tarık minkari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
tarık minkari etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Aralık 2011 Cumartesi

Tarık Minkari'den "İskoçya Gezisi ve Çeşitlemeler"

Kütüphanede dolaşırken rastladığım kitaplardan biri bu "İskoçya Gezisi ve Çeşitlemeler". Normalde önceden yazdığım çizdiğim listeler elimde, belirlediğim kitapları almak üzere girerim rafların arasına ama arada da sırf zevkine gezinirim şöyle bir neler göreceğim diye. Bu sefer gene dolanırken öyle, bir anda gördüm ve görmemle elime almam bir oldu. Üzerinde İskoçya yazan herhangi bir kitabı merak etmemem zordur. Bu yüzden nedir ne değildir hiç bakmadan kaptım, çıktım.
Tarık Minkari'nin hayatı boyunca gezdiği yerleri ve yaşadığı tecrübeleri anlattığı kitapları "Bir Cerrahın Anıları" serisinin 13.bölümüymüş bu kitap. Doğan Kitap'tan çıkan 247 sayfalık mayıs 1999'daki ilk baskısı. Tarık Minkari ismini okuyunca "yahu ben bunu bir yerden duydum ama kim ki acaba" dedim belli belirsiz kendime. Üstünde pek durmadım ama, açtım kitabı ön kapakta da görünen bu sevimli ihtiyarın İskoçya'da neler yaşadığını okumaya başladım.
Tarık Minkari 16 mart 1925 doğumlu bir cerrahmış bir kere  onu öğrendim. Cerrahpaşa'da kendi adına bir dersliği bile bulunan, ülkemizin sahip olduğu en mükemmel cerrahlarından hem de. Hayatı boyunca da gezmiş durmuş. Dünyanın her yerine gitmiş, bir yandan da yazmış ne gördüyse işittiyse. Vakti zamanında Milliyet'te falan da yazarmış (Eserlerine dair bir listeye wikipediada da rast geliyoruz). Ama geçen yıl 6 ekimde ayrılmış aramızdan, onu da öğrenmiş oldum. Önce her bir şeyden habersiz yazdıklarını, yaşadıklarını okuduğum bir insanın daha geçen sene ölmüş olduğunu öğrendiğim için üzüldüm. Ama sonra dolu dolu, gezip gördüğü, dostlarıyla sevdikleriyle her şeyin tadını çıkardığı, yararlı pek çok şey yaptığı ve insanlarda, dünyada bir iz bıraktığı güzel bir hayat yaşayıp, uzun bir ömrün sonunda burdan ayrıldığı için mutlu oldum onun adına, üzüntüm geçti.
Peki Minkari'nin bu İskoçya gezisi nasıl geçmiş? Bir kere kitap en başından, daha uçağa binmek üzere evden ayrılırken arkalarından su dökülmesiyle başlıyor. Minkari kısa kısa, ayrı başlıklar altında anlatıyor anılarını. Alabildiğine mizah dolu, esprili bir dille şuraya gittik, şunu gördüm, şuna rastladık böyle dedi ben de böyle dedim şeklinde. Karşılaştığı ilginç insanları anlatıyor, öğrendiği her bir şeyi yazıyor. Aralara bol bol gezi sırasında çektikleri esprili fotoğrafları, duruma uygun karikatürleri ve İskoçya'nın yerel fıkralarını serpiştirmiş tabi. Kolay okunuyor, insanı eğlendiriyor, düşündürüyor, ders veriyor. İskoçya ve Britanya tarihi hakkında derslerden öğrenilebileceğinden çok daha fazla şeyi, çok daha eğlenceli bir şekilde anlatıyor. Sona doğru İskoçya'dan dönüyor Minkari, Türkiye'de olanları, haberleri, kaybettiği arkadaşlarını ve hissettiklerini, çeşitli konular hakkındaki görüşlerini anlatıyor.
Kitabın arka kapağından Minkari'nin kendi cümleleriyle bitireyim İskoçya gezisini :
Benim tuhaf bir huyum var : bir hikayeyi okurken, bir filmi seyrederken, bir kaleyi gezerken kişiliğim değiştiririm, bir başkasının yerine geçerim, kahraman olurum, mazlum olurum, firari olurum, kah coşarım, kah kaçarım. İşte şimdi Highland'de (İskoçya'da) Culloden Ovası'nı geziyorum, süngülenmiş İskoç etekleri askerleri kucaklıyorum. Toprak kanı çoktan emmiş. Kır çiçekleri, ağaçlar ve çimenler acıyı çoktan yok etmiş. Şu tarafta kırmızı ceketli İngiliz askerlerini görüyorum. Hepsi iyi giyinmiş, iyi beslenmiş. Ellerinde iki yüzü kanlı, uzun süngülü tüfekleri var. Mağrur Cumberland dükü William Augustus, doru atının üstünde, kendinden emin, elini kaldırmış askerlerine İskoçları gösteriyor, acımasızca "Hücum" diyor. Sevimli Prince Charlie "Bonnie Prince Charlie", zayıf, soluk, bitkin. Renk renk etekli yorgun askerlerine "Sizler bugün tarihin akışını değiştireceksiniz" diyor. Ne de iyi biliyor. Savaş tam 40 dakika sürüyor. Yer kan gölüne dönüyor. İçimden Bonnie'yi kurtarmak geliyor.
 Minkari'nin kendi adına hazırlanmış web sitesi de var : http://www.tarikminkari.com/index.php

eylülde

 Neden hep imkansızı istiyor ki canım? Oysa çok kolay olabilirdi. Elimi uzatsam alabileceğim mesafede duran şeyler. Çok kolay olabilirdi. He...