19 Şubat 2015 Perşembe

perşembe şarkısı


Sarhoş eden şarkılar var. Hakikaten. Bazı şarkılar, bazı melodiler, bazı insanların sesleri..sarhoş edici. Bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi bilmiyorum, karar veremiyorum. Çünkü, misal bu şarkıda da olduğu gibi, insanı çok çook ötelere götürüp, duvarlara kapılara çarpıp çarpıp geri bırakıyor gibi hissettirmesi nasıl iyi bir şey olabilir diye sorabilirim kendi kendime. İlk duyduğumda içime çöreklenen, o kazınan duyguları atamadığımdan belki de. Üniversitenin son senesinde, olması gerekenden bir fazla olan o senede, bir gece vakti odamdaki tek ışık önümdeki ekranın göz bozucu ışığıyken ve nasıl olacak da mezun olup kurtulabileceğim bu cehennemden diye son nefeslerimi verirken duymuştum Royal Wood'un o I wish that I could build a time machine, A time machine and save, All this trouble for my present self, My present self and save diyen sesini (tabi sonraki iki üç saat boyunca tekrar tekrar dinleyip hıçkırıklarla ağlayıp durduğumu söylememe gerek var mı bilmiyorum).
Hayır hayır kötü değilim, aksine çok iyiyim şu ara hatta bugün arafımdan tam anlamıyla kurtuluyorum. Sadece bazı şarkıları her dinlediğimde ilk dinlediğimde hissettiklerimi hissetmeye devam edeceğim. Bilmiyorum, 10 yıl 20 yıl da geçse sanırım bir yerlerde bazı anlar gelecek I think i miss you even more diye mırıldanıyor olacağım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

So many books, so little time

Mesela.  En son yazdığımda Pazar akşamıydı. Annemleri yolcu etmiştim sabahında. Pazartesi işe gittim, o hafta için planım her gün sabah ilk ...