9 Ekim 2011 Pazar

Nothing to kill or die for...

Önce güneş yine her zamanki gibi turuncu çizgiler oluşturdu, pencerenin dışında. Hafiften aydınlandı ortalık. Gözümü kapadım, birkaç saat daha uyumak için. Açtığımda karanlıktı artık. Pencereden görünen gökyüzü, bulutların en grisiyle kaplanmıştı, öyle ki bulutlar bile seçilmiyordu bu grilikte. Gittikçe karardı sonra. Gökyüzünün altındaki herşey rengini kaybetti. Şafakta güneş doğarkenki o parıltı, o turuncu-sarı-kırmızı parlak ışıklar hayaldi sanki. Belki de sadece hayal kurmuştum.
9 ekimdi çünkü bugün.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

“We are what we pretend to be, so we must be careful about what we pretend to be.”

 Kafam cadı kazanı gibi. Rüyalarla boğuştuğum bir gece geçirdiğimden. Dün annem geldi, onu aldım aştiden. Mutluydum yani, mutluyum. Gece de ...