23 Mayıs 2011 Pazartesi

İki Yıl Okul Tatili (Deux Ans De Vacances) ile Jules Verne


Okulun yeni bittiğini, yaz tatilinin yeni başladığını ve bu başlayan cillop gibi yazın birkaç haftasını 10-15 okul arkadaşınız ve ailesiyle okyanusta bir gemide geçirmek üzere yola çıkmakta olduğunuzu hayal edin. Yaşınız 10, hadi bilemediniz en fazla 14. Ergenliğe henüz tam ulaşamadığınızdan öyle aile istememe tiripleri de ortada pek dolanmıyor. Sadece önünüzde sıcak, güzel, eğlenceli birkaç hafta var.
Sonra tam ertesi sabah yola çıkmadan önce gemide tüm arkadaşlarınızla birlikte yataklarınızdayken gemi limandan uzaklaşmaya başlıyor! 'Bu gemiye neler oluyor böyle? Kendi kendine nereye gidiyor?' diyorsunuz. Çünkü tüm yetişkinler ve de gemi personeli sahilde, artık kafesinde restaurantında eğlencesiyle meşgul. Ama siz ve arkadaşlarınız daha gemiyi limana bağlayan ipin nasıl çözüldüğünü bile anlayamadan çoktan okyanusun o bilinmeyen sularında kayboluyorsunuz. Üstüne günlerce süren fırtınalar atlatıyor, en sonunda da ıssız bir adanın kenarına neredeyse parçalanmış geminizle vuruyorsunuz.

Hayal edin. 10 yaşında bir çocukken tüm bunları okumak ne hissettirir insana? 'Ben de istiyorum, ben de gideceğim, şuradan bir gemi verin, okyanusa açılacağım!' nidalarıyla kendinizi kanepenin üstünden arkasına fırlatırken bulmaz mısınız?
Pek çok çocuk buldu, tam 123 senedir, pek çok çocuk yaşları kaça gelirse gelsin hep 2 yıl boyunca sürecek bir okul tatilinin hayalini kurdu. Yemek yapan anneleri, eşyaları taşıyabilen babaları, tehlikelerden koruyacak büyükleri olmadan iki yıl boyunca maceralarla dolu bir okyanusta ya da adada yaşadıklarını düşündüler. Ekmek ağacını ya da süt veren inek ağacını keşfettiklerini, tuzaklar kurup hayvanlar avladıklarını, bir devekuşunu evcilleştirip üstüne binebilmeyi, fok avlayıp yağ elde ettiklerini, acımasız asi denizcilerle kapıştıklarını hayal ettiler. Kimi zaman Briant'ın cesaretini, Gordon'ın mantığını, Doniphan'ın kendine güvenini; kimi zaman Baxter'ın teknik marifetliliğini, Service'in esprililiğini, kimi zaman da Costar'ın çocuksu saflığını üstlendiler.
Jules Verne, Ocak ile Aralık 1888 arasında Fransız Magasin d’Éducation et de Récréation dergisinin 'Extraordinary Journeys' bölümünde yayınlanan bu hikayesini daha sonradan kendisinin de belirttiği gibi "çocuklar için bir Robinsonvari ortam yaratmak ve böyle bir ortamda onların neler yapabileceklerini, nelere yetkin olduklarını göstermek" amacıyla yazmıştı. Ayrıca aynı yıl içinde iki farklı baskısı da kitap olarak yayınlanmıştı. Bilim-kurgu'nun (science-fiction) babası sayılan Jules Verne'in belki de çocukları en çok etkileyen hikayesidir İki Yıl Okul Tatili.

Kendisi de 12 yaşına geldiğinde Hindistan'a giden bir gemiye kaçak olarak binmiş, ancak babası tarafından anında yakalanması üzerine 'Bundan böyle sadece hayalimde seyahat etmeliydim.' diyen Verne'in ölümüne kadar yazdığı 54 romanın hemen hepsi de olağandışı yolculukları ve keşifleri anlatır. Aslında gayet anlaşılır bir durumdur bu, çünkü zaten yazmanın amacı da bir yerde insanın kendisi ve diğerleri için aslında yaşayamadıkları bir başka dünya yaratmak ve onun içinde de olsa en azından yapamadıklarını yapabilmek değil midir?Babasının, hukuk okumak yerine yazı yazmakla meşgul olduğunu öğrenip, maddi desteğini kestiği Verne sonradan iyiki de devam etmiş yazmaya. Hayalinde tasarladığı pek çok bilimsel buluşa bu sayede onun verdiği isimler verilmiş. Kullandığı coğrafi bilgiler, denizcilik bilgileri ve biyoloji bilgileri hemen hemen her romanında insanı bombardımana tutarcasına yer almış. Ki biz de böylece sayfalar ve onların üzerinde süzülen maceraperestleriyle birlikte en olmadık yerlere gider, en şaşırtıcı ağaçları, hayvanları, böcekleri, yöntemleri keşfederiz.
Her çocuğun yolunun Chairman Adası'na düşmesi ümidiyle, Madeleine Mezarlığındaki heykele saygılar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...