Fotoğraf Niko Guido'dan. Kaynak |
Aktüel Arkeoloji'nin Eylül-Ekim sayısındaki Aykan Özener imzalı bu yukarıdaki başlıklı yazı, herşeyi o kadar iyi özetliyor ki. İki dakika durup, okumanız gerek. Okuyup, düşünmeniz, karar vermeniz, harekete geçmeniz gerek. Hareket geçmemiz gerek. Birşeyler yapmamız gerek.
"Bilindiği gibi Biga Yarımadası'nda yerüstü-yeraltı su kaynaklarını oluşturan, besleyen, sürekliliğini sağlayan, Bandırma'dan Ayvalık'a ve Midilli'ye kadar yaklaşık 2 milyon insanın temiz, güvenilir su kaynağı Kaz Dağları'dır. Kaz Dağları barındırdığı bitki ve hayvanlarla, temiz havası ve sularıyla can verdiği tarım alanlarıyla yüzyıllardır tüm bölgenin yaşam kaynağı olmuştur.Şimdi bu bölgede özellikle altın tekelleri sondaj çalışmalarını tamamlayarak işletme aşamasına geçmek üzereler. Fırsat buldukları an işletmeye başlayacaklar. Kaz Dağları'nın birçok yerinde çapı 600 metreye, derinliği 400 metreye varan cehennem çukurları açacaklar, milyarlarca ton kayacı öğütecekler. Binlerce ton siyanür kullanarak kirletilmiş milyarlarca ton zehirli atık barajları ile bizi baş başa bırakacaklar. Bu işlemleri Kaz Dağları'nın doruklarında su kaynaklarının bulunduğu yerde yapacaklar, yeraltı sularımızı, havamızı zehirleyecekler, radyoaktiviteyi artıracaklar. Bölgedeki tarımsal üretimin değerini ve miktarını düşürecekler, insan başta olmak üzere tüm canlıların amansız hastalıklara yakalanmalarına sebep olacaklar, bu bölgede yaşamı bitirecekler. Bölgede yaşayan, hava soluyan, su içen, beslenen tüm canlılar olumsuz etkilenecek.Ülkemizde altın üretimi çok uluslu tekeller tarafından gerçekleştiriliyor ve üretilen altının tamamı yurtdışına çıkarılıyor. Söz konusu tekeller 1 ton altını yurtdışına çıkarabilmek için ülkemize 1.750.000 ton siyanürle kirletilmiş ve ağır metalleri açığa çıkarılmış atık bırakacaklar. (...)Biga Yarımadası'nda altın madenciliği etkinlikleri birinci planda Atikhisar ve Bayramiç barajlarını etkileyecek. Yasalara aykırı olmasına rağmen Çanakkale'nin içme suyunu sağlayan Atikhisar barajı havzasında altın madeni arama ve işletmesine izin verilmiştir."
O kadar rezillik çekeceğiz, bize de belki üç kuruş birşey verecekler. Madenlerimizi resmen çalıp, bizi soyacaklar. Kendi ülkeleri de olmadığı için doğamızı berbat edip defolup gidecekler. İzin verenler de çıkıp artistlik yapacak orada burada yok zamanında izin verilseymiş Türkiye şu kadar para kazanacakmış yok efendim bilmem neymiş de... Allah onları bildiği gibi yapsın...
YanıtlaSil