftalık konuyu indir oku çalış yetiş dedi. Yapacak çok işim var şu an.
Ne yapıyorum ben ya. 30 yaşındayım hala ders çalışıyorum ya. Hava da karanlık bulanık zaten. Annemi istiyorum ben. Abimi de üzdüm anne ya.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...