2 Ocak 2012 Pazartesi

yeni bir yıl gelir mi

Şimdi isterdim ki şöyle oturup size mutlu mu mutlu, umutlu mu umutlu bir yeni yıl yazısı yazayım, neler bekliyorum ooo, süper de olacak hobaa diye gülücükler saçayım. Ama olmaz, olamaz, öyle olsa "bu" benim hayatım olamaz.
2011 çok pis geçti geçti benim için. Eğer söylenmesi gereken ilk şey buysa, onu diyeyim de hemen. 2011'e girerken durumum şuydu : 5 yılda ıkına ıkına bitirdiğim üniversitenin üstüne okuyayım diye girdiğim ikinci üniversitenin final zamanıydı ve ne sınavı yaa bu yaşta, bıraksam mı ne yapsam diye düşünüyordum. Bir yandan da diğer bir bölümde yüksek lisansa başvursam mı diye tarih gözlüyordum. Babamın habire "bir işe girsen de artık terennümlerinden nasıl kaçarım"ın peşindeydim. Cebimde peş kuruşum yoktu, kafam hayallerle doluydu ve mutsuz, kararsızdım.
2012'ye girerkense yüksek lisans kafama etmiş haldeyim, nefret etmenin solda sıfır kalacağı şeyler hissettiğim bir işte çalışıyorum ve yine mutsuzum, umutsuzum, çaresizim, kararsızım. Tek fark şu an banka hesabımda bir miktar lira duruyor - ve her gün gıdım gıdım azalıyor - olması ile çekmecemin üzerinde duran gıcır gıcır Johnny gözlüğüm.
O yüzden bu sefer hazırlıklıydım, hiç öyle süper dileklerle, acayip beklentilerle, nefesimi tutarak falan girmedim yeni yıla. Saat 12 oldu, insanlardan bir telaş bir heyecan fışkırdı, ben "iyi" dedim. Çünkü başıma gelecekleri biliyorum.Daha yeni yıla gireli bir gün olmamışken her bir şey tepetaklak oldu. Bari şu okul işi olsa da şu lanet işyerinden kaçsam hesaplarına bel bağlamışken, egoist-aklı gelişmemiş-insanlıktan nasibini almamış hoca olacak bazılarının salak saçma şeyler söylediğini öğrendim. Bu kafa bulandırıcı haberin üstüne önümde yetiştiremediğim tonlarca ödevle gözüm hepten döndü. Bir anda hayatımın o kısmından nefret etmeye başladım. İşyerinde deseniz, tüm gün ne yapayım ne yapayım diye döndüm durdum. Ama kimse bir iş vermedi. Haa şimdi diyeceksiniz ki daha ne istiyorsun. Hem bir iş yapmıyor hem de para alıyorsun durumu gibi görünüyor değil mi? Hayır, değil işte öyle. İş yapmıyorum ama yapıyor gibi görünmem gerekiyor. Ki bu en zoru ve yorucu olanı. Tüm gün tek kelimesini anlamadığım ve dahası zerre kadar ilgilenmediğim bir konuda okuyup duruyorum. Bilgisayarda ne istediğim şeyleri açabiliyorum ne de okuyabiliyorum. Evde bir ton ödevim dururken ben orda 8 saat boyunca gözlerimi yoruyorum. Dahası günün sonunda dönüp soruyorlar ne yaptın diye. Nasıl ne yaptım? Ne yapabilirim ki? Ne yapmış olabilirim?
Üstüne ne hissetmem gerektiğini bilmediğim bir hastalık - yaşlılık durumu var. Üzülmeli miyim? Düşünmeli miyim? Bana bir yararı olmamış, beni gerektiği kadar önemsememiş bir insan sırf hasta, yaşlı ve ölüyor diye düşünülmeyi hak ediyor mudur? Hayır kendimi bıraksam, üzülürüm, ağlarım belki. Ama bu daha kötü değil mi?
Zaten 2012'nin ilk gününde de ağlamaktan şişmiş gözler ve dudaklara sahiptim. Hiçbir şey değişmedi benim için yani. Zaman, mekan fark etmiyor. Mahvolmuş geleceğime, bir yere varmayacak hayatıma, hiçbiri gerçekleşmemiş hayallerime ağlıyorum da ağlıyorum. Ben oturup, foşur foşur ağlıyorum. Annem de karşımda oturmuş "bak bunlar hep burçlardan. dinledim ben. bu ara böyle çelişkiler içinde olacakmışsın hep. ondan. ama geçecekmiş. aydınlığa çıkacakmışsın. herşey düzelecekmiş. vallahi ben inanmazdım bu burçlara yıldızlara ama artık inanıyorum senin yüzünden, aynen dedikleri gibi oluyorsun." diye konuşuyor.
Hı ne diyecektim? Yeni yıl yazısı. Evet benim şimdi oturup size böyle güzel güzel şeyler anlatmam, iyi dileklere boğmam gerek sizi değil mi? Ne bileyim, belki bir gün onu da yaparım. "Aman yarabbi bugün inanılmaz güzel şeyler oldu" diye bir heyecanla yazarım mesela. "Mutluluktan ölecek gibiyim, inanamıyorum." gibi şeyler söylerim. Ne bileyim, belki bir gün hakikaten yeni bir yıl gelir. Hep birlikte gireriz.

3 yorum:

  1. inşallah:)
    umarım her şey gönlünüzce olur:)
    ne hoş bir sayfaa:)
    sımsıcacık ve samimiyet dolu..
    emeklerinize sağlık...
    seve seve izleyiciniz oldum hemen...
    bende sizi bekliyorum sayfama:)
    kucak dolusu sevgilerimle....

    YanıtlaSil
  2. çok çok teşekkür ederim o kadar güzel geldi ki söyledikleriniz çok mutlu oldum.ben de sizin blogunuzu izlemeye başlıyorum yemekleri yapmakla pek aram olmasa da yemeye bayılan biri olarak:)

    YanıtlaSil
  3. Bu genç yaşta ne bu karamsarlık canım benim.
    Güzel şeyler düşünelim ki çekim yasası tüm güzellikleri çeksin önümüze:)
    Aman yarabbi bugün inanılmaz güzel şeyler oldu" "Mutluluktan ölecek gibiyim, inanamıyorum."
    Dediğin yeni yıl ve yıllar diliyorum sana canımm.
    Sevgiler...

    YanıtlaSil

Bahar Ekinoksu - "Old must be left; New must be adopted; Life must be celebrated"

Ostara veya Eostre veya Eastre, Germen bahar ve şafak tanrıçası. O dönemin akademik yazılarında kendisinden yalnızca bir kez bahsediliyor - ...