Neverland Hikayeleri: Amphipolis mezarı ve kızıl saçlı kadınlar

Yaz başından beri belki denk gelmişsinizdir, ama büyük olasılıkla denk gelmemiş de olabilirsiniz. Yunanistan'daki Amphipolis mezarına 2012'de bulunduğundan beridir ilk defa bu sene girilebildi ve o zamandan beridir de arkeoloji çevrelerine haberler yağmaya başladı. Gün geçmiyor ki mezardan yeni bir haber gelmesin. Yaklaşık 150 metrelik bir çapa sahip bir tümülüsten bahsediyoruz burada, Yunanistan topraklarından şimdiye kadar bulunanların en büyüğü. Ve içindekilerden dolayı da gömülü olanın oldukça önemli biri olması gerektiğine inanılıyor şimdiden. Büyük İskender'in annesi şimdilik bahislerde ilk sırada gibi görünüyor.

Benim için buranın önemli olması, ilgili ilk haberi duyduğumda Amphipolis'in bana çağrıştırdığı şeyler yüzündendi. Amphipolis Xena (Zeyna) nın memleketidir (dizide tabi). Bu yüzden haberleri ilk gördüğümde nasıl heyecanlanmıştım anlatamam. Obaa demek orada gerçekten önemli birşeyler olmuş diye düşünmedim desem yalan olur.

Neyse asıl diyeceğim, bugün NG'de çıkan en son habere göre mezarda şöyle bir mozaik bulmuşlar:

kaynak: National Geographic

Tam ortasındaki çirkin daireyi görmezden gelirseniz oldukça güzel bir mozaik bu. Olayın yabancısı olan büyük çoğunluk için özet geçersem, Yeraltı dünyasının tanrısı Hades, görüp vurulduğu Persephone'yi kaptığı gibi evine-yeraltına götürüyor ve tanrılarımızın habercisi Hermes de sanki atların önüne düşmüş onlara yol gösteriyor. Bu - bence - pek de güzel sahnede, NG'deki makaleyi yazan Heather Pringle'ın da ara ara belirttiği üzere önemli bir detay varmış, Persephone'nin güzelliğini perçinleyen kızıl saçları.

İlk etapta bana tuhaf geldi, Persephone'yi hiç kızıl hayal etmemiştim. Sanki hep koyu kumral ya da siyaha yakın renkte saçlara sahip bir güzellikmiş gibi geliyordu bana, Yunan mitoslarında ya da batı kültüründe bizdeki gibi sarışınlara bulunmaz hint kumaşı muamelesi edilmiyor diye düşünüyorum çünkü. Dahası kızıl saçlı kadınları da pek güzellik olarak gördüklerini düşünmemiştim. Ya da belki tamamen önyargıdır benimkisi, eksik bilgiden kaynaklı.

İşte bu ahenkle dans eden kızıl saçlara sahip Persephone görüntüsünden yola çıkarak kızıl saçlı kadınlara olan sevgimden bahsetmek istedim ben size. Baya bir süredir, herhalde doğru düzgün estetik ve güzellik konularında düşüncelerim gelişmeye başladığından beridir kızıl saçlı kadınları beğendiğimi fark ettim. Hakikaten direkt bir ayrım yapmıyorum ama diğerleri arasında - doğuştan - kızıl saçlı olan kadınları daha güzel bulduğumu inkar edemem. Belki bu saç rengiyle birlikte gelen ten rengi, göz rengi ve fiziksel özelliklerdendir tümünü bana daha güzel gösteren. Bu yüzden bir dönem, etrafta bahçe mantarı gibi türeyen berbat tonlardaki kırmızı kafalı esmerlerden nasıl iğrendiğimi anlatamam. Ha onların yanında bir de sırf tenleri beyaz diye saçlarını kızıla boyatırlarsa sırıtmayacağını düşünenler de vardı, tamamen yanılıyorlardı. Her beyaz ten, bir kızıl saçlı teni değildir ve üzgünüm kuaför arkadaşlar ama o boyadığınız renklerin gerçek kızılla alakası bile yok.

Gerekli çemkirmemi yaptıktan sonra güzel bulduğum kızıllardan da bahsedebilirim. Genelde doğuştan gelen kızıllıklarını yıllar içinde çeşitli katkılarda devam ettirenleri beğendiğim gibi kızıl olup kumrala dönenleri de beğeniyorum. Bir de birkaç sonradan kızıl istisnası var, yok değil. Ama bu istisnaların bizim ülkemizdeki boyalı kızıllarla alakası olmuyor nasıl oluyorsa, o yüzden beğeniyorum.