3 Mart 2013 Pazar

Biz de tuttuk "Uçurtmanın Kuyruğu"ndan

Bu akşam 75.Yıl Sahnesi'ndeydi Pervasız Tiyatro. Az gidiyorum tiyatroya belki, hiç gitmiyorum neredeyse izlediğim film sayısına oranlarsak ama gidince de böyle hep iyi ki gitmişim diyorum, iyi ki bu oyunu seçmişim. Bu sefer de öyle oldu, İlker Ayrık ve Aykut Taşkın'ı o ufacık ama şahane eşyalarla dolu sahnede 2 saat boyunca çok çok mutlu olarak izledim, hep birlikte güldük, hep birlikte hüzünlendik. Onlar sahnede, biz oturuyor değildik. Sanki okulda, boş derste  sınıfın iki haşarısı çıkmış tahtanın önüne, biz de sıralarımızdan onlara katılıyorduk. "Uçurtmanın Kuyruğu" şahane bir oyunmuş, belki bunun tam farkında olmayarak gittim ben oyuna ama çıktığımda anlamıştım.
Tiyatroya biraz soğuk baktım hep, sinema aşk gibi benim için. Ama bu gece onu da anladım, tiyatrodan hoşlanmadığım için soğuk değilmişim, utandığım için gitmekten korkuyormuşum. Hakikaten, Aykut Taşkın'ın sahneye çıktığı ilk dakikalarda panik atak geçiriyorum zannettim (geçirilir mi bilmiyorum onun gibi birşey işte). Sahnede olan oydu ama ben oturduğum yerde onun yerine heyecan duyuyordum. Tek başına, koca salonda çıt yokken herkes ona bakarken nasıl duruyordu ki diyordum içimden. İşte sanırım bu panik duygusu beni tiyatrodan uzak tutan şimdiye kadar, bu utangaçlık. Sinema perdesi sizi herşeyden korur, perdenin ardından sesleri duyarsınız ama oraya gidemezsiniz. Tiyatroda o perde ortadan kalkıyor; karşımda gerçekten atan kalpler, birşeyler söylemeye çalışan bakışlar buluyorum. Deliler gibi korkuyorum, elim ayağıma dolaşıyor.
Ama yeniyorum bunu, böyle oyunlar ve böyle oyuncular olduğu sürece korkmak güzel geliyor.

"Uçurtmanın Kuyruğu" 9 ve 16 martta 75.yıl sahnesinde olmaya devam edecek.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...